TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan: İnsanların gerçek meseleleri konuşabilmesi için Erdoğan’ın aradan çıkması lazım

Abone ol

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Hilmi Hacaloğlu'nun gündeme dair sorularını yanıtladı. Okuyan, 14 Mayıs gecesi 20 yıldır süren karanlığının kalıcı hale gelmemesini kutlayacaklarını ifade ederek; "Bir dönem kapanıyor" dedi.

GERÇEK GÜNDEM /

Türkiye 14 Mayıs’ta cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimi için sandık başına gidecek. Seçimlere katılacak olan partilerden Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Hilmi Hacaloğlu’nun sorularını yanıtladı.

Kemal Okuyan, seçimleri, partisinin tavrını ve TKP’nin 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerin sarstığı afet bölgesinde yaptığı çalışmaları ve Osmaniye’de polisin dayanışma merkezine baskın yaparak gönüllüleri gözaltına almasını değerlendirdi.

“TKP’NİN OSMANİYE’DE GÖRÜNÜR HALE GELMESİ TEDİRGİNLİK YARATTI”

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, “TKP, siyasi iktidarın engellemelerine alışkın. TKP, depremin ilk anından itibaren dayanışma gösterdi. Çok önemli bir engellemeyle karşılaşmadık ve devletin kurumlarıyla beraber çalıştık. Enkazdan insan çıkartırken, yemek dağıtırken bir şeyin hesabını yapmazsınız. Osmaniye, Devlet Bahçeli ile anılan bir kent. Bir kent kimseye ait değildir. TKP’nin Osmaniye’de görünür hale gelmesi tedirginlik yarattı” diye konuştu.

Okuyan, “Osmaniye’de baskı gördüğümüz nokta devletin de MHP’nin de unuttuğu bir mahalle. Ağırlıklı olarak Kürt yurttaşlarımızın yaşadığı, yoksul bir yer. Hala polis, arkadaşlarımızı 10 metre yakından takip ediyor. Halk sahip çıkıyor. Hukuksuz işler yapılıyor. Yardım merkezi basıldı. Depremle beraber TKP’nin kendilerine ait olduklarını düşündükleri alana giriş yaptığını gördüler” sözleriyle kentte yaşananları anlattı.

“ÜLKÜCÜ GELENEKTEN GELEN İNSANLAR TKP İÇİN ÇALIŞTILAR”

Okuyan, TKP’nin son dönemde örgütlendiği ve kök saldığı bölgelerin sağ ve muhafazakar partilere oy veren seçmenlerin ağırlıklı olduğu bölgeler olduğunu ifade ederek toplumun farklı kesimlerinden destek aldıklarını belirtti. Okuyan, “Depreme yardım için giden Ülkücü gelenekten insanlar; ‘Biz çok büyük hata yapmışız’ diyerek TKP için çalışmaya başladılar. Dünya görüşleri 180 derece değişti” dedi.

Okuyan, TKP’nin laik bir yapıda olduğunu ifade ederek parti içinde dindar insanların da bulunduğunu ve partinin kimlik siyaseti yapmadığını ifade etti. TKP Genel Sekreteri, depremde tarikatların çıkarsız faaliyette bulunmadığını, sağ partilerdeki çürümeyi ortaya çıkardığını ve sola yönelik ön yargıları yıktığını da sözlerine ekledi.

“ASLINDA ONLAR OYLARI BÖLÜYORLAR”

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, CHP’nin bir düzen partisi olduğu değerlendirmesinde bulunarak TKP’nin oyları böldüğü yönünde eleştirilere sert yanıt verdi. Okuyan tartışmaları şu sözlerle değerlendirdi:

“Bütün platformlarda Türkiye’de emekçi halkın alternatifini sergilemesi gerektiğini düşünen bir partiyiz. CHP’liler kızmasınlar. Biraz kendi partilerinin ve sosyal demokrasinin tarihine bakmaları lazım. CHP’nin sosyal demokrasi sıfatını kullanması yeni bir olgudur. Sol yükseldiği için akıllarına gelmiştir. Sosyal demokrasinin misyonu toplumda, özellikle emekçi kesimlerde biriken tepkilerin düzen içerisinde kalması, gerçek sola akışı kesmek. Bütün dünyada böyle. Almanya’da sosyal demokrasinin tarihi komünizmle mücadeledir.

“CHP DAHA SOLDA OLSA DİYE BİR DERDİMİZ YOK”

Bizim için CHP seçmeni duygudaşlık geliştirebildiğimiz ama parti olarak karşımızda olan bir parti. Düzeni koruyan, son yıllarda sağcılaşan bir parti. CHP daha solda olsa diye derdimiz yok. CHP’nin tabanında başka partilerin tabanında olduğu gibi hitap etmemiz gereken bir kesim var. Ek olarak CHP’nin tabanında yurtsever, laik duyarlılığı olan geniş bir kesim var. Hatta kendisini sosyalist olarak gören bir kesim var. Bunlarla etkileşim halindeyiz. Her seçimde bize kızıyorlar; ‘Oyları bölüyorsunuz’ diye. Aslında oyları onlar bölüyorlar, farkında değiller. Sosyalizm, eşitlik istiyorlar; sermaye düzeninin sürmesinin yollar arayan bir partiye destek oluyorlar.”

“ERDOĞAN’IN YENİDEN SEÇİLMESİ DURUMUNDA MİLYONLARCA KİŞİNİN BU ÜLKEYLE BAĞI KOPACAK”

Cumhurbaşkanı adayı çıkarma çalıştıklarında geç kaldıklarını söyleyen TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Sosyalist Güç Birliği’nin de bunu yapamadığını aktardı.

Genel Sekreter Kemal Okuyan; TKP’nin Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na desteğini şu sözlerle açıkladı:

“Biz uyardıkça bu toplumu başka bir mesele daha da güçlendi. Erdoğan’ın gitmesi. Şunu gördük ki: Biz seçimden önce bu duyguyu aşamayacağız. Türkiye’de insanların gerçek meseleleri tartışabilmesi, başka bir alternatifi konuşabilmesi için Erdoğan figürünün bir siyasetçi olarak aradan çıkması lazım. Erdoğan gitmeli. Erdoğan’ın gitmesinin sorunları tek başına çözmeyeceğini halkımız kendisi görsün. Erdoğan’ın yeniden seçilmesi durumunda milyonlarca kişinin bu ülkeyle bağı kopacak.

“BİR ÜLKEYİ DEĞİŞTİRMEK İSTİYORSANIZ SEVMENİZ LAZIM”

Biz devrimciyiz. Devrimcilerin umut ve iyimserliğe ihtiyaç olur. Komünist Partisi karalar bağlamış bir toplumda hiçbir şey yapamaz. Erdoğan kazanırsa bunun maliyeti çok yüksek. Gençlerimiz çok karamsar. Ülke sevgisi bitmiş durumda. Bir ülkeyi değiştirmek istiyorsanız sevmeniz lazım. Türkiye’de solun en büyük problemi budur. Sol yurt sevgisini kaybetti.”

“BUNU YARATANLAR MUHARREM İNCE’YE KÜFRETMESİNLER”

Hacaloğlu’nun, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce hakkındaki soruları da yanıtlayan Kemal Okuyan, İnce’yi yaratan sistemin sorgulanması gerektiğine şu sözlerle dikkat çekti:

“Partide de kişi olarak da matematiksel hesaplardan uzak durmaya çalışıyoruz. Muharrem İnce’den nefret objesi yaratılmaya başlandı. Dün niye kahraman yaratmaya çalıştınız? Hiç tanımadığım, yan yana gelmediğim bir kişi hakkında konuşacağım. Umarım bana da yanıt vermeye kalkmaz. Kılıçdaroğlu’nun bir anlamı var. Cumhurbaşkanı adayı olduğunda Muharrem İnce’nin neyi savunduğuna, nasıl bir Türkiye istediğine dair hiçbir fikrim olmadı. Birbiriyle çelişen şeyleri yan yana koyan kişiyi milyonlarca kişi ilahlaştırdı. Oturup herkes düşünsün. Türkiye’yi ayağa kaldırmak halkın ayağa kalkmasıyla mümkündür. Halk kendi liderlerini yaratırsa yaratır. Dengeleri değiştirir mi? Türkiye’de siyaset saçma sapan kurulduğu için değiştirebilir. Normalde değiştirememesi lazım.

Muharrem İnce’ye baktığım zaman derin güçlerin devreye girebileceği birisi de görmüyorum. Bu toplum buradan ders çıkarsın. CHP’nin aday gösterdiği iki siyasetçi: Biri Ekmeleddin, biri İnce. Bütün yurttaşlarımızı bu saçma siyaseti sorgulamaya çağırıyorum. 85 milyonluk ülkede AKP iktidarının karşısına çıkarılmış iki figür. Bu siyaset tarzı değişmediği sürece ülkenin başı beladadır. Bunu yaratanlar Muharrem İnce’ye küfretmesinler.”

“AMACIMIZ 14 MAYIS GECESİ 20 YILDIR SÜREN KARANLIĞIN MUTLAK KARANLIĞA DÖNÜŞMEMESİNİ KUTLAMAK”

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, seçim gününe ilişkin de düşüncelerini aktardı:

“Türkiye 14 Mayıs gecesi uyumayacak. Ya gerginlikten ya rahatlamadan ya üzüntüden. Bu üç duygunun dışında duygu istiyoruz. Amacımız 14 Mayıs gecesini kutlamak. Neyi kutlamak? 20 yıldır bir karanlık vardı. O karanlık mutlak karanlığa dönüşemedi. Halk direndi. Belki bu halka yakışır şekilde sonuca ulaşamadık ama bir dönem kapanıyor. Bunun kutlanması lazım. Benim için de böyle.

Ama aynı anda başka bir şeyin başlaması lazım. Erdoğan dönemini bize ‘armağan’ eden, bu ülkeye ve bu halka bu kötülüğü yapan bu sistemin sorgulanmaya başlaması lazım. İyimserlik, umut ve öfke... Bizim ihtiyacımız olan 15 Mayıs sabahı bu duygular. Öncesi çok iyi diye demiyorum ama biz bu yirmi yılı niye yaşadık sorgulamak zorundayız. Birçok seçmen Erdoğan’ı biliyor. Bizim partimizdeki gençlik çalışmasındaki arkadaşlar daha öte bir şey bilmiyorlar. Benim oğlum da öyle. ‘Niye yaşadık biz bunu?’ sorusunun yanıtını vererek iş başı yapmamız lazım.”

“KAÇ KEZ ERDOĞAN’A KRİTİK DÖNEMEÇTE YARDIMCI OLDUKLARINI İTİRAF ETSİNLER”

Sistemin sorgulanması gerektiği yönünde değerlendirmesini yineleyen Okuyan; “Özeleştiri vermesi gerekenler versin. Kaç kez Erdoğan’a kritik dönemeçte yardımcı olduklarını bir itiraf etsinler önce. Topluma edemiyorlarsa aynanın karşısına geçip kendi kendilerine itiraf etsinler. Bir daha bunu yaşamamak için bunu üreten sistemin sorgulanması lazım. Türkiye’nin çözümü basit: Laiklik, bağımsızlık, ekonomide devletçilik. Bunlar da bu topraklara yabancı değerler değil” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu: İşin içinden çok pis kokular geliyor Siyaset Bizi eleştirmenizden sıkıldık, onay süreci uzayacak Dünya Kürşad Zorlu açıkladı: İYİ Parti Erdoğan'ın 3. kez adaylığı için YSK'ya itiraz edecek Siyaset 'Saadet'lilerin bilip bağırlarına taş bastığı mesele: Erbakan parti emanetine el koydu' Gündem