Gıda Üretimi Bölgeselleştirilmeli

"Ortaya çıkan gıda planlamasını da kent yönetimleri yerel üreticilerle birlikte uygulamalı, Tarım ve Orman Bakanlığı da bu sürece denetleyici olarak dahil olmalı ve yerel üreticiye teknik destek sağlamalı. Yerel üreticiden kilometrelerce uzakta, fikri ve görüşü alınmadan yapılan gıda planlamalarının hiçbir yere tekabül etmediğini yıllardır görüyoruz."

Mete Yolaş Yazar yolasmete@gmail.com

Gıda Üretimi Bölgeselleştirilmeli

Kent yönetimlerinin gıda politikaları konseyi oluşturmalı. Bu bir gereklilik artık. Fakat gıda politikaları konseyi oluşturmakla gıda-tarım alanındaki baskın küçük ve ayrıcalıklı grup dağılmayacak ya da ellerindeki gücü teslim etmeyecek.

Gıda-tarım alanındaki egemenliği tekrar yurttaşa teslim edebilmek için bu gıda politikasını geliştirmemiz gerekiyor.

Gıda Politikaları Bölge Konseyleri Oluşturulmalı

Bugün İznik’ten genç bir yerel üreticimizin çektiği ve sosyal medyada destek istediği bir video düştü önüme. Yıl boyu emek vermiş, üretmiş. Üretiminden ve verdiği emekten yana bir sıkıntısı yok. Ama üretimini sürdürebilmesi için ürettiği gıdayı satabilmesi gerekiyor. Toplu olarak satmak istediğinde çok daha büyük sermayeye sahip gıda işletmelerinin veya üreticilerini fiyatları en dibe çektiğinden dert yanıyor.

Hal böyle olunca çok daha büyük sermayeye sahip gıda işletmeleri veya üreticileri, yerel üreticilerin emeği üzerinden kâr marjını artırırken yerel üreticiyse en az zararı etmeye çalışıyor. İşin sonu üretimden, tarımdan çekilmek. Bu derdini dile getirmeyi başarabilen bir yerel üreticimizin sorunu. Daha nicesi var sesini duyuramayan. Kentlerde kurulacak gıda politikaları konseyleri bu sesleri açığa çıkartacak.

Sonrasında gıda politikaları bölge konseyleri oluşturmamız gerekiyor. Bu konseyler o bölgedeki kentlerde oluşturulan gıda politikaları konseylerinden seçilmiş üyeler tarafından oluşturulmalı. Yine her meslek disiplininden, her alandan birer temsilcinin olması sağlanmalı. Bu düzen kaybolursa bu sefer ortaya meslek disiplinlerinin lobileşmesi ortaya çıkar ve bu konseyler hiçbir işe yaramaz.

Gıda politikaları bölge konseyleri çalıştıkları bölgelerin iklimini, toprak yapısını, kentsel ve gıda üretim altyapısını, lojistik ağını ortaya çıkartmalı ve diğer bölgelerle koordineli bir şekilde gıda planlaması ortaya koymalı. Her üreticinin ne üreteceği, ne kadar üreteceği, üretirken ne tüketeceği tek tek planlanmalı ve yerel üreticilerin sadece üretime odaklanmasını sağlayacak maddi baskılar bertaraf edilmeli.

Gıda Planlamasını Kent Yönetimleri Uygulamalı

Ortaya çıkan gıda planlamasını da kent yönetimleri yerel üreticilerle birlikte uygulamalı, Tarım ve Orman Bakanlığı da bu sürece denetleyici olarak dahil olmalı ve yerel üreticiye teknik destek sağlamalı. Yerel üreticiden kilometrelerce uzakta, fikri ve görüşü alınmadan yapılan gıda planlamalarının hiçbir yere tekabül etmediğini yıllardır görüyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yerel üreticiyle sürekli diyalog kuramadığını da görüyoruz.

Tarım ve Orman Bakanlığı bu süreçleri artık kent yönetimlerine devretmeli, oluşturulan konseylerin içerisinde yer almalı, süreçleri denetlemeli. Buranın önü yıllardır tıkalı. Yıllardır Tarım ve Orman Bakanlığı, yerel üreticilerin sayısını ve ektiği alanları belirleyemiyor. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne yerel üreticilerin tamamının kaydolmasını sağlayamıyor. Çiftçi Kayıt Sistemi’ni sürekli değiştiriyor hatta en sonunda kaldırıp yeni kayıt sistemi kurmaya çalışıyor.

Gıda toplulukları sistemin dışında tutuluyor. Yerel üreticiler eziliyor, kooperatifleşemiyor. Avrupa Birliği de ilerleme raporunda yıllardır Türkiye’den gıda planlaması bekliyor. Ya yerelden başlayarak bir gıda planlaması yapılabilecek ya da böyle devam ederek küçük ve ayrıcalıklı bir grubun planlaması sürdürülecek.

Tüm yazılarını göster