Üç yıllık 'hazımsızlık’ öyküsü: AKP’nin İstanbul ve İmamoğlu ile bitmeyen kavgası

Abone ol

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak cezasına çarptırılması, 2019'daki yerel seçimler sırasında yaşananlara dair arşivi açtırdı.

GERÇEK GÜNDEM

18 Aralık 2018'de CHP Parti Meclisi, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı'na Ekrem İmamoğlu'nu aday gösterdiğinde, belki de AKP rahat bir nefes almıştı. 31 Mart 2019'daki yerel seçimler için akıllarında Binali Yıldırım'ı göstermek vardı. Ki, 29 Aralık 2018’de de onun adaylığını açıkladılar.

İktidar partisi yöneticileri; AKP’nin kurucuları arasında yer alan, uzun yıllar bakanlık yapmış, ülkenin son Başbakanı Yıldırım karşısında, İstanbul’un küçük bir ilçesinin belediye başkanının pek de şansı olmayacağını düşünüyorlardı.

Erdoğan’ın sıklıkla dile getirdiği, "İstanbul’u alan Türkiye’yi alır" sözünden yola çıkan AKP’liler, seçim sürecinde yaptırdıkları anketlerde durumun istedikleri gibi gitmediğini fark edince çeşitli yollara başvurmakta çekinmediler.

31 Mart 2019’da sandıklar kapandığında ise gelen sonuçlar AKP için büyük hayal kırıklığıydı. Önce "Biz kazandık" açıklaması yaptılar sonra tüm şehri afişlerle donattılar. Tarihe geçen "Hiçbir şey olmasa bile bir şeyler oldu" cümlesi, seçimlerin iptaline giden yolu döşedi. Elbette ki; bugün olduğu gibi seçim döneminde de yargıyı kullanmaktan geri durmadılar.

'İMAMOĞLU HAKKINDA KONUŞ TAHLİYE OL'

Aydın'da Erkan Karaarslan, 'FETÖ'nün belediye imamı' olduğu gerekçesiyle tutuklu yargılanıyordu. Tutuklanmadan önce içinde AKP’li belediyelerin de olduğu belediyelere danışmanlık hizmeti veren Karaarslan, 31 Mart seçimlerine kısa süre kala; 14 Mart’ta yaptığı görüşmeleri ve kendisine sunulan teklifleri anlattı.

Karaarslan, 14 Mayıs 2019'da çıktığı duruşmada çarpıcı bir olayı anlattı ve tutanaklara geçmesini istedi:

"14.03.2019 tarihinde avukat görüşü adı altına cezaevinde beni görüşmeye çıkarttılar. Bu görüşmeye çıkartmadan önce psikologa götürdüler, bir baskı olup olmadığı sordular. Bir baskı olmadığına dair beyanda bulundum. Avukat görüşüne girdiğimde, cezaevine girmesi mümkün olmayan, Aydın ilinde gazetecilik yapan Serkan Seyhan isimli gazeteciyi gördüm. Bu kişi avukat değildir. 14.03.2019 tarihli kendisinin bana yaptığı görüşmede, başta Özlem Çerçioğlu ve Ekrem İmamoğlu hakkında, CHP başkanları hakkında beyanda bulunmam halinde o gün itibariyle tahliye olacağımı, bu duruşma dahil başka duruşmalarda da tahliye olacağımı, aksi taktirde hüküm giyeceğimi bana beyan etmiştir. Bu görüşmenin ardından yargılanmamın belediye başkanları ile ilgisinin olmadığını söyledi, kendisine faks göndereceğimi belirttim."

'BAKANLAR BANA VE AİLEME ULAŞTI VE...'

Karaarslan ifadesinin devamında Ankara Cumhuriyet Savcısıyla yaptığı görüşmenin detaylarını paylaştı. Erkan Karaarslan şöyle devam etti:

"15.03.2019 tarihinde Ankara Cumhuriyet Savcısı beni odasına davet etti. Çektiğim faksın devlet kurumlarından çıkmasının mümkün olmadığını, istediğim kişi ile beni görüştürebileceğini söyledi. Tutanaklara ismini geçmesini istemediğim bakanlar bana ve aileme ulaşarak, belediye başkanları aleyhinde beyanlarda bulunmamı istediler. Davalardan beraat etmemi ve tahliye olmamı da bu beyanlar ile ilişkili olacağını söylediler. Bu süreç devam etmiştir. 18-19-20-28 Mart ayında cezaevine talebim olmaksızın gelenler olmuştur. Bunlar ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yaptım."

'AİLEMİ BAKANLARLA GÖRÜŞTÜRDÜLER'

Karaarslan, bir başka duruşmada da konuyla ilgili beyanlarda bulundu. Anlattıklarına göre; kendisi ailesini görmekte zorlanırken, cezaevinde teklifte bulunan kişiler düzenli olarak ziyaretine geldi. Ailesini bakanlarla görüştürdüler:

"Ben 17 Ocak 2019 tarihinde tutuklandım. Yerel seçimler öncesinde cezaevine benimle görüşmeye Aydın'dan gelen kişiler oldu. Benim bu dosyalarla ilgili olarak başta Özlem Çerçioğlu ve bazı CHP'li belediye başkanları aleyhine olmak üzere ifadelerde bulunmam karşılığında tutuklu bulunduğum dosyadan beraat edeceğime dair söylem ve tehditlerde bulundular. Benim ailem benimle görüşemezken, bu kişiler sürekli cezaevinde ziyaretime geldiler. Ailemi bakanlarla görüştürdüler. Avukatımı da bakanlarla görüştürdüler. Bunlarla ilgili yazılı beyanlarımın hepsini hazırladım ilgili mahkemelere tek tek göndereceğim; ayrıntıya girmek istemiyorum. Ben bütün bunlara direndim ve gerçekleri söylemeye devam ettiğim için halen cezaevinde tutuklu olarak bulunuyorum."

TEKLİFİ GÖTÜREN BAKAN KİM?

Gazeteciler Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun kaleme aldığı Metastaz-Cendere isimli kitapta, Karaarslan ailesine teklifi götüren bakanla ilgili bilgiler yer aldı.

16 Mart 2019’da, İzmir’de Erkan Karaarslan’ın avukatı bir görüşmeye çağrıldı. Binada, kapının hemen dışında Aydın’ın en yüksek dereceli bürokratlarından biri de toplantının sonucunu bekliyordu.

İçeride, avukat Kılıçarslan’ın karşısında dönemin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli vardı. Eğer FETÖ tutuklusu Karaarslan, Ekrem İmamoğlu ve Özlem Çerçioğlu başta olmak üzere CHP’li belediye başkanlarının yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini veya FETÖ ile ilişkilerini anlatırsa karşılığında aynı gün içinde tahliye, ilk celsede beraat, onlarca milyon liralık sermayesi olan iş imkanları vaat ediliyordu. İsterse gizli tanık olarak da anlatabilirdi. Eğer bu teklifi kabul etmezse, ömrünü cezaevinde geçirirdi!

Gazeteciler Pehlivan ve Terkoğlu, söz konusu görüşmeyi Pakdemirli’ye sordular ancak yanıt alamadılar.

Seçimlere kısa süre kala, İmamoğlu hakkında FETÖ’nün Belediye İmamı denilen Karaaslan’dan ifade alabilselerdi, İBB’yi ilk seçimlerde alacaklarını düşünüyorlardı. Belki de iş İmamoğlu’na yapılacak FETÖ operasyonuna kadar gidecekti ama olmadı…

SEÇİMLERİN İPTALİ İÇİN BAŞVURU: AKP KENDİ BAŞVURUSUNU, YSK DA KENDİ KARARINI GÖRMEZDEN GELDİ

AKP’nin yeni hamlesi ise, Büyükçekmece’de usulsüz seçmen olduğu iddiasıyla ilçede seçimlerin iptali için başvurmak oldu.

AKP’nin iddiasına göre; Büyükçekmece’de usulsüz seçmen vardı ve bunlar seçimde oy kullanarak sandığın kaderini etkilediler! Halbuki... YSK’nın belirlediği takvim içerisinde, partiler tespit ettikleri usulsüz seçmenleri şikayet etmiş, bazı seçmenler de silinmişti. AKP o tarihte niyeyse bir girişimde bulunmamıştı.

Ancak, iptal başvurusunda bulunan AKP’nin YSK Temsilcisi Recep Özel, 19 Mart 2019’da Uşak’la ilgili bir başvuruda bulunmuştu.

Uşak’ın Karahallı ilçesine bağlı Kaykıllı Köyü’nde seçmen olarak gözüken 62 kişinin belirttikleri adreste oturmadıkları ortaya çıktı. Karahallı İlçe Seçim Kurulu, itirazlar üzerine 62 kişinin seçmen kaydını dondurma kararı aldı.

Ancak karar 62 kişinin 51’i için uygulanmadı! 51 kişinin seçmen kaydı “sehven”, “oy kullanabilir” şeklinde sisteme girildi. Bunun üzerine Karahallı Seçim Kurulu 18 Şubat 2019'da yine toplandı ve 51 kişinin oy kullandırılmamasına tekrar karar verdi.

AKP’li Recep Özel, İlçe Seçim Kurulu’nun bu kararına itiraz etti. Özel’e göre; seçmen kütükleri kesinleşmişti ve kişilerin oy kullanması gerekiyordu. YSK da Özel’e oybirliğiyle hak verdi. Seçmen listesinde “sehven” yazılan 51 kişi de seçimlerde oy kullandı.

YSK, AKP’nin Uşak’taki başvurusunu seçmen kütükleri kesinleşti diye kabul ederken, İstanbul’da bu kararını unuttu! Kesinleşen kütükleri görmezden geldi, seçimlerin yenilenmesi yönünde oyçokluğuyla karar aldı.

23 HAZİRAN’DA YENİDEN SANDIK

İBB seçimleri, 23 Haziran 2019’da yenilenecekti. İmamoğlu’nun çok geç verilen mazbatası iptal edildi. Yerine kayyım olarak İstanbul Valisi atandı. İBB’de kaos hakimdi.

AKP, tüm kadrosunu ve hatta bürokratları seçimler için İstanbul’a gönderdi. Büyük bir seferberlik hali vardı. Bu sefer işlerini şansa bırakmak istemiyorlardı.

Milletvekilleri sokak sokak gezmeye başladılar ama hedeflerinden giderek uzaklaşıyorlardı.

AKP İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, AKP Maltepe İlçe binasında yaptığı açıklamada, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun sloganı "Her şey çok güzel olacak"a değindi. Uçma’nın sözleri partinin yaşadığı krizi ortaya seriyordu:

"Bir çocuğun araç peşine düşerek ortaya attığı bir slogan var. O slogan etrafında boğulup duruyoruz, dikkat ederseniz. Siz niye slogan üretemiyorsunuz, biliyor musunuz? Slogan üretmek için bir insanın duygusunun ve meselesinin olması gerekir. Az biraz galiba, duygularımız yıprandı herhalde, meselelerimiz farklılaştı. Mahalleden taşındınız, lütfen geri gelin."

VALİ DAVASI

Uçma’nın uyarı niteliğindeki sözleri, partide karşılık bulmadı. Seçimleri iptal ettiren irade, farklı yollardan zafer peşine düştü.

5 Haziran 2019’da seçim çalışmaları sırasında İmamoğlu Ordu’ya gitti. Yanında CHP’li vekiller, yöneticiler vardı. Heyetin VIP salonundan geçmesine Valinin kararıyla izin verilmedi. Güvenlik görevlileriyle gerginlik yaşandı.

İmamoğlu’nun burada, “vali itlik yapmıştır, aynen iletin vali itlik yapmıştır” dediği iddia edilse de İmamoğlu o gün “Vali basitlik yapmıştır” dediğini belirtmişti.

İkinci seçime günler kala, devlet bürokrasisinin katkısıyla yaşanan gerilim günlerce gündemde tutulmaya çalışıldı, İmamoğlu hakkında dava açıldı. AKP, yargının sopasını yeniden havaya kaldırdı ancak, seçimlerde 800 binlik farkla kaybetmesi, planlarını suya düşürdü.

İmamoğlu hakkında bu davada tabi ki ceza verildi. Mahkeme 7 bin 80 TL para cezasını uygun buldu.

SORUŞTURMALAR VE AHMAK DAVASI

İmamoğlu’nun İBB’sinde çok şey yaşandı. Bakanlık müfettişleri, soruşturma dosyalarına el koydu ancak işlem yapmadı. Belediyenin topladığı bağışlara el konuldu.

İBB’yle ilgili defalarca suçlamalarda bulunuldu, soruşturmalar açıldı. Ancak istenilen bir türlü elde edilemedi…

Geriye, bir dava daha açıp, mahkumiyet kararı aldırarak İmamoğlu’nun “siyaset sahnesinden silmek” kalmıştı. Böylelikle hem İstanbul’u kazanan figür silinecek hem de 2023 seçimleri öncesi AKP, köklerini borçlu olduğu İBB’ye yeniden kavuşacaktı.

İmamoğlu’nun hapis cezası aldığı davaya konu olan “ahmak” kelimesini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yanıt olarak söylediği raporlarla sabit. Polemiğin görüntüler duruyor. Ancak, İstanbul yenilgisinin intikamını almak isteyen AKP, bu kez o sözler nedeniyle YSK üyelerini devreye sokmayı tercih etti. Onların şikayetiyle başlayan hakaret davası, normalden uzun sürdü.

Mahkemenin eski hakimi, İmamoğlu’na ceza vermeyi kabul etmeyince sürüldü. Görünen o ki; sürülen hakimin yerine ceza vermeyi kabul eden biri getirilmişti.

AKP’li bazı isimler, şimdi intikam aldığını sanıyor. Yarın ne gösterir bilmiyoruz. Ancak, yargının bu kadar siyasallaştırılarak sopa haline getirilmesi tüm vatandaşlar adına korkutucu.

İmamoğlu, dün yaptığı konuşmada, “Hala gençliğimiz var. Heyecanımız yüksek, yolumuz uzun” dedi. İmamoğlu’nun çıktığı bu uzun yolculukta, AKP’nin hataları onun için bir zıplama tahtasına dönüşüyor.

'TBMM Araç Giriş Kartı'nı kullanan AKP'li hakkında işlem başlatıldı Siyaset Eskişehir'den yola çıktı: 'Her şey çok güzel olacak' sloganını bulmuştu, İmamoğlu'na desteğe geliyor Siyaset New York Times'tan İmamoğlu analizi: Yükselen yıldız saf dışı kalabilir Siyaset 'Mansur Yavaş aleyhine de uydurma bir suçlamayla dava açılma ihtimali var' Siyaset