Saadet Partisi'ne geçen Kasap, Meclis'teki konuşmasında Bitmez'in son sözlerini tekrarladı: Filistin'de İsrail'de dökülen her kanda sizin eliniz var
SP'li Hasan Bitmez'in hayatını kaybetmesinin ardından, grup düşmesin diye SP'ye katılan Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, Meclis kürsüsündeki sözlerini Bitmez'in son sözleriyle tamamladı.
Saadet Partisi (SP) milletvekili Hasan Bitmez’in TBMM’de konuşmasının sonunda kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesinin ardından CHP’den ayrılarak SP’ye katılan Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, bütçe görüşmelerinde SP adına söz alarak kürsüde konuştu. Bitmez’in kürsüye koyduğu “katil İsrail” dövizini de kullanan Kasap, AKP sıralarına dönerek; "O coğrafya şu anda kan ağlıyor sayenizde ve Filistin'de İsrail'de dökülen her kanda sizin eliniz var. Ölen her çocukta sizin elinize de o kan bulaşıyor" dedi.
SP Genel Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmasının sonunda kalp krizi geçirerek bayılması ve hastanede vefat etmesinin ardından TBMM’de Grup yeter sayısını kaybetmemesi için SP’ye geçen Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, bugün TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde yeni partisi adına konuştu.
HASAN BİTMEZ’İN İSRAİL VE AKP DÖVİZİNİ DE KULLANDI
Hasan Bitmez’in kürsüdeki son konuşmasının metnini okuyan ve Bitmez’in konuşması sırasında kürsüye koyduğu “Katil İsrail İşbirlikçi AKP” dövizini de yine kürsüde kullandı. Kürsüye alkışlarla gelen Kasap şöyle konuştu:
"KALBİM ACIYOR"
"Bu kürsüye çıkınca heyecanımı yenemiyorum, kalbim şu anda acıyor. Rahmetli Hasan Bitmez kardeşimizin sözünün bitmemesi gereken bir gündeyiz. Kendisi sağ olsaydı bugün bu konuşmayı o yapacaktı. Sizin söyleyemediğiniz şeyleri o söylüyor olacaktı. Bu kürsü kutsal bir kürsü milletin sesi olması gerekiyordu. Coğrafyamızın sesi olması gerekiyordu. Maalesef siz, coğrafyanın sesi olamadınız, olmadınız. O şekilde geldiniz, cesur yürekli olamadınız. Başta Saadet Partisi olmak üzere TBMM'nin ve tüm Filistinlilerin başı sağolsun, Allah rahmet eylesin.
"BU KÜRSÜDE İSRAİL CUMHURBAŞKANI'NIN İBRANİCE KONUŞMASINA İZİN VERDİNİZ"
Bu kürsü, muhalefet kürsüsü kutsal bir kürsüdür. Bu sözün kesilmemesi için, biz grup olarak bir fedakarlıkta bulunduk, bunu başa kakmak istemiyorum bunu her zaman yaparız. Ellerim titriyor. Siz Hasan Bitmez'in konuşmasını istemediniz bu kürsüde. Ama siz İsrail Cumhurbaşkanı'nın İbranice konuşmasına izin verdiniz. Bu bir yerlere ders olur mu? Aynı kürsüde İsrail Cumhurbaşkanı'nı alkışladınız."
Bitmez'in yaptığı son konuşmayı okuyan Ali Fazıl Kasap şunları söyledi:
"Sayın Erdoğan Başbakan olur olmaz, ABD’ye koşup oğlunun okuduğu Harvard Kennedy School’da 5 Şubat 2004 tarihinde bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında çok önemli cümleler var. Bu cümleleri sizlere takdim edeceğim, 'İsrail devletinin yaşama hakkını kimsenin tehdit etmesine Türkiye razı olmayacaktır. Türkiye, ABD’nin Irak’ta başarılı olmasını samimiyetle arzu etmektedir. Şu anda yüzde 36’sı Kıbrıs’ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaşam alanıdır ve belli bir oranda bu tür toprağı verebiliriz.' Erdoğan’ın kurduğu cümleler ve taahhütlerinizin tamamı Siyonizm’in, ırkçı emperyalizmin, küreselcilerin dünya hakimiyetini kurmasını ve tahkimleştirmesini temin eden bir yaklaşımdır. Bu çerçevede, Büyük Orta Doğu Projesi’nin yani büyük İsrail projesinin eş başkanlığını Yemen ve İtalya Başbakanlarıyla beraber kabul ettiniz. Yetmedi, İspanya Başbakanıyla birlikte de Medeniyetler İttifakı’nın Eş Başkanlığını kabul ettiniz.
Evet, Büyük Orta Doğu Projesi büyük İsrail projesidir ve bu proje birlikte çalıştığınız ABD Dışişleri Eski Bakanı Condoleezza Rice’ın ifadesiyle Orta Doğu’daki 22 ülkenin sınırlarını ve yönetimlerini değiştirmek üzere tasarlanmış Siyonist, küreselci bir projedir. Türkiye’ye döndünüz ve 16 Şubat 2004 tarihinde Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında 'Bizim BOP eş başkanı olarak Kuzey Afrika ve genişletilmiş Orta Doğu projesinde bir görevimiz var.' dediniz ve iktidarınız boyunca da buna uygun dış politika sergilediniz. BOP eş başkanlığı çerçevesinde ilk hatalı adımınız ABD’yi 'dost ve stratejik ortak' olarak kabul etmenizdir. Bununla birlikte, ABD’nin Irak’ı işgaline yardımcı oldunuz. Yetmedi, genç Amerikan askerlerinin ve subaylarının ülkelerine sağ salim dönmesi için de dua ettiniz, Irak talan edildi, insanlar öldürüldü, kadınlara tecavüz edildi. Saddam bir bayram günü idam edildi, Suriye'ye diz çökertme projesine de yardımcı oldunuz. Bugün Suriyeliler perişan, yüz binlerce insan öldü, milyonlarca insan göçmen oldu. Suriye de bölünme aşamasına geldi, ABD bölgeye yerleşti, terör örgütleri Suriye'de cirit atıyor. Libya desteğinizle, NATO müdahalesiyle birlikte istikrarsızlaştırıldı. Kaddafi insan onuruna yakışmayan bir şekilde öldürüldü, kardeş kardeşe kırdırılmak isteniyor, hâlâ kargaşa devam ediyor ve Libya'nın petrolleri maalesef emperyalistlerce kullanılıyor. Yemen’de iç savaş mezhep fitnesiyle, bahanesiyle devam ettirilmeye çalışılıyor. Birçok konuda Amerika Birleşik Devletleriyle birlikte oldunuz.
Bir başka İsrail aşkınızın ve Filistin ihanetinizin belgesi bu sözleşmedir. Mavi Marmara davasıyla ilgili İsrail’le anlaşma yaparak Filistin '20 milyon' ifadesi de tazminat değil. Orada ne diyor? 'Ex gratia' yani İsrail’den lütuf olarak kabul ettiniz. Kudüs'te ve Ankara'da imzalanmıştır, Tel Aviv’de değil Kudüs'te ilk siz tanıdınız… İstanbul ağır ceza mahkemesi bu anlaşmaya istinaden yargılanan İsrail Genelkurmay Başkanı ve 4 sanığın yargılanmasını takipsizlik kararı verdi, sizin sayenizde. İsrail, Filistin’de soykırım yapıyor, Gazze'de soykırım yapıyor, biz 'Diplomatik ilişkilerinizi kesin, gemi göndermeyin.' dedik, gönderiyorsunuz, hatta diplomatik ilişkilerimizi kesmiyorsunuz ama İsrail sizi adam yerine koymuyor, kendisi bunları çağırıyor. Bir taneniz çıkıp ta gemi gitmiyor diyemiyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: 'İsrail’e destek verenler yarın insan içine çıkacak yüz bulamayacaklar' siz de bulamayacaksınız. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde 13 ülke İsrail'le barış, İsrail'in ateşkes yapmasını talep etti. Sizin dostunuz olan Amerika bunu veto etti. Sizin dostunuz olan Amerika bunu veto etti. Hiçbir şey yapamadınız, yapmıyorsunuz, yapmayacaksınız da... Irak’ta koalisyon güçlerinin işini bitirmesi için imkanlarınızı seferber ettiğiniz gibi, bugün de gemilerle ve uçaklarla İsrail için lojistik imkanlarınızı aynı şekilde seferber ediyorsunuz. Konuşmamı bitiriyorum ama Sezai Karakoç’un size atfen yazdığı satırlarla bitiriyorum. 'Onlar sanıyorlar ki biz sussak mesele kalmayacak, halbuki biz sussak tarih susmayacak, tarih sussa hakikat susmayacak. Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. Halbuki bizden kurtulsanız vicdan azabından kurtulamayacaksınız. Vicdan azabından kurtulsanız, tarihin azabından kurtulamayacaksınız Tarihin azabından kurtulsanız Allah'ın gazabından kurtulamayacaksınız..."
"SİZİN ELİNİZDE FİLİSTİN'DE ÖLEN HER ÇOCUĞUN KANI VAR"
Ali Fazıl Kasap Bitmez'in son konuşmasını okuduktan sonra AKP milletvekillerine, "Hasan Bitmez kardeşimizin vefat ettiği saatlerde, bizim ciğerimizin yandığı saatlerde birileri ciğer yakıyordunuz dışarıda, bunu da kınıyorum. Balkon konuşmalarında bir cümle geçiyordu. Sayın Erdoğan seçimi kazandığınızda diyordu ki, 'Bugün Ürdün, bugün Yemen, bugün Libya sevinç gösterileri yapıyorlardı.' O coğrafya şu anda kan ağlıyor sayenizde ve Filistin'de İsrail'de dökülen her kanda sizin eliniz var. Ölen her çocukta sizin elinize de o kan bulaşıyor. Refah kapısını geçebildiniz mi? Bir tane yardım gemisi tek bir şey ulaştı mı? Çocuklar elektriksiz hastanelerde öldürülürken siz neredeydiniz?" diye sordu.