Özgür Özel'den 'Açılım' Yorumu: 'Ne Devlet Bey, Ne DEM... Üzerimize Düşeni Yaparız'
CHP lideri Özgür Özel partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özel, açıklamasında, "Ne Devlet Beyin bizi hapsettiği yerde ne DEM’in Eş Genel Başkanının bize işaret ettiği yerde, ne Devlet Beyin sözde endişelerini haklı çıkaracak ne DEM’in geçmişe bir takım referanslarla ortaya koyduğu güvensizlik üzerinden, aman kendimizi birilerine beğendireceğiz diye olmadık bir şey yaparız" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özel, açıklamalarında DEM Parti'nin CHP'ye yaptığı çağrıya ilişkin de konuştu.
Özel konuya ilişkin açıklamasında, "Bu parti demokratik bir açılım yapmak için DEM’den çağrı beklemeyecek. Bu parti gelecek hafta genel başkanıyla yöneticileriyle Batman’da olacak, Diyarbakır’da olacak, Van’da olacak" ifadelerini kullandı.
Özel konuşmasının ilgili bölümünde ise şöyle devam etti:
"Ne Devlet Beyin bizi hapsettiği yerde ne DEM’in Eş Genel Başkanının bize işaret ettiği yerde, ne Devlet Beyin sözde endişelerini haklı çıkaracak ne DEM’in geçmişe bir takım referanslarla ortaya koyduğu güvensizlik üzerinden, aman kendimizi birilerine beğendireceğiz diye olmadık bir şey yaparız. Biz Kürdün Türkün, Alevinin Sünninin kardeşliğinin eşit yurttaşlığının ve bu Türkiye’de yaşayan her ananın gözünün yaşının durması için üzerimize ne düşüyorsa onu yaparız. Cesaretle yaparız."
AMASRA MADEN FACİASINDA HAYATINI KAYBEDENLERİ ANDI
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Amasra maden faciasının yıl dönümüydü dün. AKP iktidarı işçiye yoksulluk sefalet perişanlık ama daha da acısı ölüm getirdi.
Amasra maden faciası bir katliam. Denetimsizlik ve liyakatsizliğin bir sonucu. Sayın Erdoğan o gün beklenen açıklamayı yaptı. Dedi ki “Biz kader planına inanan insanlarız.” Patlama öncesindeki tutanaklar,13 Ekim saat 23.43’te, yani patlamanın olacağı ana 17 dakika kala ilk uyarı başlıyor, 18.49’a kadar havalandırma vantilatörünün 53 kez ikaz 355 kez alarm verdiği yazıyor.
Orada kader planına kader planına inanmak değil bilime inanmak lazım. İlk ikazla birlikte orayı boşaltmak o canları kurtarmak lazım. Bunları yapmayıp da kader planında bu varmış derseniz, kader planında o zaman ülkeyi yöneten kişinin vurdumduymazlığı o işletmeyi yönetenleri atarkenki liyakatsiz atamaları, devletin eksikliklerini görüp bu kader planında Erdoğan’ın bir rolü olduğunu kabul etmek gerekir.
Siz Kozlu’da 8 kişinin ölümünden suçlu bulunmuş birini Amasra’ya koyarsanız ‘kader planında bu varmış’ diyemezsiniz.
AK Parti iktidarı önlem almadığı için ölümlü işçi kazalarında maalesef Türkiye birinci ülke. Amasra maden faciası bir katliamdır bugün yıldönümüdür. Sayın Erdoğan o zaman, biz kader planına inanmış insanlarız dedi. Sayıştay raporlarına baktığımızda, aklı ve vicdanı olan bir iktidarın bunu önleyebileceğini görüyoruz.
FERNAS İŞÇİLERİNİN EYLEMİNE İLİŞKİN
2 aydır haklı eylemlerini sürdüren Fernas işçileri var. Patronun halihazırda bu yüce çatı altında vekil olduğu AKP’nin her imkanı yarattığı bir şirket. Soma’da madencilik yapıyor. Söz verildi Soma faciasından sonra. 1 günlük hafta tatili 2 güne çıktı, 1 asgari ücret 2 asgari ücrete çıktı yer altında. Fernas 2 asgari ücreti veriyorum diye işçiye 34 bin 4 lira işçiye para ödüyor. Fazla mesai yapıyorlar bir lira ödemiyor. Bayramda seyranda gece gündüz çalıştırıyor 1 lira ödemiyor. İşçiler hakkını arayınca da Cumhubaşkanımıza söyledim bana hak verdi diyor.
Erdoğan’a sesleniyorum, işçilerin alın terini sömüren, haksızlık yapan senin milletvekilin ve sana güveniyor. Allah bilir neler dedi. İdeolojik mi dedi, bunlar solcu mu dedi. O işlerin bir emek bilinçleri var ama içlerinde sağcısı da var solcusu da var. Soma’nın dağlarındaki köylerden gelmiş tertemiz insanlar bunlar. Fernas’ın patronu kul hakkı yiyor ve bunu Erdoğan’a dayandırıyor. O işçilerin kılına zarar gelirse müsebbibi Recep Tayyip Erdoğan’dır.
GEBZE VE ÜMRANİYE'DEKİ HAYVAN KATLİAMI
Gençlerin ağladığı, Cuma akşamı Gebze’de Pazar günü Ümraniye’de yüreklerin kaldırmayacağı görüntüler yansıdı. Hayvanları koruma kanununda bir değişiklik öngördüler. Canları sokaktan alacak, götürecek barınağa koyacak, barınakta sahiplenilmeyeni zehirleyeceklerdi. Alacaksın kısırlaştırıp bırakmayacaksın. Barınakta bakacaksın diyor. Kanun gizlice şöyle diyor, toplum çok tepki gösterdi o kadarını yazamadık.
Gebze’de ve Ümraniye’de canları zehirlediler. Öldürdüler hepimizi kahrettiler. İlk gün ben de söyledim teker teker vekillerimiz de söylediler, biz bu katliam yasasını uygulamadık, uygulamayacağız asla da uygulatmayacağız. Ama kendi belediyeleri örtülü mesajı alanlar, canlara kıyıyor. Derhal bu kanun değişmelidir. Anayasa Mahkemesi'ne sesleniyorum. Torununuzun gözlerine bir bakın. Bir an önce bu dosyayı karara bağlayın. BU katliam yasası durdurulmalıdır ve durdurulacaktır.
YENİ VERGİ PAKETİNE İLİŞKİN
Şimşek yeni vergiler getirmeyi düşünmediklerini söylemişti. Daha mürekkepler kurumadan, AKP grubu 12 maddelik bir teklif getirdi. Bugünden bakıldığında hiç sürpriz değil. Sayın Erdoğan Meclis’te demişti ki, “İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye’dir” Buna bir anlam veremedik. Buna ne dış politikacılar ne güvenlik uzmanları. Bu işte bir bit yeniği var dedik: “Galiba açlık var yoksulluk var ama büyük bir tehlike var. İsrail Türkiye’ye saldıracak bizi destekleyin demek istiyor” dedik.
Dışişleri Bakanı gizemli laflar edecek, Milli Savunma Bakanı bir şey diyemeyecek. Bu korku yayıldıkça yayılacak. Anketlerde birinci sorun hayat pahalılığı, işsizlik peşi sıra gidiyor ya Tayyip Bey buna hamle yapıyor dedik.
Meğersem tehlike büyük, İsrail Türkiye’ye saldıracak hep birlikte savunma sanayiine destek olacağız. Nasıl olacağız? Vergi beyannamelerinden 600 TL, 100 bin lira üzerin kredi kartlarından 750 TL, motorlu taşıt vergisinden muaf olan elektriklisinden küçük silindirlisine hem ÖTV hem yüzde 20’si savunma sanayii fonuna.
Birinci el arabadan 3 bin lira ikinci el arabadan 1500 lira. Noterdeki her işlemden 75 lira. 5 bin liranın üstündeki kol saatlerinden para, askeri amaçlı olmayan tüm dronlardan para. Akla gelebilecek her şeyden para. Hesap kitap hızlı yapıldı 70-80 milyar dediler, bugün mali müşavirler hesap yapmış sadece beyannamelerden 70 milyar toplayacaklar. Meğersem o gizli oturumda, havanda su dövdükleri, akşam televizyonda konuştuklarının hepsi hepimizden bu paraları almak içinmiş.
Vergi kazanandan alınır. Kredi kartını veren banka mı kazanıyor alan vatandaş mı kazanıyor? Alışveriş yapandan da değil yapma ihtimali olandan vergi almaya kalkıyor ama Türkiye’nin en büyük kar eden bankalara değil kredi kartından kendini döndürmeye muhtaç vatandaşın gırtlağına çöküyorlar.
40 SUBAYIN FARKLI YERLERE TAYİN EDİLMESİNE TEPKİ
Kara Harp Okulu'nun mezuniyet töreninde teğmenlerimizin Atatürk'e bağlılığını gösteren teğmenlerimize soruşturma açmışlardı dikkatle takip ediyoruz. Oradaki subayları sorumlu tutup 30-40 tanesini farklı yerlere tayin etmişler. O subaylar 15 Temmuz'da mücadele etmiş ve ülkesine hizmet etmiş. Bu haksızlıktır, esas mesele Sayın Erdoğan hiç rahatsız olacak bir şey yok, ne demiş teğmenler, Mustafa Kemal'in askerleriyiz. Kimin olacak?
O teğmenler Mustafa Kemal'in tarafında, fesli deli Kadir'in dirisine sen gittin ölüsüne 5 bakan gönderdin. Biz Mustafa Kemal'in tarafıyız, fesli deli Kadir, 'Keşke Yunan kazansaydı' diyordu. Bu teğmenler cezalandırılırsa sen de tarafını göstereceksin. Bu millet genç teğmenlerin yanında, devleti de teğmenlerin karşısına dikenlerden ilk seçimde hesap soracak.
KADIN CİNAYETLERİ VE CEZASIZLIK ALGISINA İLİŞKİN
Maalesef geçen hafta, kadın cinayetleriyle, aydınlatılmayan cinayetlerle meşgul olduk En son Narin Güran’ın katilleri halem ortaya çıkmadı: Van’da Rojin Kabaiş’in kaybını takip ediyoruz. İktidar partisi çıkmış cezasızlık algısı var diyor. Bu memlekette bu suçları işleyenler çok kısa sürede tekrar aramıza karışmaktadır. Cezaevlerini dünya kadar suçsuz günahsız öğrenci, gazetecilerle kim doldurduysa cezasızlık algısına sebep olanlar onlardır.
İşte size Cumhur İttifakı’nın 2024 Türkiye vizyonu.
ANAYASA'NIN İLK 4 MADDESİNE İLİŞKİN
Bir yandan millet geçim derdindeyken Tayyip bye emekliye asgari ücret diye, çiftçiye emekçiye esnafa verdiği sözleri tutmazken HÜDA PAR’a verdiği sözleri tutuyor. Kadınları ortada bırakıp, arkasından devleti çekip İstanbul Sözleşmesinden bir imzayla çıktıkları gibi şimdi de o HÜDA PAR’cıların açtıkları tartışmaları kendileri sürdüremiyor, ama o mayınlı araziye Numan Beyi yolluyor.
Numan Bey güya entelektüel bir tartışma yapacak. Çıkmış şunu söylemi: Kendimizden ve ne yapmak istediğimizden çok eminiz. Kim? Anayasanın ilk dört maddesini tartışmaya açma Meclis başkanlığının kurumsal görüşü değilse, üzerine yemin ettiğimiz Anayasa'nın değişmez maddesini konuşmak görevi Meclis Başkanı'nın görevi değilse kimin? Bu çoğul konuşmak niye? Kimsiniz siz? Meclis Başkanı tarafsızdır. O Anayasa'nın tarafındadır. 4 HÜDA PAR'lı ile bir de sensen, 5 kişisiniz en az.
Hiç öyle entelektüel tartışma yapıyorum ayağına girme. Türkiye Cumhuriyeti devletiyle de milletiyle de ülkesiyle de bölünmez bir bütündür. Tartışmaya kapalıdır. Nokta. CHP Anayasanın ilk dört maddesini tartışmaya açık olmadığının ve değiştirmeye açık olmadığının taş gibi arkasındadır. Bu ülkede bu konu tartışmaya kapalıdır.
DEM'İN ÇAĞRISINA YANIT
CHP ne söylerse kendi söyleyecek. TV’deki yorumcular ağzıyla bir takım hesaplarla konuşanların ya da hesapsız kitapsız 3-5 fazla reyting için ortamı gerenlerin ağzıyla değil, bu parti konuşacaksa, genel başkanının grup başkanvekillerinin sözcülerinin vekillerinin ağzıyla konuşacak.
Bu parti demokratik bir açılım yapmak için DEM’den çağrı beklemeyecek. Bu parti gelecek hafta genel başkanıyla yöneticileriyle Batman’da olacak, Diyarbakır’da olacak, Van’da olacak. Bu parti orada açılan yumruklar sıkılsın diye değil eller birbirine kavuşsun diye, birbirini duymayan kulaklar yeniden kapansın diye değil birbirine kulak versin diye, artık daha fazla şehit gelmesin diye, terör yüzünden oraya hizmet etmemenin bahanesi kalmasın diye bu ülkedeki tüm vatandaşlar anayasadaki gibi özgür olsun diye, üstüne düşen ne varsa yapacak. Kimsenin şüphesi olmasın.
Ne Devlet Beyin bizi hapsettiği yerde ne DEM’in Eş Genel Başkanının bize işaret ettiği yerde, ne Devlet Beyin sözde endişelerini haklı çıkaracak ne DEM’in geçmişe bir takım referanslarla ortaya koyduğu güvensizlik üzerinden, aman kendimizi birilerine beğendireceğiz diye olmadık bir şey yaparız. Biz Kürdün Türkün, Alevinin Sünninin kardeşliğinin eşit yurttaşlığının ve bu Türkiye’de yaşayan her ananın gözünün yaşının durması için üzerimize ne düşüyorsa onu yaparız. Cesaretle yaparız.
Bir çağrı da bizden. Biz siyasetin kısır kavgalardan uzaklaşmasını sadece milletin gerçek sorunlarının konuşulmasını istiyoruz. Milletin iradesiyle kavga etmiyor, milletin sorunlarını önlerine koyuyoruz. Bu milletin istediği kavga yerine diyaloğu, sorunlarının çözülmesi için artık sözün öne çıkmasını savunuyoruz.
AYRINTILAR GELECEK...