Özgür Özel'den Erdoğan ve Bahçeli'ye 'Hulisi Kentmen'li 50+1 yanıtı: Hadi oradan keratalar, meşgul etmeyin memleketi
CHP Lideri Özgür Özel, partisinin Meclis Grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Erdoğan ve Bahçeli'nin dahil olduğu 50+1 sözlerine yanıt veren Özel, "Hadi oradan keratalar meşgul etmeyin memleketi" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Filistin'e ziyarette bulunmak için temaslarını sürdürdüğünü belirten Özel, 25 Kasım'da Bosna Hersek'e gideceğini söyledi.
Özel ayrıca Hulisi Kentmen benzetmesi yaparak Bahçeli ve Erdoğan'ın 50+1 sözlerine, "Hadi oradan keratalar meşgul etmeyin memleketi" yanıtını verdi.
Özgür Özel'in sözlerinden satır başları:
Türkiye’nin dört bir yanında örgütümüzü temsilen buraya koşan gelen değerli il, ilçe, belediye başkanlarımızı, parti üyemiz olmasa da gönlü Cumhuriyet’ten yana olan değerli konuklarımız hepiniz hoş geldiniz. Haftaya acı haberlerle başladık. Pençe-Kilit operasyon bölgesinde şehit olan üst teğmenimiz Abdullah Köse’ye Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyoruz. Seller yaşandı. Batman’da dört, Karadeniz Ereğli’de üç, Diyarbakır ve Zonguldak’ta birer vatandaşımız olmak üzere 9 yurttaşımız hayatını kaybetti. Zonguldak’ta 11 mürettebattan haber alınamadı. Birisinin naaşına ulaşıldı. Ailelerine sabır diliyoruz.
'CHP’NİN HALKÇI, KATILIMCI, CESARETLİ VE BİLİME SARILAN BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI İLE İLGİLİ ÖRNEKLERİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Bu yaşanan süreçte iktidar partisi ilk kez iklim krizinin bunlara sebep olduğunu söyledi. Toplumun bir kısmı ‘Bahane uydurmayın’ bir kısmı da ‘İklim krizi bütün dünyanın sorunu, hükümet ne yapsın’ dedi. İklim krizinin varlığını kabul etmek önemli ama hükümetler iklim krizini ‘Bir doğal afet, biz ne yapalım’ diyecek durumda değiller. Bütün dünya dirençli kentlerden bahsediyor. Afet olacak ama siz hazırlığınızı yapacaksınız. Bunun için, iktidarın hazırlık yapması gerekiyor. Kastamonu’da, Sinop’ta, Giresun’da ölümlü sel felaketleri yaşandı. O günden bugüne hiç bir şey değişmiyorsa ‘İklim krizi var biz ne yapalım’ diyemezsiniz. Merkezi yönetim bizde değil ama dirençli kentler için siz ne yapıyorsunuz diye soranlara cevabımız var. İBB’den bahsedebiliriz. Bu hafta sonu, Cumartesi’den itibaren İstanbul’a metrekareye 30-50 kg yağış düştü. 2019 oldu yönetim değişti ama daha altyapıyı yapamadan kış geldi. Bakırköy’de Merter’de yeraltı geçitlerinde su birikti işte CHP’nin yönettiği İstanbul dediler. Sonra pandemi oldu. Pandemi dönemi sayın genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte İSKİ’de aldığımız bir sunumu dün gibi hatırlıyorum. Göreceksiniz bir daha sel, böylesi görüntüler olmayacak denildi. O günden sonra ilk büyük sınav bu hafta sonuydu hepimiz birden öyle görüntüler görmedik. Kadıköy’de, Kartal’da, Sarıyer’de, Beşiktaş’ta, Avcılar’da, Zeytinburnu ve Fatih’te 120 noktada kronikleşmiş su baskını alanlarındaki sorun çözüldü. 120’de 120 sorunsuz atlattık. İBB, bu yatırımlara 40 milyar TL harcadı. İşte dirençli kentlerden ne anladığımız, işte CHP belediyeleri. Ekrem başkanı ve ekibini tebrik ediyoruz. Önümüzdeki günlerde, CHP’nin halkçı, katılımcı, cesaretli ve bilime sarılan belediyecilik anlayışı ile ilgili örnekleri paylaşmaya devam edeceğiz.
BATIYA FİLİSTİN ELEŞTİRİSİ
Bu hafta sonu, CHP’li bir heyetle birlikte Bosna Hersek’de olacağım. 1943 yılından beri 25 Kasım’ı Devlet Günü olarak kutluyor. Bosna Hersek, 1990’larda çok büyük acılar yaşadı. 1995’te Srebrenitsa da bütün dünyanın gözünün önünde bir katliam yaşandı. O tarihlerde Deniz Baykal, gitti dünyanın dikkatini oraya çekmeye çalıştı. CHP olması gerektiği yerdeydi. Aynı şimdi İsrail-Filistin meselesinde olduğu gibi. Filistin’de olaylar aslında Filistin halkına da en büyük zararı veren Hamas’ın bir gece yarısı sivillere yönelik roket saldırılarıyla, sınır aşmasıyla başladı. Bunu fırsata çeviren İsrail hükümeti, Hamas’la mücadele adı altında Filistin’e inanılmaz bir saldırıya, soykırıma girişti. O günden bugüne 13 bin 300 hayatını kaybetti. Gazze’de elektrikleri kesilen bir hastanede kuvezde tıkanarak hayatlarını kaybettiler. Bu kadar büyük bir zulmün karşısında dünyanın güçlüleri sessizliğe büründüler. 95’te suçtular sonra Srebrenitsa için yıllar sonra savaş suçu dediler. Bugün yapılması gereken yarın timsah gözyaşları dökmek yerine Filistin’deki çocuklara ve Filistin’e sahip çıkmaktır.
‘SENEYE KIBRIS BARIŞ HAREKATI’NIN 50. YIL DÖNÜMÜ. BİR AKSİLİK OLMAZSA CHP, 20 TEMMUZ GÜNÜ YAPILACAK TÖRENLERDE EN YÜKSEK KATILIMLA ORADA OLACAK’
Geçtiğimiz hafta KKTC’ye gittik. Orada ilk ziyareti kardeş vatana yaptık. Ancak bütün dünyanın saygı göstermesini beklediğiniz bir bağımsız cumhuriyete eğer siz ‘yavru’ ilişkisi kuruyorsanız çok önemli bir kesimi memnun etmiyor. ‘Bizimle eşit, kardeşlik ilişkisi içinde olun’ diyorlar. Biz kardeş KKTC’nin Cumhuriyet Bayramı’na katıldık. Burada gündeme getirmemiz gereken bir husus var. Kıbrıs’ta belediye Rauf Denktaş’ın anıt mezarı için bir alan ayırdı. İBB’de katkı sağlayacağını söyledi ama Türkiye’den gelen bir takım baskılar hala daha belediyeye alanın devrini yapmamış. Beklentilerini dile getireceğime söz verdim. Bu konunun da takipçisi olacağız. Seneye Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümü. Bir aksilik olmazsa CHP, 20 Temmuz günü yapılacak törenlerde en yüksek katılımla orada olacak. Bu gittiğimde Türkiye’nin dört bir yanındaki gaziler, ‘Bir daha gideriz’ diyorlar ama çok sorunları var. Kıbrıs gazilerinin şeref aylığı sorunu içimizi yakıyor diyorlar. Buradan sesleniyorum, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılında bu ufacık ama moral olarak çok önemli beklentilerini hep beraber çözmek boynumuzun borcudur.
'MÜCADELEMİZ GENEL KURUL’DA DEVAM EDECEK'
Kıbrıs dönüşü Perşembe günü sayın Meclis Başkanı ile bir araya geldik. Kendisi ile bütün süreci değerlendirdik. Anayasa, iç tüzük meseleleri ileri bir tarihe kaldı. Meclis Başkanımıza, Can Atalay özelinde yani Yargıtay 3. Ceza Dairesi birkaç yere birden had bildiriyor. Hatay seçmenine, ‘Seni kimin temsil seçeceğine ben karar veririm’ diyor. Mesele devamında Can Atalay krizini çok aşıyor. Anayasa Mahkemesi’ne ‘Anayasadan güç alıyorsun ama ben anayasayı tanımam’ diyor. Meclis’e ‘Yemine çağırmışsınız, salmadım. Komisyona seçmişsiniz bırakmadım. Ben, 600’ünüzü de takmam’ diyor. Meclis Başkanı’na ‘Ben karar verdim niye okumuyorsun’ diyor. Biz bütün bunların sonucunda büyük rahatsızlık duyuyoruz. Sayın Numan Kurtulmuş da duyuyor ama bu noktada yapması gerekenleri tam olarak yapmıyor. Ülkede anayasasız bir düzeni dayatmanın, belki yarın öbür gün seçimleri yapmamaya kalkışmanın hesabı içinde olan bir darbe girişimine direnip direnmeme meselesidir. CHP, bu darbe girişimine, Recep Tayyip Erdoğan’ın başına geçtiği darbe girişimine direnmeye karar verdi. İkinci bir karar alana kadar mücadelemiz Genel Kurul’da devam edecek."
'SABAH EZANINI OKUYAN MÜEZZİNİN HAKKINI YİNE CHP SAVUNUYOR'
Emekliler nereden nereye geldi 20 yılda gördük. Erdoğan’ın emekliye mesajı şuydu ‘biliyorum, açsın, endişelisin ama tehlike büyük, beni seçmelisin yoksa bayrağı indirecekler, ezanı dindirecekler, ülkeyi böldürecekler, bana oy ver ben senin durumunu düzelteceğim’ dedi. Dediler ki, ‘Ya ezan durursa, ya vatan bölünürse, biraz aç kalalım, söz verdiler çözecekler’ dediler. Seçim bitti. Sabah ezanını okuyan müezzinin hakkını yine CHP savunuyor. Herkese verdikleri promosyonu vermiyorlar. Ezanın, vatanın, bayrağın muhalefetle, CHP ile bir derdi olmadığı ortaya çıktı ama seçim bitti Erdoğan’ın da emekliyle ilgili bir kaygısı olmadığı ortaya çıktı.
'EMEKLİYİ DE EMEKÇİYİ DE KARINCA GİBİ EZDİRMEYECEĞİZ'
Erdoğan seçildiğinde ekmek 5 lira, bugün ekmek 7 lira. Erdoğan seçildiği gün asgari ücret 2 bin 280 ekmek alıyordu, bugün 1620 ekmek alıyordu. Seçimden bu yana asgari ücretli 652 ekmek kaybetti. En düşük emekli maaşı 7,5. Haziranda 1500 ekmek alıyordu, şimdi 1071. 429 ekmek çaldılar emeklinin maaşından. Bu sene asgari ücret görüşmeleri de emekli aylığı görüşmeleri de o kadar kolay geçmeyecek. Emekliyi de emekçiyi de karınca gibi ezdirmeyeceğiz! Karıncanın kardeşi var o da CHP’dir! Alamayınca krediye, kredi kartına sarılananlar var. Haziran ayından bugüne, taksitsiz kredi kartı borcu yüzde 62 oranında arttı. Vatandaş, pazarda patatese kart çektirmeye başladı. Son bir ayda takibe düşen kredi kartı borç miktarı yüzde 50 artmış.
'O DERİN GÜÇLERE DİYORUZ Kİ BİZ BURADAYIZ'
Hrant Dink’in katledilmesinin Türkiye’de yarattığı büyük travmayı, 16 yıl sonra bir kez daha hep birlikte yaşadık. 16 yıl önce sevgili Rakel’in dediği gibi ‘Bir çocuktan katil yaratan sistem’, bir güvercin katilini serbest bıraktılar. Ogün Samast denilen katil, bir takım derin güçler bir güvercini katlettirmişlerdi. Geçtiğimiz günlerde hepimizin karşısına geçtiler, gözümüzün içine baka baka ‘Muhalefet toparlanacağız diyorsunuz, bundan sonra meydanlarda olacağız, teslim olmayacağız diyorsunuz. Biz buradayız’ dediler. ‘Biz icap ettiğinde katilimize bile sahip çıkarız’ diyorlar. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan devraldığımız bu emanet kürsüden, Ecevit’in, İnönü’nün kürsüsünden o derin güçlere diyoruz ki biz buradayız. Siz katilinize sahip çıkıyorsanız, biz cesur, temiz, namuslu insanlar birbirimize de ülkemize de sahip çıkacağız, size teslim olmayacağız. Biz buradayız, hodri meydan.
'BİR SONRAKİ YURT GEZİSİNİ KAHRAMANMARAŞ’A YAPACAĞIZ'
Bir sonraki yurt içi gezimiz Kahramanmaraş’a yapıyoruz. Sayın Mansur Yavaş ile birlikte Maraş’ta olacağız. Bütün sorunları derinlemesine araştırıp, ülke gündemine getireceğiz.
50+1 CEVABI
5 Ekim 2019’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “50+1 rastgele bir tercih değildir. Gayet bilinçli ve vazgeçilmez bir kriterdir” diyor. Birilerini, solcuları, sosyal demokratları, Kürtleri, Alevileri bu devleti yönetmeye değer görmüyor ya kendince bir koalisyon yapacak hiç oradan ayrılmayacak. Kürdü, Aleviyi, solcuyu ve onların temsilcilerini dışarda tutan bir anlayış. 10 Kasım 2021’e gelince, “50+1’in mahsurlu olduğunu anladık” diyor. 16 Kasım’da ittifak ortağından cevap geliyor. Bahçeli, “50+1’i eleştirenleri anlayışla karşılamamız abesle iştigal olur” diyor. 25 Kasım’da da “Bu masum bir talep değildir” diyor. Geçtiğimiz günlerde Almanya dönüşü uçakta Erdoğan, “50+1 şartının değişmesi isabetli olur. Partileri yanlış yollara sevk ediyor, yanlış işler yapılıyor” diyor. MHP’nin yanlış bir yol olduğu, onla birlikte olmanın hata olduğu, MHP’nin sırtında kambur olduğunu açıkça ifade ediyor. Devlet bey bugün "Eksikleri olabilir ama taviz verilemez ama sayın Cumhurbaşkanımızla aramızı da kimse bozamaz” dedi. CHP olarak bunlarla meşgul olmamız mümkün değil. Sayın Erdoğan, sen ne değiştireceksin bilmiyorum. Sistem mi, ittifak mı, ortak mı değiştireceksin bilmiyorum. Ne değiştireceksen değiştir emin ol bizimle birlikte anayasa değiştiremeyeceksin. Öyle MHP ile baş başa verdik seni böyle esir alırlar kardeşim. Derdine kendin yan. Bu yürümeyen evliliği, birinin bitirmeye, birinin sürdürmesi gibi oluyor. Hadi oradan keratalar meşgul etmeyin memleketi.
'KYK YURTLARININ ASANSÖRLERİ İNCELENMELİDİR'
KYK yurtlarından gelen asansör kazaları ve zehirlenmeler. Sorunun özü şu; bu ülke kendi öğrencisinin barınma sorununu çözemeyecek bir ülke değil. Yol yapıyor övünüyorsun, köprü yapıyor, TOKİ yapıyor övünüyorsun, yurt yapmıyorsun. Bu bilinçli bir tercih. Cemaatlerin kucağına, 18 yaşındaki evlatlarımızı ittirmek için yapılan bilinçli bir tercih. Barınma sorununa öğrenciler buna isyan edince yurt odalarını 6’ya 8’e çıkardılar. Derhal, MMO ile gerekli görüşmeler yapılıp KYK yurtlarının asansörleri incelenmelidir. Bütün akademik odalar göreve çağrılmalıdır.
'CHP AYAĞA KALKINCA, TÜRKİYE AYAĞA KALKACAK'
CHP, birilerinin kendisine biçtiği muhalefet gömleğinden sıkıldı. Bu gömlek bize dar geliyor, yırtıp atacağız. Vakit, CHP’nin katillere karşı masumların, zalimlere karşı mazlumların, darbecilere karşı demokrasiyi savunanların ve toplumun neresinde olursa olsun adalet arayanların yanında durma vaktidir. Umutluyum, hem karşımda hem gittiğim yerlerde gözlerinin için ateş gibi Türkiye’nin yarınları için CHP’ye inanan sizler varsınız. Cesaretliyim çünkü Türkiye’nin dört bir yanından gencecik, ülkesini, vatanını, Atatürk’ü sevenler baba evine koşuyorlar. Heyecanlıyım, Cumhuriyet’in birinci yüzyılında, Sivas Kongresi’nden görevi alanların ne yaptığın biliyorum. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılındaki kongreden görevi alan sizlerin kararlılıklarını gözlerinden okuyorum. Size güveniyorum, size inanıyorum. Örgütümüze inanıyorum. CHP ayağa kalkınca, Türkiye ayağa kalkacak, yolumuz açık olsun!"