Demirtaş'ın 'PKK'ya silah bıraktırma' çıkışı ne anlama geliyor? "Kürt sorunu, onu ortaya çıkaran nedenlere ulaşılmadan çözülemez"
Selahattin Demirtaş'ın PKK'ya silah bıraktırma çağrısı kamuoyunda gündem olurken, siyaset bilimciler, Demirtaş'ın bu ifadelerini değerlendirdi. Koçal, 'Bir sorunun aynı zamanda neden olamayacağını' vurguladı.
14 Mayıs seçimlerine günler kala, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sosyal medya paylaşımlarında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın kaybetmesi durumunda PKK’nın silah bırakması için elinden geleni yapacağını söyledi.
Demirtaş’ın bu açıklamaları kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, siyaset bilimciler de Demirtaş’ın ifadelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
VOA Türkçe’nin haberine göre, Siyaset Bilimci Akademisyen Vedat Koçal, ‘Kürt sorununun sadece Kürtlerin sırtına yüklenemeyeceğini vurgulayarak, 2023 seçimlerine giderken, iktidar kanadının, terörle mücadeleyle birlikte, silah teknolojisini ve üretimini, savunma hizmetleriyle ilgili bir kamu politikasından çok, siyasal partinin seçim propagandasının unsuru olarak kullandığına dikkat çekti.
"BİR SORUN AYNI ZAMANDA NEDEN OLAMAZ"
Koçal, Demirtaş’ın PKK’ya silah bıraktırma çabasının Türkiye toplumunun önemli bir kısmını belirleyen 'Kürdofobi'den kurtulmasına bağlı olduğuna dikkat çekti.
Bir sorunun, aynı zamanda neden olamayacağına, bu bakımdan Kürt sorununun, onu ortaya çıkaran nedenlere ulaşılmadan ve müdahale edilmeden çözülemeyeceğini vurgulayan Koçal, çatışmanın Türkiye siyasal sistemindeki işlevine ve Türk toplumunun siyasal bilincindeki temellerine odaklanılmadığı sürece, örgüt silah bıraksa bile bunun sorunun tespitine ve çözümüne kayda değer bir katkı sağlamayacağını ifade etti.
Demirtaş’ın PKK’nın silah bırakmasına yönelik girişimlerinin etkili olacağına karşın ümidinin olmadığını belirten Koçal, şunları söyledi:
DÜŞMAN ÜRETİMİ VE 'VATAN TEHLİKEDE' SÖYLEMİNİN GÖLGESİNDE...
“Sonuçta, düşman üretiminin ve ‘vatan tehlikede’ söyleminin kadim devlet geleneğinden güncel toplumsal bilinçaltına uzanan tarihsel ve geleneksel sürekliliği ışığında, ‘Kürt sorunu’nun adı ‘Kürdofobi’ye, muhatabı da Kürtler'den Türk toplumsal bilinçaltına ve hafızasına yönlendirilmediği sürece, iyi niyetli ve samimi olsa bile, her söz ve eylem, öldüremediğini güçlendirmekten, yani çözümsüzlüğün sürdürülebilirliğini sağlamaya katkı olmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Demirtaş'ın, PKK’nın silah bırakmasına dair irade bildirimi ve vaadi de maalesef bu genellemeye dahildir. Sorunu ve dolayısıyla çözüm imkanını, istemini, gerçek sahibine iade ederek işe başlanmadığı için, gerçeğin etrafında dolaşma alışkanlığının bir tekrarından öteye geçmesi mümkün olmayan, bu bakımdan herhangi bir somut yarar üretme potansiyeli bulunmayan sayısız denemelerden biri olarak heba olup gitmeye adaydır.”
Kürt Çalışmaları Merkezi Koordinatörü Reha Ruhavioğlu ise, Demirtaş’ın ifadelerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, çağrının kendisi kadar söylenebilmiş olmasının da önemli olduğuna vurgu yaptı.
DEMİRTAŞ'IN KÜRT SİYASETİNDE AĞIRLIĞI ARTTI
Demirtaş’ın Kürt siyasetindeki ağırlığının arttığını ifade eden Ruhavioğlu, “Açıklama bize bunu söylüyor. Dolayısıyla önemli bir şey ama elbette ki Demirtaş’ın ya da HDP’nin, bunu tek başına gerçekleştirecek gücü yok. Fakat bu beraberinde şunu gösteriyor; HDP yeni dönemde, mecliste Kürt meselesinin önemli bir muhatabı olacak ve meclisteki diğer muhatap, yani seçim CHP ve muhalefet tarafından kazanılırsa -ki CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu meseleyi meclis çatısı altında çözmek istediğini biliyoruz- dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu’nun işini kolaylaştırmak üzere önemli bir aktör olacak. İki tarafın, sorunu meclis çatısı altında çözme iradesi, bu konuda hem HDP’yi güçlendiriyor hem de silah bıraktırma konusunda HDP’nin işini kolaylaştırıyor” diye konuştu.
Açıklamanın Kürt hareketinin sivilleşmesi için anlam taşıdığını belirten Ruhavitoğlu, örgütün Demirtaş’a olumsuz karşılık vermemesinin de dikkat çekici olduğunu söyledi. Seçime kadar eylem yapmama kararının da örgütün arayış içinde olduğuna işaret ettiğini dile getiren Ruhavioğlu, “Bunun Demirtaş'ın sözüne katıldıkları anlamına gelir dersek de çok iyimser bir yorum yapmış oluruz. Fakat Demirtaş’ın bu sözüne çok karşı çıkmamış olmaları da olumlu bir gelişme” ifadelerini kullandı.
PKK’nın Türkiye’de silahlı mücadele şartlarının ortadan kalktığını söyleyen Ruhavitoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
PKK’nın Türkiye’ye karşı silah bırakmasının önemli şartlarından birisi de Rojava’da (Suriye) Türkiye ve Kürtler arasında iki tarafın da memnun olmasalar bile tahammül edeceği bir sınırda karşılıklı uzlaşmak. Bu iki tarafın karşılıklı uzlaşmasıyla olmaz ama uluslararası aktörlerin uzlaştırmasıyla mümkün olabilir. Yine de Türkiye’de PKK’nın silah bırakmasının zor olduğunu düşünmüyorum, şartlar bunun için elverişli.