TKP'den İstanbul'da Akbelen eylemi: 'Yağmaya son vereceğiz, devletleştireceğiz'
Türkiye Komünist Partisi, Akbelen Ormanı'ndaki ağaç katliamına karşı İstanbul Kadıköy'de bir eylem düzenledi.
Kadıköy'de Akbelen'e destek eylemi: Yağma ve talana son vereceğiz, devletleştireceğiz
Muğla'nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı'nda süren ağaç kıyımına karşı bugün Türkiye Komünist Partisi'nin çağrısıyla Kadıköy'de bir eylem gerçekleştirildi.
Bugün saat 19.30'da Kadıköy'deki Beşiktaş İskelesi önünde buluşan yurttaşlar, "Yağma ve talana son vereceğiz, devletleştireceğiz" pankartı açtı. "Limak defol bu memleket bizim", "Bu ülke bu halk satılık değil", "Boyun eğme memlekete sahip çık" sloganlarının atıldığı eylem yurttaşların yoğun ilgisi ve desteğiyle karşılaştı. Eylemde TKP Merkez Komite üyesi Savaş Sarı bir konuşma yaptı.
Sarı'nın açıklamasının yanı sıra elektrik mühendisi Erhan Karaçay ve Kazdağları Sanatçı Dayanışması adına Mustafa Köz konuşmalarını yaptı. Karaçay konuşmasında bilim insanların raporlarının ciddiye alınmamasına vurgu yaparken, Köz "Akbelen'in özgürlüğü bizim de özgürlüğümüzdür" başlıklı açıklamayı okudu.
Talan ettiğiniz doğanın da hesabını soracağız!
Yaşananların 2014'e uzandığını hatırlatarak konuşmasına başlayan TKP Merkez Komite üyesi Savaş Sarı şu ifadeleri kullandı:
"Muğla’nın Milas ilçesinde Akbelen’de özel bir şirketin iş makinaları günlerdir ağaç kesiyorlar. Jandarma ve emniyetin koruması altında bir doğa katliamı gerçekleştiriliyor.
Akbelen’de yeni linyit rezerv alanlarının açılması iddiası ile hareket ediyor YK Enerji. Yani Limak ve İçdaş patronlarının kurduğu ortaklık.
Aslında yaşadıklarımızın başlangıcı 2014 yılında Kemerköy Termik Santrali’nin aynı ortaklığa satılmasıyla başlıyor. Hatta daha da geriye gidersek bu ve ülkede yaşadığımız neredeyse birçok doğa katliamı Türkiye’de on yıllardır her tür hukuk ve kuralı hiçe sayarak devam eden piyasacı özelleştirmeci yamyamlığın sonucu olarak karşımıza çıktı ve çıkıyor. Bir de şimdi utanmadan hukuktan kuraldan bahsediyorlar. On yıllardır tanımadığınız, uygulamadığınız Danıştay kararlarını, bilir kişi raporlarını, mahkeme kararlarını ne yapacağız.
Ormanlarımız yanıyor bakıyoruz arkasından ormanların çeşitli bahanelerle özel şirketlerin yağmasına açılması çabası çıkıyor. Dereler taşıyor, kasabalarımız, kentlerimiz sel altında kalıyor. Bakıyoruz ardında üç kuruş para için patronların insafına bırakılmış derelerde gerçekleştirilen HES projeleri çıkıyor.
AKP iktidarı tüm bunları yaparken Türkiye’nin kalkınmasından, büyük Türkiye’den söz ediyor ve birkaçına dair örnekler verdiğim yamyamlığın önünü açıyor. Elbette ki Türkiye kendi elektriğini ve enerjisini üretecek. Ama bu enerjinin üretimi birilerini zengin etmek için gerçekleştirilmeyecek. Bu ülkenin zenginlikleri bir yamyam sürüsünün doymak bilmez iştahına kurban edilmeyecek.
Bugün evlerimizde ısınmaktan, doğalgazı, elektriği bile kullanmaktan korkar hale geldiysek işte bu özelleştirmecilerin, piyasacıların Türkiye’yi getirdikleri yerin sonucudur. AKP Türkiyesi patronları iştahlandıran halkı yoksullaştıran, doğamızı, kentlerimizi de talan eden bir düzeni temsil etmektedir.
Diyorlar ya süreki bunların derdi üç beş ağaç değil. Evet bizim derdimiz Türkiye. Derdimiz Türkiye’yi bitiren, halkımızı yoksullaştıran bu arsızlığa izin vermemek. Bizden, halktan, bu ülkeden çaldığınız her şeyi tek tek geri alacağız ve devletleştireceğiz. Talan ettiğiniz doğanın ve yağmanın da hesabını soracağız.
Akbelende bu katliamı gerçekleştirenlerden de Telekomu, Tüpraşı, Elektrik işletmelerini satan, yağmalayanlardan da hesap soracağız. Tüm bu zengilikleri elinizden geri alacağız."