Tuncer Bakırhan'dan yeni anayasa ve yerel seçim çıkışı: HEDEP hangi hangi koşulda 'evet' diyecek
HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bakırhan, yeni anayasa ve yerel seçimdeki pozisyonları hakkında konuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, HEDEP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Tuncer Bakırhan, yeni anayasa tartışmaları için "Bizler yeni bir anayasaya hazırız. Fakat yine herkesi Türk sayan, tek tipçi erkeklerin çıkarına, cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren, sosyal devlet ve hukuk devleti ilkelerini mürekkepten ibaret gören bir anayasaya asla evet demeyeceğiz" dedi.
Bakırhan yerel seçimde olası bir ittifak için de "Açıkça söyleyelim: ittifaklara da kapalı değiliz. Önümüzdeki dönem hem bölgede hem batı da halklarımızın yoğun olarak bulunduğu kentlerde halklarımızın iradesinin yönetimlere yansıması için ittifaklara açık olduğumuzu belirtmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan şunları söyledi:
"Yargıtay “darbeye teşebbüsün” ilk adımını atmıştır. Asıl darbe ise Saray tarafından yürürlüğe konmuş bulunuyor. Erdoğan açık bir dille Yargıtay’a destek vererek, bu teşebbüsün başında olduğunu gözler önüne sermiştir. Bu darbe teşebbüsünün “vurucu gücü” de iktidarın küçük ortağıdır. Küçük ortak uzun bir süredir Anayasa Mahkemesi’ni tasfiye etmek için çabalıyordu. Nitekim geldiğimiz noktada “Anayasa Mahkemesi’ni ya kapatacağız” ya da kendimize benzeteceğiz diyorlar. İktidar bu darbe teşebbüsüyle tabuta konmuş hukuk sistemine son çiviyi çakmak istiyor. Erdoğan, Yargıtay’ın bu garabetine, hukuk tanımazlığına sahip çıkarak yargı benim mesajı veriyor. Erdoğan’ın açıklamaları; bu yaşananların önceden hazırlanmış, önceden söz birliğine varılmış bir durum olduğunu açık şekilde gösteriyor. Erdoğan bu tartışmaya ilişkin biz taraf değiliz diyor. Hakem pozisyonundayız diyor. Bu tam bir fecaattir.
MUHALEFETE 'EVET' ELEŞTİRİSİ'
2016’da dokunulmazlıkların kaldırılmasına “anayasaya aykırı olmasına rağmen evet” diyenlere, kayyum atamalarına ses çıkarmayanlara, Kürtlere ve onun siyasi temsilcilerine yapılan ayrımcılığa sesini yükseltmeyenlere de hatırlatmada bulunmak istiyoruz. 2016’da dokunulmazlıkların kaldırılmasına “anayasaya aykırı olmasına rağmen evet” diyenler bugün mumla Anayasayı arıyorlar. hukuk ve adalet talep ediyorlar. Biz o zaman da söylüyorduk bu ateş herkesi saracak ve yakacak diye. Birde o dönemlerde ne yapıldı? Kulaklar tıkandı. “Kürtlere başka hukuk” işletilmesine göz yumuldu. Oysa hukuk tüm yurttaşları ilgilendirir ve bağlar. Bu darbelere birlikte karşı koymamız gerektiğine, o gün de inanıyorduk bugün de inanmaya devam ediyoruz. Toplumsal muhalefetin tüm bileşenleri en güçlü şekilde sesini yükseltmediği sürece darbeciler daha da cesaretlenecek. Hepimizin bildiği ünlü bir söz var: “Devletten hukuku çıkartırsanız geriye sadece çete kalır.” Bugün yaşadığımız şeyi ne kadar da güzel anlatıyor değil mi? Gültan Kışanak, çifte rehine durumu yaşıyor. 7 yıldır haksız hukuksuz tutuluyor, şimdi uzun tutukluluktan bırakılması gerekirken keyfi olarak bırakılmıyor. Yine Anayasa mahkemesi Can Atalay kararı uygulanana kadar ve tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılana kadar mücadelemize devam edeceğiz.
'ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLAYAN BİR ANAYASAL DÜZENLEMEYE İZİN VERMEYİZ'
Şimdi ağızlarında bir laf var. “Yasal, anayasal değişikliklerle bu krizi aşarız” diyorlar. Bu ne demek? Yargıtay’ın darbesini tıpkı 15 Temmuz gibi “Allahın lütfu”na çevirmek isteyecekler. Bunlar, 12 Eylül anayasasını demokratikleştirmek, sivilleştirmek, tüm toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek hale getirmek yerine onu daha da anti demokratikleştirerek ülkeyi yönetmek isteyecekler. Şimdiden uyarıyoruz. Asla ama asla, anti demokratik ve özgürlükleri kısıtlayan bir anayasal düzenlemeye izin vermeyiz, karşısında tüm gücümüzle dururuz.
'YENİ ANAYASAYA HAZIRIZ'
Bizler yeni bir anayasaya hazırız. Fakat yine herkesi Türk sayan, tek tipçi erkeklerin çıkarına, cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren, sosyal devlet ve hukuk devleti ilkelerini mürekkepten ibaret gören, her şeyi merkeze bağlayan, yerelin iradesini yok sayan, inanç-vicdan özgürlüğünü görmeyen bir anayasaya asla evet demeyeceğiz.
YEREL SEÇİMDE İTTİFAK AÇIKLAMASI
Bu hafta sonu Demokratik Yerel Yönetimler konferansımızı özgün ve karma olarak gerçekleştirdik. İki gün süren, çok önemli tartışmalar yapıldı, önemli kararlar ve kararlıklar ortaya çıktı. Mücadele tarihimizin, biriktirdiği muazzam bir deneyim var. Bu deneyim bize yol gösteriyor, mücadelenin değerini, önemini gösteriyor. Halkla Halk İçin, Kendini ve Kentini Yönet diyerek çıktığımız bu yolda bugün çok çok daha güçlüyüz. Seçim sonrası yaptığımız halk toplantılarında ortaya birçok sonuç çıktı. Bu sonuçlar ışığında önümüzdeki yerel seçimlere hazırlanıyoruz. Konferansta da ifade ettik, sizlerin huzurunda da bir kez daha ifade etmekte fayda var. Adaylarımızı halkın en geniş katılımıyla, tercihleriyle belirleyeceğiz. Kayyumlar tarafından gasp edilen tüm yerel yönetimlerimizi geri alacağız. Önümüzdeki tarihi yerel yönetimler seçimine dair ne düşündüğümüz ve yol haritamız merak ediliyor ve bize de sık sık soruluyor. Bu konuya açıklama getirmek isterim: Tartışmalar sürüyor. Fakat temel çerçevemizi tüm halkımızın bilmesinde fayda var. Siz de takip ettiniz seçimlerden sonra yerellerde çok geniş toplantılar yaptık. Bu yapmış olduğumuz binlerce toplantıda halkımız yerel yönetim seçimleri için de çok önemli değerlendirmeler ve öneriler sundular. Orada ortaya çıkacak sonuçlar önümüzdeki dönem yol haritamızı da netleştirecek. Kazandığımız tüm yerleri daha güçlü kazanacağız. Kendimize güvenimiz tamdır. Bu kadar ödenen bedel ve çaba sonrasında bizler bulunduğumuz her yerde irademizin yerel yönetimlere yansımasını dağlayacağız. Açıkça söyleyelim: ittifaklara da kapalı değiliz. Önümüzdeki dönem hem bölgede hem batı da halklarımızın yoğun olarak bulunduğu kentlerde halklarımızın iradesinin yönetimlere yansıması için ittifaklara açık olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bunun anlamı, her ittifakta olmak değildir. Halkımızın işine gelmeyen, halklarımızın, emekçilerimizin derdine çare olmayan ittifaklar bize dayatılırsa asla seçeneksiz değiliz. Bizler eğer bir ittifak yapılacaksak bu ittifakın açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyunun gözü önünde yapılmasını istiyoruz. Halkımızın beklentisi de bu yöndedir. Bizden beklenen kısaca şudur: Sadece bölgede kazanan, batıda kaybettiren pozisyon yerine, bölgede de batıda da kazanan bir pozisyonda olmak. Bunu başaracağız, geçmişte yaptık yine yapacağız. Batıda da belediyeler alacağız. Bu vesileyle 7’den 70’e tüm partililerimize sesleniyorum dört elle seçim çalışmalarına katılın. Emeğinizle var ettiğiniz il ve ilçe örgütlerimize gidin görev alın. Kaybedecek bir saniyemiz bile yok. Kayyım ve kayyım sevicilerini göndereceğimize size söz veriyoruz. Kazanan halklarımız olacak."