Özgür Özel'den canlı yayında Burcu Köksal sorusuna yanıt
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Habertürk canlı yayınında gazetecilerin CHP Afyonkarahisar adayı Burcu Köksal'ın DEM Parti'ye yönelik sözlerine ilişkin konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Habertürk canlı yayınında CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal'ın DEM Parti hakkında yaptığı açıklamalar hakkında konuştu.
Özel, "Burcu hanım konuşma yapmaya çıktı. Ben konuşmada ne konuşulduğunu fark etmedim. Sonra da biz konuşmamızı yaptık. Burcu hanım ilinde tam bir mutabakat ile adaylaştı. Zaten Burcu'nun özelliği şudur. Meclis'te her fırsat bulduğunda Afyon'u konuşur. Üslubu serttir, iktidar açısından tahrip edicidir." ifadelerini kullandı.
Özel ayrıca "Konuşma sırasında fark etsem, düzeltme yapardım. Ben kendisini aradım, 'Ben bunu Uşak'ta düzelteceğim' dedim. 'Aman başkanım düzeltin' dedi. Bugün Burcu Köksal yaptığı açıklamada 'kimseyi ırkı, görüşlerinden esirgemeyeceğim' dedi" diye konuştu.
Özel'in açıklamaları şöyle:
İMAMOĞLU'NUN BURCU KÖKSAL ÇIKIŞI
"Tanju Bey'in dediği şu; kamu hizmetinde 'belediyeye sokmak' diye bir şey yok. 'Kaldırımda yürümem' dedi. Burcu Hanım düzeltme yapmasa, ısrarcı olsa zaten sayın İmamoğlu'nun ifadeleri ile bizim düşüncelerimiz birbirinden farklı olamaz. Bizim partimizde siyaset yapamaz. İstanbul'da genel seçimlerde DEM'e oy vermiş birisi, İmamoğlu ayrım yapmadığı için, belediyenin hizmetlerinden yararlanma noktasında hiçbir ayrımcılığa tabi tutmadığı için inanılmaz bir oy alıyor. Hepimizin yaşadığı bir şey var. İletişimde geçen süre iddiayı kuvvetlendiriyor. Birileri 'ırkçılık, faşizm' diyor. Açıklama gecikince iddia güçleniyor. Ertesi gün Ekrem Bey sahaya çıkmış, net tavrını ortaya koymak istemiştir. Burcu Köksal'ın açıklamalarından sonra her iki açıklamanın da hüküm cümleleri dtüşmüştür. Önümüze bakıyoruz. Biz Ekrem Bey'le günde birkaç kez, İstanbul'u, İstanbul programlarını konuşuyoruz. Bir anket gelir, Ekrem Bey arar. Biz günlük ve anlık temas halindeyiz. Mansur Bey'le de öyle. Bu ifadelerin İstanbul seçimleri açısından sıkıntı yaratabileceğini, meselenin DEM'in kurumsal kimliği değil DEM Partisi'ne oy vermiş; hatta oy vermese bile Kürt seçmen AK Parti'ye oy veriyor, AK Parti DEM Parti'ye kötülük yaptığında onlar da tepki gösteriyor. Ekrem Başkan 'bu bir kırgınlık yarattı' dedi. Ben Ekrem Bey tarzı bir şey söylesem Burcu hanımla ipler kopar. Sonuçta Afyon'da iyi gidiyor. Her yönüyle kritik bir yerde seçimi alıyoruz. Burada bir yol kazası olmuş. Ekrem Bey'in açıklamasının İstanbul seçimli odaklı olmasına rızam var. Ekrem Bey'le de, Burcu Hanım'la da konuştum. Bu mesele CHP açısından kapanmış bir meseledir.
ANKARA'DA KENT UZLAŞISI VAR MI?
Ankara'da DEM Parti ile kent uzlaşısı yapmadık. DEM Parti tek taraflı yapabilir. Kent uzlaşısı yapacak olsak. Polatlı'da eski MHP'li bir başkanımız var. Ben orada Polatlı'da kent uzlaşısı mı yaparım. Etimesgut'ta nefes nefeseyiz. Bir AK Parti yükleniyor, bir biz yükleniyoruz. Biz 3 belediyeyi burada 8'e çıkarıyoruz. Mamak ve Etimesgut'ta benim varlığım çok önemli. Etimesgut'ta dünya kadar Kürt seçmen var. Onların oyları belirleyici olacak. Mamak'ta yapmamışım, Etimesgut'ta yapmamışım. Gideceğip Polatlı'da MHP'den CHP'ye gelmiş bir aday var. Ben bunu anlayamadım. DEM Parti belli kriterlerle aday çıkarmak yerine bu taraftaki adayın kazanılmasının kendi stratejisi açısından doğru olduğunu düşünebilir. Başak Demirtaş çok iddialı isimdi. Sorulduğunda bana 'en doğal hakkı aday olması' demiştim. Meral Danış Bektaş, aramızda Meclis'te 40 cm. vardı. Hakimiyeti ile kadın meselesinde kurduğu hakimiyetle etkilidir. DEM Parti en güçlü adaylardan birini çıkarmıştır demiştim.
İSTANBUL'DA KENT UZLAŞISI OLDU MU?
Siz bir ilden aday oldunuz diyelim. Beni aradınız bana ne tavsiye edersiniz dersiniz. Ben de 'İlin sosyolojisine bak, örneğin Sivaslılar, Tokatlılar yaşıyor falan. Mutlaka listeye 2 tane Sivaslı belediye meclisi üyesi al'. O kentte Sivaslı kanaat önderleri vardır. Onların belirleyici isim genel kabul görür. Bu Tokatlı olduğunda, Kürt olduğunda da böyledir. Belli dengeleri tutturmak, başarının en önemli anahtarlarından bir tanesi. Bu Sivaslılar için olunca sorun olmuyor. Ama Kürt seçmenden, DEM Parti'ye oy vermiş seçmenlerden oy alabilmek için, geçmişi temiz, belediyecilik hizmeti yapabilecek diye bir arayış başka bir şey, oturup da ittifak protokolü yapmak başka bir şey. Mesele böyledir. Yoksa net bir şey söyleyeyim. DEM Parti buraya ziyarete geldi. Biz de ziyarete gitmiştik. Ben ilk önce DEM Parti'nin sayın eş başkanlarıyla konuşunca ziyarete geleceklerini söylediler. Ben Meclis'te grubu bulunan bütün siyasi partilerle eşit ilişki kuruyoruz, bunu da gözleri önünde yapıyoruz.
"AK PARTİ VE MHP'DE ARKADA BAYRAMLAŞIYORLAR"
Gizli saklı bir şey yapmıyoruz dedim. AK Parti birçok kez görüşüyor. Bana deseniz ki, bir joker hakkınız var CHP'de ne ile övünürsünüz diye. Ben de 'bayramlarda bütün partilerle bayramlaşıyoruz' derim. AK Parti ile MHP bayramlaşmıyor. Bayram bitiyor, Meclis'te gong çalıyor. Meclis Başkanvekili hepsini davet ediyor, arkada hepsi bayramlaşıyor, sarılıyorlar. Çıksınlar beni yalanlasınlar. MHP'nin grup başkanvekilleri HDP ile bayramlaşıp bayramlaşmadıklarını. Aynı masada haftada 3 kez yemek yiyoruz. Yemeği Nimetullah Erdoğmuş ısmarlıyor hepimize. Racon budur. Şimdi Sırrı Süreya Önder için sorun. Aynı masada yemek yemiyorlarsa söylesinler. Siyaseten de bir anayasa değişikliği olacak mesela. İlk ziyareti yine DEM'e yapacaklar. Numan Kurtulmuş aday olurken, seçildikten sonra, Bekir Bozdağ yargı paketleri için defalarca ziyaret etti. Haberli ziyaretler oldu zaman zaman çatkapı ziyaretler de oldu. Ben sahtekâr değilim. Neysem oyum. DEM Parti'ye basına açık herkesin gözü önünde gittim, 7 milyon seçmenin bir partiye oy vermesine saygılıyımdır.
"BU SEÇİMDE HEM RİSK HEM FIRSAT VAR"
Bu seçimlerde CHP açısından hem risk hem fırsat var. Geçen sefer İYİ Parti ile birlikteydik. HDP o dönem hiçbir görüşme bizimle yapmadan 'Biz AK Parti'ye kaybettirerek gücümüzü göstereceğiz' dediler. Hem İYİ Parti hem DEM'le ittifakının olanaksızlığını da takdir edersiniz. Bu ittifakın olmaması bir partinin kendiliğinden destek vermemesi, bir partinin ittifak dışında kendini tutuyor olması dezavantaj. Yüzde 20'lik güç İstanbul'da düştüğünde mümkün değil bir şey yapamazsınız. AK Parti'den alınan belediyelerde gösterilen performans. Eşit, ayrımsız, halkçı, dayanışmacı ve cesaretli belediye başkanlığı yaptılar. Adalet ve Kalkınma Partisi'nde metal yorgunluğu var bu arkadaşlar istifa edecek deniyor. Kimi güle oynaya kimi ağlaya ağlaya istifa ediyor.
"BİZİM BELEDİYECİLİĞİMİZ POZİTİF OLARAK AYRIŞTI"
Sonradan fark ettik ki yerel yöneticiler özgüven sahibi değil, tek başına kriz yönetme kapasiteleri yok. Bizim ise yerel yönetim kapasiteleri çok yüksek. Kriz yönetme konusunda çok uzmanlar. Türkiye'nin dört bir yanında pandemiyi çok iyi yönettik. CHP çok iyi bir sınav verdi. Pandemide 3-5 maske dağıtılamazken yerel yöneticilerimiz maske imalatına başladı. Sultangazi'de gittiler normalde fason çalışan tezgahların tamamına maske diktirmeye başladılar. Hizmet olarak bizim belediyeciliğimiz AK Parti belediyeciliğinden pozitif ayrıştı. Onlar yapmadı değil. Onlar merkezden yönetmeye alıştılar ve sahaya çıkmakta geç kaldılar. Sokaklarda in cin top oynuyordu. CHP'nin belediyelerinde araç sesleri vardı. Bu sene İstanbul'da ne yağmurlar yağdı. Viyadüklerde su toplanmadı. Üsküdar şıkır şıkırdı. Şimdi Erdoğan çöp, çukur diyor mu? CHP belediyeciliği hızlı reaksiyon veren bir belediyecilikle anılıyor. CHP'li belediyeler sosyal belediyecilik yardımları artırdılar.
LÜTFÜ SAVAŞ'IN ADAYLIK SÜRECİ
Lütfü Savaş'la ilgili defalarca söyledim. Hatay'da yaptırdığım bütün anketlerde çok net olarak Lütfü Savaş'ın ismini kiminle sorarsak. Memnuniyet anketinde mutlak memnuniyetsizlik, değiştirilmesi şart çıkmadı. Sorgulanması gerekiyordu. İkili sorulduğunda biraz önde çıkıyor. Başka partiler devreye girince biraz geride çıkıyordu. Üç kez sahaya ekip yolladım. Bütün mülakatlarda Lütfü Savaş'tan daha kuvvetli desteği olan birini bulsak seçimi banko kazanacağız. Bir alternatif aradık, bunu da Lütfü başkandan saklamadık. O da her seferinde bana 'Başkanım ben bu seçimi kazanıyorum' dedi. Son güne kadar, oraya gittiğimizde tepkinin yüzde 99'u hükümeteydi. Sağlık Bakanı çıktı, deprem sürecinin en çok çalışan bakanlardan bir tanesi. Yollamışlar bakanı. Çıktı konuşma yapmayı. Orada keşke Süleyman Soylu çıksaydı oraya, ne yapılsa haktır. Sağlık Bakanı çıktığında büyük bir uğultu, yuhlama falan. Bir ara Sağlık Bakanı bana dedi ki 'Birlikte çıkabiliriz'. 'Yok doğru olmaz' dedim. Acaba yanına mı gitseydim. Yüzde 99 protesto oldu. Hatay'da protesto eden kimseye bir şey demiyorum.
"LÜTFÜ BEY REKLAM FİLMİNDE KENDİ ARZUSUYLA OYNAMADI"
Sonrasında Lütfü Savaş'a da tepki gösterildi. Bazı gençler 'Neden Lütfü Savaş oldu' dediler. Sürecin sonunda benim aklıma yüzde 1 de olsa bir soru işareti daha geldi. Mümkün olan en geç zamanda aday göstermeyi yapalım. Sabah Lütfü Başkan'la konuştuk. Bir anket sonucu var, değerlendirme yapmalıyız dedim. Lütfü Başkan müziğin de kullanıldığı reklam filminde kendi arzusuyla oynamadı. Hatay bu halde iken müzikli bir reklam filminde oynamam doğru olmaz dedi. O yüzden lansmanda ismini okumadık. Tam bir mutabakatla seçimi Lütfü Savaş'la kazanırız. Aday değişirse başka biri bulamayız, ayrıca ilçelere zararı olur dendi. Lütfü Bey'i bir kez daha çağırdım. Bazıları ismi çıkmayınca bizi arayarak başka partiye gideceklerini söyledi. Ama Lütfü Bey beni aday göstermezseniz oraya buraya gitmem. Takdir sizin ama bu seçimi kazanacağıma söz veriyorum, dedi. Ben de 'Bu seçimini alman gerekir, sana güveniyorum' dedi. 'Örgüt, ilçe belediye başkan adayalrı sana güveniyor, görev sende başkanım' dedim. Ayağa kalktı 'görev bende başkanım ' diyerek sarıldı. Hatta biraz da gözleri buğulandı. Meselenin özü bucağı budur. Lütfü Savaş'tan daha yüksek kazanacağı birisini bulsaydık aday yapartık. Bu da net. Lütfü Savaş'la kaybettiğimizi gördüğümüz halde adaylaştırmış değilim. Bu Lütfü Bey'e hakaret değil. Çok zor bir göreve talip oldu. Anketlerde Lütfü Savaş'ın adaylığının doğru olduğunu görüyoruz. Şu anda az riskli kategoride kendisi."
Ayrıntılar geliyor...