Son 15 günde 65 yurttaşımız gıda zehirlenmesi sebebiyle hastanelere kaldırıldı. Gıda zehirlenmesi geçirenlerin 15’i çocuklarımız. Bu basına yansıyan tarafı, bir de yansımayan tarafı var. Sağlık Bakanlığı ve TÜİK gıda zehirlenmesine ait verileri gizliyor. Kamuoyuna açıklanan tek veri 2015-2020 yılları arasına ait.
GIDA ZEHİRLENMESİNİ ÖNLEMENİN MALİYETİ, ÖNLEMEMEKTEN DAHA DÜŞÜK
Gıda güvenliği yurttaşın sofrasına ulaşana kadar herhangi bir noktada riske girdi. Yurttaşımız sofrasına gelen bu gıdayı riskin farkında olmadan yedi. Birkaç saat içerisinde gıda zehirlenmesi belirtileri baş gösterdi. Ambulans geldi, hastaneye götürdü, tedavisi yapıldı. Ambulansın, tedavinin bir maliyeti var devlete. Üstelik ambulans da önlenebilir bir vaka yüzünden meşgul ediliyor.
Yurttaş şanslıysa tedavisini gördükten sonra evine dönebiliyor fakat yaşadığı olayın travması da uzun bir süre kendisine eşlik edecek. Risk büyükse bu tedavi yoğun bakıma kadar gidecek, belki aylar sürecek. İşin sonunda ölmek var. Ölmek iyi sonuçlarından biri. Önlenebilir bir şey yüzünden felç kalma ihtimali de var yurttaşın. Önlenebilir bir durum nerelere kadar geldi işte.
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI BİR TABELA BAKANLIĞINA DÖNDÜ
Bu riskleri giderecek kurum Tarım ve Orman Bakanlığı. AKP döneminde bu kurumun tabelası kaldı. Göreve gelen Bakan ve Bakan Yardımcıları sorunları halı altına süpürme görevi yürütüyor. Kurumun bir bütçesi var. Bu bütçe düzgün bir şekilde planlanabilir. Gıda sistemi ve gıda denetimi ortak akılla çok iyi hale getirilebilir. Yeterli sayıda gıda mühendisi istihdam edilebilirdi.
Gıda mühendisleri etkin, nitelikli bir biçimde devleti temsilen gıda denetimi gerçekleştirip gıda güvenliğini tehlikeye atan durumları ortaya çıkartabilir. Gıda işletmesi kurulurken gıda güvenliğinden taviz verilmeyebilir, gıda çalışanları ve yurttaşlar gıda güvenliğiyle ilgili ayrı ayrı bilinçlendirilebilir ve sistem sürekli kendini geliştirebilirdi. Bunların hepsi çöpe atıldı. İsteyen herkesin gıda işletmesi açabilmesi için yapıldı bu. Bugün gıda güvenliğini sağlamaya kalsanız işsizlik patlar.
GIDA ZEHİRLENMESİ ANTİDEPRESAN KULLANIMINI DA ARTIRIYOR
Evet, böyle bir duruma da yol açıyor. En büyük zararı gören çocuklarımız. Gıda zehirlenmesi yaşadıklarında yetersiz beslenmeye, öğün atlamaya ya da hiç yememeye başlıyorlar. Yurttaşlarımız çocuklar kadar etkilenmese de -bu durumdan dolayı ağır şekilde travmatize olanlar hariç- bir nebze daha kolay atlatabiliyorlar süreci.
Devletin bakanlığına güven kayboluyor. Tamamen politik nedenlerin yol açtığı durumdan dolayı gıda mühendislerine güven de kayboluyor. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası hem gıda mühendisleri hem de yurttaşlar tarafından sorgulanır hale geliyor. İktidardakiler önlenebilir bir şeyi önlemeyerek hem işsizliği azaltıyor hem lobilerin pazar alanını açıyor hem de bilimsel verilerle yaptıklarını ortaya çıkartan TMMOB’u doğal bir hedef haline getiriyor. Siyasal ikballeri uğruna hem maddi hem de manevi büyük bedel ödüyoruz.