Mecliste bulunan 600 milletvekili artık şunu kabul etmeli; gıda politikaları ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteren ana politik alan. Gıda politikaları çağdaş muasır medeniyetler seviyesinin ötesine taşınmadan adaletin, gıda alanında kamusal üretim yaygınlaştırılmadan ekonominin gelişmesi mümkün değil.
Fakat AKP Hükümeti, devletin bütün donanım ve bilgi birikimini savunma politikalarına ve savunma alanında kamusal üretime aktarmış durumda. Politika üretme ve kamusal üretimde denge bozulmuş durumda.
BLOKZİNCİRLE TAMAMEN ŞEFFAFLAŞTIRILAN GIDA GÜVENLİĞİ
Blokzincir, gelişmiş şifreleme teknikleri sadece bilişim sistemleri ve savunma alanının gelişmesi için değil. Gıda denetimindeki en büyük sorun veri güvenliği. Bir gıda işletmesi denetlendiğinde, bütün denetim kağıtlarla tutulan verilerle sağlanıyor. Dolap sıcaklıkları, faturalar, üretim dereceleri ve nicesi. Bunların doğruluğu bir muamma.
Gıda işletmesi dolap ve üretim sıcaklıklarını gerçekle uygun olmayan şekilde masa başında oluşturmuş olabilir. Dolap +13,6 derece, sıcaklık formunda +3,1 derece. Üretimde tavuğun merkez sıcaklığı +65,7 derece, sıcaklık formunda +78,9 derece. Bu formların doğru olmadığını kanıtlayabilecek herhangi bir bulgu bulabilmek de imkansıza yakın. Üretimde olmaması gereken bir katkı maddesi var ama faturası yok. Bu da başka sorun.
Çoğu gıda işletmesi dışarıdan tedarik ettiği kurumsal kaynak planlaması yazılımı kullanıyor. Böyle bir sektör var. Kurumsal veriler bu yazılımların içerisinde yer alıyor fakat denetime tabii değil. Madem öyle Tarım ve Orman Bakanlığı gıda işletmelerinin tüm faaliyetlerinde kullanması için dışarıdan müdahale edilemez, kullanıcıları belirli, verileri gelişmiş şifrelenmiş bir blokzincir altyapısını üretip neden kullanımını zorunlu tutmuyor? Böyle bir sistemle denetim yapmaya bile gerek yok, sistem kendisi alarm üretir.
GIDAYA KİMLİK ZORUNLULUĞU
Bir etiketleme yönetmeliği var. Hatta Avrupa Birliği’ne tam uyumlu bir etiketleme yönetmeliği var. Yine Avrupa Birliği’ne büyük ölçüde uyumlu kayıt ve onay kapsamında gıda işletme belgesi var. Fakat hala merdiven altı üretim, etiketi eksik ya da etiketi hiç olmayan gıdalar hatta başkasının kayıt ve onay kapsamında gıda işletme belgesiyle üretim ve satış yapan gıda işletmeleri var.
Bunlar bilinmiyor mu? Hepsi biliniyor fakat göz yumuluyor. Teknolojiyle bu sorunun da üstesinden gelebiliriz. Gıda hasat edildiği andan itibaren kimliklendirilebilir, hiçbir gıda üreticisi kimliği olmayan herhangi bir hammaddeyi üretim için fabrikasına alamaz. Gıda üretiminde giren hammaddelerin kimliğini içeren yeni bir kimlik üretilir. Bu kimliği kim üretecek. Tabii ki gıda işletmelerinin kullanmak zorunda olacağı blokzincir tabanlı sistem.
Gıdanın bütün analizleri, izledikleri bütün yol, yetiştiği toprağın kalitesi, sulandığı suyun durumu, üretimini yapan personelin bilgileri hepsi bu kimlik içerisinde yer alır. Bütün bu zincir bir anda tamamen izlenebilir ve şeffaf hale getirilebilir. Bu sistemin kimlik üretmediği ya da sahte kimlik basılan gıdaların peşine düşülerek de merdiven altı gıda üretimiyle etkin mücadele edilebilir. Ama bir sorun var tüm bunlar başka bir Türkiye’nin konusu. AKP Hükümeti bu alanı görmekten, buradaki gelişmeleri takip etmekten çok uzak. Öyle ki birkaç sene sonra bu sistemleri yurtdışından ithal edeceğiz yine.