A'dan Z'ye SBK ve karanlık ilişkileri: Nasıl kaçtı, kirli ağda kimler yer aldı?

Abone ol

Utah 3. Bölge Mahkemesi Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılanan, "kara para aklamak ve yargıyı engellemek" suçlaması yöneltilen Sezgin Baran Korkmaz hakkında tahliye kararı verildiği bildirildi. Korkmaz hakkındaki suçlamalar neydi, onu Türkiye'de kimler kurtarmıştı, kimlerle ilişkisi vardı?

Avusturya'dan ABD’ye iade edilen ve "kara para aklamak ve yargıyı engellemek" suçlamasıyla Utah 3. Bölge Mahkemesi Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılanan SBK Holding’in sahibi Sezgin Baran Korkmaz hakkında tahliye kararı verildi.

Türkiye’de yıllarca “hayırsever iş insanı” olarak tanıtılan, milyonlarca dolarlık serveti bulunan Sezgin Baran Korkmaz, devlet kademelerinde, bürokraside, yargıda ve medyada bağlantıları olan bir isimdi. Öyle ki Korkmaz’ın lüks uçağıyla aralarında eski İçişleri Bakanları Süleyman Soylu ve Mehmet Ağar olmak üzere birçok üst düzey devlet yetkilisi uçuyordu.

Sigorta şirketi aracılığıyla aldığı Bodrum’da bulunan Paramount Otel’de, Veyis Ateş başta olmak üzere birçok gazeteci, yargı mensubu, bürokrat ücretsiz tatil yapıyordu. Bu isimler arasında, eski Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığından Danıştay’a atanan Esat Toklu, Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, Soylu'nun eski Koruma Müdürü Ekrem Güler de vardı.

KİRLİ SERMAYEYE ELİNİ SÜRENLER VE BİR KAÇIŞ HİKAYESİ

Türkiye’de hakkında soruşturma başlatıldıktan sonra aniden değişen savcılık talepleri ve mahkeme kararları üzerine Korkmaz’ın Avusturya’ya kaçışı ve ardından ortaya çıkanlar ise kirli sermaye etrafında yargının ve bürokrasinin tepe isimlerinin yer aldığını gözler önüne serdi.

Peki Sezgin Baran Korkmaz’ın dosyasında neler vardı, onu kurtaranlar kimlerdi?

Birçok siyasetçi ve yargı mensubuyla ilişkisi bulunan Korkmaz hakkında 2020 yılında çeşitli suçlamalar ortaya çıkmaya başladı. Korkmaz hakkında Türkiye’de soruşturma başlatılmasının sebebi ise ABD’nin dolandırıldığının ortaya çıkmasıydı.

TÜRKİYE’DEKİ SORUŞTURMA NASIL BAŞLADI?

Korkmaz, ABD’de “Kingston Kardeşler” olarak bilinen Jacop Ortell Kingston, Isaiah Kingston, Rachel Kingston, Sally Kingston’un yargılandığı davayla ilişkilendirildi. Yürütülen soruşturma neticesinde, Korkmaz’ın, ABD hazinesini dolandırarak 500 milyon doları ülke dışına çıkardığı belirlenen “Kingston Kardeşler”in 132 milyon dolarını Türkiye’de akladığı tespit edildi. ABD makamlarının incelemesi sonucunda, Korkmaz’ın yıllar süren faaliyetlerinde, yüzlerce milyon dolar kara parayı Türkiye’de akladığı ortaya çıktı.

ABD’deki dosya üzerine Türkiye’de de Korkmaz hakkında “Kara para aklama” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Soruşturma neticesinde, İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, Sezgin Baran Korkmaz ve 8 sanık hakkında dava açıldı. Suç gelirlerini aklama suçu yöneltilen Korkmaz hakkında 5 yıla kadar hapis cezası istendi. Ancak bu süreçte Korkmaz, sürekli değiştirilen mahkeme kararları sayesinde yurt dışına kaçtı.

Peki bu nasıl mı oldu?

Defalarca yapılan uyarılar ve medyada yayımlanan haberlere rağmen, kaçışı engellemek için hiçbir işlem yapılmayan olay şöyle gerçekleşti:

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Eylül 2020’de Korkmaz’ın da aralarında olduğu 14 kişi hakkında, malvarlıklarına el konulmasını talep etti. Talebe İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliği baktı ve kabul etti. Ancak hemen sonrasında Korkmaz hakkındaki yurt dışı yasağı kaldırıldı. Ardından, kara para aklama soruşturmasında yeni gelişmelerin ortaya çıkmasıyla Korkmaz'ın mal varlıklarına el konulması ile yurt dışına çıkış yasağının devamına karar verildi.

6 Kasım 2020’de ise Korkmaz'ın malvarlıklarına el koyma kararı, şüphelilerin ve şirketlerinin banka hesapları üzerindeki tedbirlerin kaldırılması talep edildi. Talebi yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ydı. Talepte imzası bulunan ise şimdiki Adalet Bakan Yardımcısı, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz’dı.

Hasan Yılmaz’ın talebi aynı gün İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından kabul edildi ve Korkmaz hakkındaki tedbir kararı kaldırıldı. İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği kararı, Mali Suçlar Araştırma Kurulu’nun (MASAK) 5 Kasım’da hazırladığı “suç bulunamadı” raporu üzerine aldığını belirtti.

“YURT DIŞINA ÇIK” BİLGİSİ

17 Kasım 2020’de ise İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, Korkmaz hakkındaki yurt dışı yasağını da kaldırdı. Türkiye’yi ve ABD’yi milyonlarca dolar dolandırdığı, kara para akladığı ortaya çıkan Korkmaz, üstündeki tedbirlerin kaldırılmasıyla elini kolunu sallayarak 5 Aralık’ta Avusturya’ya kaçtı. İddiaya göre Korkmaz, kaçmadan bir gün önce lüks uçağını hizmetine sunduğu eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmüş “Hakkında tahkikat yapıldı, yurt dışına çık” bilgisini almıştı.

Korkmaz’ın yurt dışına kaçtığı 5 Aralık’tan bir yıl sonra, Sedat Peker’in konuyu gündeme getirmesiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan dikkat çeken bir açıklama yapıldı. Açıklamada, MASAK’ın 5 Kasım’da herhangi bir rapor hazırlamadığı ifade edildi. MASAK da bu açıklamayı doğruladı. Yani Hasan Yılmaz’ın talebine dayandırılan MASAK raporu aslında yoktu. Korkmaz, olmayan bir MASAK raporu dayanak gösterilerek yurt dışına kaçmıştı.

ABD’DE HAKKINDA İDDİANAME HAZIRLANDI: 133 MİLYON DOLARDAN FAZLA…

Korkmaz, kaçtığı Avusturya’da 19 Haziran 2021'de tutuklandı. Hem Türkiye’nin hem de ABD’nin iade talebi vardı. Fakat, 12 Temmuz 2022’de ise ABD’ye iade edildi. ABD’de 225 yıl hapis istemiyle dava açılan Korkmaz’a 12 suçlama yöneltildi. Korkmaz’ın usulsüz havale ve para transferleri için işlediği 10 suça dair ayrı ayrı 20’şer yıl hapis cezası istendi.

Korkmaz hakkında ABD’de hazırlanan iddianamede, Kingston kardeşlerin Türkiye ve Lüksemburg’da kontrol ettiği banka hesapları aracılığıyla 133 milyon dolardan fazla yasadışı geliri akladığı ifade edildi. Gelen kara para ile Biofarma, Queen Anne adlı yat ve birçok gayrimenkul satın alındığı öne sürüldü.

RAPOR ORTAYA ÇIKTI: HASAN YILMAZ VE İRFAN FİDAN NASIL 17 MİLYON DOLARLIK ZARARA YOL AÇTI

Sezgin Baran Korkmaz’ın, ABD’de yargılandığı günlerde CHP tarafından bir rapor hazırlandı. Raporda, Korkmaz’ın 18 Temmuz günü Utah eyaletinin Salt Lake City kentinde hâkim karşısına çıktığı, savcılığın tutuklama talebinde ABD Hazine Bakanlığı’na ait olan 133 milyon doların Türkiye ve Lüksemburg’a finansal hesaplara yollandığını ve hemen hemen 100 milyon dolarının hala Sezgin Baran Korkmaz’ın kontrolünde olduğunu ifade ettiği belirtildi.

Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise Queen Anne yatı ve satışıydı. “Bugüne kadar ABD Hazine Bakanlığı’nın 3,5 milyon doları geri aldığı da ifade edilmiş ancak Queen Anne yatının satışındaki gelirden bu talepte bahsedilmemiş gözükmektedir” denilen raporda, 2021 Haziran ayında da Salt Lake Bölge Mahkemesi Korkmaz’ın ortağı olduğu yat için müsadere kararı verildiği, malın ABD mülkiyetinde olduğu ve açık artırma yoluyla satılacağı ifade edildi.

Queen Anne yatına 23 Nisan 2021 tarihinde ABD’nin talebi üzerine Lübnan İç Güvenlik Gücü tarafından el konuldu ve Temmuz’da ABD’ye devredildi. Yatın ABD hazinesine aktarılmasının gerekçesi ise ABD’nin kara para aklamaktan jüri tarafından suçlu bulunan Lev Aslan Dermen’in Amerikan Vergi Kuruluşu’nu (IRS) dolandırıp elde ettiği parayı burada kullandığını düşünmesiydi. Nitekim Lev Arslan ile SBK Queen Anne yatında ortaklardı.

ABD KASASINA GİRDİ

17 milyon dolar değere sahip lüks yatın 10’dan fazla kişi veya şirketin teklifte bulunduğu açık artırma ile satıldığının anlatıldığı raporda, elde edilen gelirin ABD kasasına girdiği belirtildi.

Türkiye’de kara para akladığı ve milyonlarca dolarlık dolandırıcılık yaptığı ortaya çıkan Sezgin Baran Korkmaz eğer Türk mahkemelerinde yargılansaydı 17 milyon dolarlık yatın geliri Türk hazinesinin kasasına girecekti. Olmayan MASAK raporuyla Korkmaz’ın kaçışına sebep olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının başında bulunan Hasan Yılmaz ve İrfan Fidan, 17 milyon dolarlık kaybın da sorumluları arasında bulunuyordu.

Öte yandan Korkmaz, ABD’de yargılandığı günlerde Türkiye’deki işlerini de yürütmeye devam etti.

SEZGİN BARAN KORKMAZ’IN İNAN KIRAÇ İLE İLİŞKİSİ NE?

Sezgin Baran Korkmaz'ın, Türkiye ve Lüksemburg'daki banka hesapları aracılığıyla 133 milyon dolar kara para akladığı öne sürülmüştü. Korkmaz’ın, kara para akladığı iddia edilen şirketlerinin Türkiye’deki mevcut durumu ise dikkat çekiciydi.

Korkmaz hakkında, Utah Savcılığı tarafından "kara para aklamak ve yargıyı engellemek" suçlamasıyla hazırlanan iddianamede yer alan şirketler, yargılama öncesinde ardı ardına el değiştirdi. Bu şirketlerden biri 1988 yılında kurulan, çoğunluk hissesi, Kıraça Holding’in sahibi İnan Kıraç ve “Yanımda büyüdü” dediği Jan Nahum’un 2006 yılında kurdukları Heksagon Mühendislik tarafından 2019’da alınan Unico Sigorta’ydı. Korkmaz’ın sahibi olduğu SBK Holding, Heksagon’un çoğunluk hissesini Nahum’dan almış, böylelikle SBK, Unico Sigorta’nın çoğunluğuna sahip hale gelmişti.

ERDOĞAN’IN YANI BAŞINDAYDI

2019 ve 2020 yıllarında hakkında herhangi bir işlem yapılmayan Unico Sigorta’nın yönetiminde olan isim ise SBK’nın yurt dışına kaçtığı sırada, Çağlar Şendil’di. SBK’nın para kaynağı Mega Varlık’ın da genel müdürlüğü koltuğunda olan Şendil, Kingston Kardeşlerin, Türkiye’deki resmi ortağı bir nevi ABD’den gönderilen milyon dolarları Türk bankasından çeken kişiydi. Hatta Şendil, 2017’de ABD’ye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk Büyükelçiliği’nde Jacob Kingston’la görüşürken de yanındaydı.

Korkmaz, Utah’ta hakim karşısına çıkmadan önce, Unico Sigorta’nın yönetiminde değişimler yaşandı. Korkmaz’ın, kara para akladığı iddia edilen şirketlerini kendisine yakın isimlere bırakarak “elden çıkardığı” görüldü. Unico Sigorta, 27 Temmuz 2022 tarihinde resmi bir açıklama yayımladı ve şirketin hakim hissedarı olan Jan Nahum’un, yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna oturduğu açıklandı. Yardımcısı ise daha sonra Çağlar Şendil oldu. Yani SBK’nın hakim hissedar olduğu Unico Sigorta, tekrar Jan Nahum’un kontrolüne geçti.

"SOYLU ÇAĞIRDI, 45 MİLYON LİRA SİLİNDİ"

Jan Nahum, birlikte şirketleri olan İnan Kıraç’ın ortağı olduğu Heksagon’un çoğunluk hissesini Korkmaz’a satmış ve ikili arasında tartışmalar yaşanmıştı.

Bu süreçte Sedat Peker, İnan Kıraç’ın Korkmaz’dan şirket hisselerini alabilmek eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu devreye soktuğunu ileri sürdü. Peker, Soylu’nun ve Erdoğan’ın araya girmesiyle SBK’nın İnan Kıraç'tan 45 milyon lira alacağının silindiğini iddia etti. Kıraç ise bunu yalanladı.

Ayrıca, Utah Savcılığı’nın hazırladığı iddianamede de geçen Biofarma İlaç Sanayi’nde de yargılama başlamadan yönetim kurulu başkan yardımcısı Çağlar Şendil’in görevi 2024 yılına kadar uzatıldı.

Aradan aylar geçti, Korkmaz ve üçü yabancı uyruklu 10 kişi ile bunlarla bağlantılı "malen sorumlu" şirketler hakkında, ABD'den haksız kazançla elde edilen "mal varlığı değerini aklama" suçundan açılan davaya devam edildi. Ara kararını açıklayan mahkeme, Jacob Ortell Kıngston ve Levon Termendzhyan'ın hakkındaki yakalama, SBK Holding'in sahibi Korkmaz için ise tutuklamaya yönelik yakalama kararlarının infazının beklenilmesine hükmetti.

3 ay sonra ise ABD’de yargılanan Korkmaz hakkında tahliye kararı verildi.

Korkmaz ve çevresindeki kirli ağda neler yaşandığı ise hep puslu kaldı…

DEVA Partisi ittifaka kapılarını 'şimdilik' kapattı Siyaset Can Atalay tecavüzcü öğretmeni Adalet Bakanı'na sordu Siyaset İYİ Parti'de istifa dilekçeleri verildi, genel merkez yönetimi düşürdü! Siyaset Davutoğlu'na yanıt: Seçime tek başınıza girin, boyunuzun ölçüsünü alın Siyaset