Özgür Özel Hatay'da neden Lütfü Savaş'la yola devam edildiğini açıkladı: 'Anketlerdeki seyre baktığımızda...'

Abone ol

CHP lideri Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özel, Hatay'da Lütfü Savaş'la yola devam kararının ayrıntılarını açıklarken, CHP seçmenine hitap eden Erdoğan'a da 'ayna tuttu.'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özel’in Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkan adaylığı için yola Lütfü Savaş’la ‘yola devam’ demesinin ardından yapacağı açıklamalar merak ediliyordu.

Özel, konuya ilişkin açıklamasında, "Hatay'ı Hatay olmaktan çıkaracak olanlara karşı, örgütümüzün talebi, inancı ve seyre baktığımızda Hatay'da yola Lütfü Savaş ile devam etmeye karar verdik" dedi.

Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

ERZİNCAN'DAKİ FACİAYA İLİŞKİN

"İliç meselesi aslında normal şartlarda, herhangi bir demokraside turnusol kağıdı gibidir. Ve bu yaşandığında iktidarın öyle özeleştiri yapması, yapmıyorlar ama, özeleştiri yapması da onları kurtaramaz. Dilemiyorlar ama özür de onları kurtaramaz. Değil bir bakan, başka bir ülkede olsa başbakan, cumhurbaşkanı istifa etse ancak yeridir. Bu İliç’i ilk kez duymuyoruz, bu İliç Erzincan İliç’teki altın madeni yılların çevre mücadelesinin, yılların demokratik, sivil kitle örgütlerinin, meslek örgütlerinin ve dahi CHP’nin bizzat Çevreden Sorumlu Genel Başkan yardımcılarımızın, geçmişte gidip orada açıklamalar yaptığı tehlikelere dikkat çektiği bir yerdir.

'KURUM'UN KONUYLA ALAKASI YOK' DİYEN BAHÇELİ'YE YANIT

Bu madenler önce izin alıyorlar. Almış. ÇED raporu düzenlenmiş. Sonra küçük bir izni büyütüyorlar. 4 kat 5 kat büyümek için başvuruyorlar. Büyümek için başvurulduğunda bir çevresel etki değerlendirme raporu hazırlanmış, o raporun altında bir imza var Bakan Murat Kurum. Ve biz Murat Kurum’a bu sorumluluğunu hatırlatıyoruz. Murat Kurum hiç üstüne alınmıyor.

Onu atayan Recep Tayyip Erdoğan hiç bu konulara girmiyor, en nihayetinde bugün Bahçeli gelmiş diyor ki, ‘Murat Kurum görevini layığı ile yapmıştır, oradaki, verilen raporu düzenleyenlerde izin için altına imza atanlardandır, Murat Kurum’un konuyla alakası yoktur.

İstanbul’u yönetmeye talip, Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum söz konusu olunca sayın Bahçeli Kurum’un konuyla alakası yok dedi.

Bunu basın aracılığı ile sayın Bahçeli’nin dikkatlerine ve Türkiye’nin vicdanına sunuyorum. BU oradaki madenin 5 kat büyümesine izin veren bugünkü felakete onay veren rapor. Altında, Devlet Bey’in dediği gibi, ÇED Denetim Müdürü’nün imzası var. Bakın bu kırmızıyla kare içine aldığımız yerde ne yazıyor: İmzayı ‘Bakan adına’ Genel Müdür atıyor.

Ey Devlet Bey, siz devleti bilen, devlet geleneğini bilen bir partinin genel başkanı olarak, bakanın benim adıma imzayı sen at dediği genel müdürün imzasından, bakan Murat Kurum’un sorumlu olmadığını söylüyorsun. Oysa belge imzanın Murat Kurum adına atıldığını ve buradaki meselenin tek sorumlusunun Murat Kurum olduğunu söylüyor.

Vatandaşlarımıza söylüyorum; bakan adına atılan imzayla bunlar yaşandıysa, ben bunları sizleri vicdanınıza havale ediyorum.

Deniz Baykal, 1978'de Ecevit hükümetinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'ydı. Baykal bütün madenleri kamulaştıracaktı. 1985 cunta sonrası gelen ANAP hükümetinde madenlerde yavaş yavaş özel sektöre açılmaya başlarken, 'Türkiye yüzde 10 devlet hakkıdır' diye madde konuldu. 2004 yılına kadar böyle devam etti. 2004 yılında AKP devlet hakkını yüzde 2'ye indirdi. 2010'da bu hak yüzde 4'e çıkarıldı, yüzde 50 teşvik verildi. 2019'da ise devletin indirimi yüzde 75'e çıkarıldı. Bu hesaba göre nasıl oluyor? Altının fiyatı dünyada düşüyorsa Türkiye'de devlet hakkı da düşüyor. Çıkaran şirket 100 liranın 98 lirasıyla para kazanırken, payımızı düşürüyorlar.

Halkın çıkarları yerine ayrıcalıklı grupların çıkarlarını üstün tutanların, birilerine rant yaratanların nasıl ekonomimizin canına okuduklarını hem de 9 canımızı nasıl felakete sürüklediklerini gördük. Bu sorunları herhangi bir muhalefet partisi çözemez. 1978'nin morali ve gücüyle Ecevit'in cesareti ve Baykal'ın kararlılığıyla CHP çözer.

'EKONOMİNİN BAŞINDAKİLER GERÇEKLERİ SAKLAYAMAZ HALE GELDİ'

Artık ekonominin başındakiler gerçekleri saklayamaz hale geldi. Bir takım gruplar dudak uçuklatan teşviklerle, ucuz kredilerle aldıkları gayrimenkullerin değerlenmesiyle hem üretimi sekteye uğratıp hem başka yerden zenginleşen zümre oluştu. Bu ülkenin geleceğine inanmayan, TL'ye inanmayan ve dolara sarılanlara 'Aman, siz dolar almayın. Biz size KKM yapalım. Doların artma ihtimalini size sigorta yapalım' dediler. 200 milyar lira aldılar. Bunu kim ödedi, ücretliler, emekliler, garibanlar ödedi. Bu ülkenin hazinesinden, bütçesinden ödediler.

1 NİSAN'DAN SONRA YAŞANACAKLARA DİKKAT ÇEKTİ

1 Nisan sonrası acı reçete konuşuluyor. Acı reçetenin garibana dayatılacağının, Türkiye ekonomisinde yabancı yatırımcılar için fırsatlar çıkacağı konuşuluyor. Böyle bir felakete gidecek miyiz, yoksa 31 Mart akşamı lehimize çevirecek miyiz? 31 Mart akşamının bambaşka bir önemi var. Yoksullar, garibanlar, emekliler ve emekçiler için; bu iktidar beklediği desteği görecek olursa, beklemediği desteği alamazsa, bu gidişata kırmızı ışık yakılmazsa 1 Nisan sonrası felakettir. İlk mesajı 31 Mart'ta verirse ayağını denk alacak.

4 yıl boyunca seçim olmaması, zenginin kayrılması, en düşük maaşa mahkum edilmenize son çareniz, son yetkiniz. Gücünüzü gösterin.

KONUT KİRALARININ ARTIŞI

OECD, 2015'teki ev kiralarını 100 birim kabul ederken, 2023 ev fiyatlarını karşılaştırmış. En tepesinin bir altında Macaristan var. 2015'ten 2023'e konut kiraları en çok artan ülke olmuş. Macaristan'ın bir üstünde Türkiye var. 2015'ten 2023'e yüzde 530 artmış. Ancak gerçek hayatta bu 15-18 kata kadar artıyor. Bunu bizim söylememiz, sizin yaşamanız ayrı ama OECD'nin açıklaması ayrı.

Köprü geçişleriyle ilgili bir şey çıktı. Yollar, köprüler, otoyollar yaptık diye övünüyorlar. Maliyeti yokmuş gibi. Geçiş garantisi verilmiş bu köprü ve yolların bize maliyeti Ocak 2024'te 36 milyon TL oldu.

AKŞENER'E YANIT: CANI SAĞ OLSUN

Akşener’in açıklamalarını dikkatle takip ettim. Vereceğim cevap, çok sert ve iki kelime: ‘Canı sağ olsun’

ÖZEL 'AYNAYI' ERDOĞAN'A ÇEVİRDİ

Recep Tayyip Erdoğan’ın tweet’leri CHP’ye ayna tutmak içinmiş. Şunu söyleyelim, yumuşak bir üslup kullanıyor, CHP’lilere sesleniyor. Bir kere CHP’liler şunu da unutmaz.

Ey Erdoğan, sen değil miydin “Hatay’da belediye başkanı benden olmazsa hizmet gelmez mahsun kalırsınız. Bakın Hatay mahsun kalmadı mı?” diyen. Bu taş kalplinin kalbindeki taşın yumuşadığına inanacak enayi var mı karşında?

Ordu’ya “Tayyip Erdoğan varsa doğal gaz var yoksa doğal gaz yok” diyen şantajcıya prim vereni görecek birini görüyor musun karşında.

CHP’ye ayna tuttuğunda, o aynayı sana çevirirler. O aynaya baktığında varlığını borçlu olduğun millete şantaj yapan bir tükenmişi göreceksin.

O ayna baktığında 6 Şubat depremlerinde söz verip de bir yılın sonunda yüzde 92’sini hala çadırda, konteynere muhtaç ettiğin depremzedeyi orada bırakan bir vicdansızı göreceksin.

O aynaya baktığında kendi çevresini güvende tutup zenginleştirip, milleti yoksulluğa sefalete güvensiz bir yaşama terk eden bir kalpsiz göreceksin.

O aynaya baktığında yerel seçimleri kaybedeceğini anladığında İstanbul seçiminin gittiğini anladığında, Abdullah Öcalan’dan mektup okutacak çürümüş bir siyasetçiyi göreceksin.

CUMHURİYET'E HAKARET EDEN ŞEVKİ YILMAZ’A YANIT

Şevki Yılmaz… Çıkmış Abdülhamit’in dördüncü kuşak torunu Orhan Osmanoğlu’nun kızı Berna Osmanoğlu’nun düğününde nikah şahitliği yapıyor. Utanmadan sıkılmadan, ‘Osmanlıyı süren soysuzları lanetliyorum’ demiş.

Şevki Yılmaz gibi bir çukura, seviyesine inmeye utanacağım birisine… Şevki Yılmaz’la siyasi mücadele edemezsiniz arkadaşlar. Normal siyasi yöntemlerle mücadele olmaz. Onunla mücadelenin bir yolu var, bir tane foseptik kamyonu bulacaksınız, onunla layık olduğu yere taşıyacaksınız.

LÜTFÜ SAVAŞ'IN ADAYLIĞINA İLİŞKİN KONUŞTU

Son 22 yılda deprem vergilerini doğru yere harcamamış hükumetin sorumluluğunun bir yere yüklenmesi doğru değildi ama biz mesajımızı aldık. Dün gece saat 3'e gelirken biz üzerimize düşen bütün eleştiriyi yaparak, Lütfü Savaş'ı ilk kullandığı bazı ifadelerden kendisinin de üzüldüğünü not ederek; ama bir yandan Hatay'ı ele geçirip demografisini değiştirmek isteyen ve Hatay'ı Hatay olmaktan çıkaracak olanlara karşı, örgütümüzün talebi, inancı ve anketlerdeki seyre baktığımızda Hatay'da yola Lütfü Savaş ile devam etmeye karar verdik.

Şükrü Genç, seçime bağımsız aday olarak girme kararı aldı Siyaset Meclis'e sunulan yeni yargı paketinde aslında ne var, ne yok? Siyaset Bir parti daha Ankara'da 'Mansur Yavaş' dedi Siyaset Bakırhan "Biz Kürtçe'nin resmi dil olmasını istiyoruz" dedi Siyaset