Yavuz Ağıralioğlu'ndan AKP-MHP iddiasına yanıt: Onu kendileri de hakaret addederler
Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkan İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu, AKP ve MHP'den teklif geldiği iddiasını da yalanladı.
Altılı Masa’da yaşanan gerilimle ilgili “Kurucusu olduğumuz masada bize pusu kurulmasından rahatsızız. Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığından rahatsız değiliz. Ama dayatılan adaya karşıyız” diyerek dikkatleri üzerine çeken İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu'ndan bir açıklama geldi.
halktv.com.tr'den İsmail Saymaz'a konuşan Ağıralioğlu, İYİ Parti'den ayrılacak iddialarına "Ben partimde mücadele ediyorum. Partimin politik varlığının doğru koordinatlara geçtiği andan itibaren demokrasiye kazandırdığı yeri görüyorum" dedi.
AKP ve MHP'den teklif geldiği iddiasını da yalanlayan Ağıralioğlu, "Onu kendileri de hakaret addederler, nezaketsizlik sayar, yapmazlar" diye kaydetti.
Ağıralioğlu'nun söyleşisi şöyle:
Meral Akşener’den genel başkan yardımcılığı istediniz mi?
“Propaganda gücümüze ilgili partinin sesinin daha kuvvetli çıkabilmesine gayret etmek lazım” dedim. Politik olarak dışarıya değil, içeriye çalışabilirim. Onun için “Sizin bana verebileceğiniz kuvvet, benim verimliliğimi çok arttırır” dedim. Hepsi bu.
Genel başkan yardımcılığı talebi değil mi bu?
Genel başkanların statü değişikliklerinin beraberinde getirdiği söz kuvveti propagandada bir güçtür. Bu işlerle alakalı sahada görev alacaksam kuvvete ihtiyacım var.
Talebiniz genel başkan yardımcılığına denk düşüyor.
Pazarlık gibi bir süreçten bahsetmiyorum ki. Bu kuvvetlendirmek demektir. Çünkü “Yavuz Ağıralioğlu susturuldu, konuşması istenmiyor, görevinden el çektirildi” filan… HDP ve CHP’nin milletvekilleri tarafından bu şekilde konuşuldu, “Kıymeti harbiyesi yoktur”a kadar giden. Genel başkan tekrar propaganda a takımına aldı mı, bu şu demektir: “Bu sözün kuvvetini partim için uygun buluyorum.”
O gün görev verilse aynı açıklama yapar mıydınız?
Aynı şeyleri söylerdim. Ben partimi ilzam edecek bir şey demedim ki, partiye yapılanlara kızdım. HDP’nin masaya bu şekilde dahil olması, aday çıkarmaması, Akşener’in önceki şerhlerinin hilafınadır.
Altılı Masa’ya dönen Akşener, cumhurbaşkanlığını bölücülük masasına yaptırmakla da suçlanmış olmuyor mu?
Ben kendimi de ayırdım, partimi de ayırdım. “Partimde bir Allah'ın kulu, bir namussuz yoktur” dedim, “Buna tevessül edecek.” Haşa huzurdan, partim PKK’ya tebessüm etti. Böyle bir şey denmez. Denmesin diye önünü aldım.
6 Mart’ta Başkanlık Divanı’nda itiraz etmediğiniz doğru mu?
Divan’da oy hakkım yok zaten. Divan’a giremiyorum bile. O gün kapıda genel başkan beni görünce “Gel otur” dedi. Oturdum. Toplantı bitmişti zaten, genel başkan üzgün. İki üç kişi itiraz etti. Ben demek istedim birkaç şey. El kaldırdım. Baktım, genel başkan “Gideceğim” kıvamında. “Zaten bu bir karar toplantısı değil” dedi. El kaldırdık, kabul edenler, etmeyenler. Herkes el kaldırdı. Ben de kaldırdım. Dedi ki “Sen niye kaldırıyorsun? Hem konuşma yapmadın, hem de söz hakkın yok.” Dedim ki “Genel başkanın moral motivasyonu için kaldırıyorum.” Bir karar toplantısı değildi. Kararda imzam ve yetkim yok.
BBP’de liderlik iddianız olduğu doğru mu?
Asla böyle bir şey yok.
İyi Parti’den ayrılık düşünceniz var mı?
Ben partimde mücadele ediyorum. Partimin politik varlığının doğru koordinatlara geçtiği andan itibaren demokrasiye kazandırdığı yeri görüyorum.
Şu son bir haftada AK Parti ya da MHP’den size bir teklif geldi mi?
Hayır, şöyle şey olur. Onu kendileri de hakaret addederler, nezaketsizlik sayar, yapmazlar.