Gerçek Gündem TV'de anlattı: Meclis çoğunluğu için 30 ilde ortak liste gerekiyor
Siyaset bilimci ve kamuoyu araştırmacısı Nezih Onur Kuru, geçtiğimiz yıl seçim kanununda yapılan değişiklikle milletvekili hesaplamasının da değiştiğini hatırlatarak, “Millet İttifakı, Meclis çoğunluğunu kazanmak için kritik illerde ortak listeyle seçime girmeli” dedi.
GERÇEK GÜNDEM - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim tarihini açıkladı, daha resmiyet kazanmasa da seçim için geri sayım başladı. Altılı Masa, Millet İttifakı adını aldı ve önümüzdeki günlerde adayı açıklanacak. Her gün anketler yayınlanıyor, çeşitli senaryolar ortaya atılıyor. Bu haftaki Türkiye’nin seçimi programının konuğu siyaset bilimci ve kamuoyu araştırmacısı Nezih Onur Kuru oldu. Kuru’ya, son yıllarda kamuoyu araştırması yapan şirketlerin sayısındaki artışı, bazı anket sonuçları arasındaki büyük farklılıkları, anketlere bakarken nelere dikkat etmemiz gerektiğini sorduk.
Nezih Onur Kuru’ya göre anketlerin güvenilirliğine ilişkin künye önemli, künyede de iki şeye dikkat etmek gerekiyor: “Birincisi finansman. Kamuoyu araştırma şirketi kendi öz kaynaklarıyla mı, bir şirket için mi ya da bir parti için mi yapıyor bu araştırmayı? Bunun belirtilmesi gerekiyor. Bu, dünya genelinde uygulanan bir prosedür. Ama Türkiye’de siyasetin kutuplaşması ve partizanlaşması kamuoyu araştırma şirketlerini de partizanlaştırdığı için bu bilgileri paylaşmaktan imtina ediyorlar. Ya da öz kaynaklarıyla yaptıklarını söylüyorlar. Bu ne kadar doğru pek emin değilim. Diğer başlık ise metodoloji. Anketin hangi yöntemle yapıldığı önemli. Yani yüz yüze mi, telefonla mı ya da bilgisayar yardımıyla mı gerçekleştirildiği çok önemli. Örnekleme stratejisi çok önemli, hangi yönteme, hangi kritere göre, hangi illere gidilmiş gibi şeyler çok önemli.”
İTTİFAKA GÖRE DEĞİL, PARTİLERE GÖRE DAĞILIM
Geçtiğimiz Mart sonunda seçim yasasında yapılan değişiklik nedeniyle, muhalefet gerekli önlemleri almazsa, güç kaybetmesine rağmen Cumhur İttifakı’nın Meclis çoğunluğunu alabileceğini söyleyen Kuru’ya yeni sistemin ayrıntılarını sorduk.
2018 seçimiyle karşılaştırmanın yeni seçim sistemini daha anlaşılır kıldığını söyleyen Kuru, şunları söyledi: “2018 seçiminde her seçim bölgesinde sandalye sayısı hesaplanırken uygulanan prensip değişti. Önceki prensipte ittifak esası geçerliydi. O da şuydu: Mesala siz Millet İttifakı’nda bir partiye oy verdiğinizde o bölgede avantajlı olan parti hangisiyse ona yarıyordu oylarınız. AKP, MHP ya da CHP, İyi Parti, Saadet Partisi gibi değerlendirilmiyordu. Cumhur İttifakı bir parti, Millet İttifakı bir parti gibi değerlendiriliyordu. Diğer partiler ayrı parti olarak sıralanıyordu. Sandalye dağıtılırken ittifaklara göre dağıtılıyordu, sonra ittifak içindeki partilere oy oranlarına göre paylaştırılıyordu. Mesela CHP ve İyi Parti birbirleriyle rekabet edebilecekken birçok ilde ittifak sayesinde AKP ve MHP birlikteliğini sarsabilecek oy gücüne ulaşabiliyorlardı ve bu sayede 19 milletvekili fazladan çıkarabildiler.”
ARTIK OYLAR BİR HAVUZDA TOPLANMIYOR
Yeni sistemle ittifak esasına dayalı sandalye belirleme esasının kaldırıldığını hatırlatan Nezih Onur Kuru, şöyle devam etti: “Yeni sistemde doğrudan parti oylarına bakılarak yapılacak dağıtım. İttifakların siyasi partilere faydası sadece barajı geçirmek oldu. Mesela Saadet Partisi olarak seçime giriyorsunuz, oy oranınız barajın altında kalıyor ama size verilen oylar artık CHP’ye, İyi Parti’ye kazandırmıyor. Dolayısıyla partilerin fiili olarak ortak liste yapma zorunluluğu var. Çünkü partilerin oyları tek bir havuzda toplanmıyor. Sandalyeler doğrudan parti oylarına göre dağıtılıyor. Mesela Millet İttifakı’nın Manisa, Denizli gibi Cumhur İttifakı’nı geçtiği fakat, Millet İttifakı partilerinin oylarının birbirine yakın olduğu yerlerde ittifak sayesinde bir milletvekili daha fazla kazanabiliyordu. Şimdi ise oylar birbirine yakın olduğu için, AKP aradan çıkıp birinci oluyor ve sandalye partilere göre dağıtıldığı için doğrudan avantaj sağlıyor. Bu sayede Millet İttifakı’na giden o 19-20 sandalye Cumhur İttifakı’na dönmüş oluyor.”
Eğer bu sistem geçen seçim uygulansa Cumhur İttifakı 340 yerine 360 sandalye kazanabilecekti ve bu sayede anayasa değişikliklerini referanduma götürebilecekti. Nezih Onur Kuru’ya göre, Cumhur İttifakı oyları düştü ancak muhalefet gerekli önlemleri almazsa Cumhur İttifakı yüzde 41’le bile Meclis çoğunluğunu ele geçirebilir.
BİR BAYBURT SEÇMENİ İKİ İSTANBUL SEÇMENİNE BEDEL
Kuru şöyle devam ediyor:
“Bir başka faktör de milletvekillerinin illere göre dağılımında büyükşehirlerin dezavantajlı olması, küçük şehirlerin, seçmen nüfusu az olan şehirlerin kayırılması. Örneğin Bayburt’ta 50 bin kişi bir milletvekili seçerken bu sayı İstanbul’da 110 bine çıkıyor. Bayburt’taki bir seçmenin oyunun değeri, İstanbul’daki seçmenin iki katı. Yani iki İstanbul seçmeni bir Bayburt seçmenine denk. Bu illerde de Cumhur İttifakı avantaj sağlıyor.
Millet İttifakı’nın kritik illerde ortak liste çıkarması gerekiyor. Her ilde bunu yapmaya gerek yok. Mesela Artvin’in iki milletvekili var. Burada ittifakın ortak aday çıkarması durumu değiştirmiyor. Millet İttifakı, Cumhur İttifakı’ndan önde. Ama iki milletvekilliğini de alabilmesi için yüzde 70 gibi oy alması gerekir ki bu da mümkün görünmüyor. Birçok ilde bu şekilde durum değişmiyor.”
Yasaya göre partilerin seçim yardımı alabilmesi için 41 ilde, kendi logolarıyla seçime girmesi gerekiyor. Nezih Onur Kuru’nun araştırmalarına göre 30 civarında kritik il var. Millet İttifakı bu illerde ortak listeyle seçime girmeli. Aksi durumda Millet İttifakı adayının cumhurbaşkanlığı seçimini kazanıp, Meclis çoğunluğunu kaybetmesi ‘yürütme - yasama çatışması’ yaratabilir.