Güç Savaşları Gıda Politikalarında On Yıllar Sürecek Tahribat Yarattı

Gıda politikalarında 20 yıl heba edildi. Bu süreçte Türkiye kendi gıda sistemini yaratabilir, özgün gıda politikalarına sahip olabilirdi...

Mete Yolaş Yazar yolasmete@gmail.com

Güç arzusu, hevesler ve egolar. Politikanın önemli dinamiği gıda yok sayıldı. Gıdanın siyasete bulaştırılmak istendiğini iddia etti menfaat sahipleri. Bütün bağları karartılmaya çalışıldı. Sahte algılar yaratıldı. AKP iktidarı, geliştirilme potansiyeli yüksek toy gıda politikalarını geliştirilmesi onlarca yıl alacak büyük bir enkaza çevirdi.

GIDA ALANI HASAR ALDI

Avrupa, Amerika, Rusya, Çin küreselleşme sürecinin önemli güçlerinden. Dolaylı ya da dolaysız olarak sürece etki eden başka ülkeler, topluluklar, lobiler de var. Büyük Ortadoğu Projesi’nin en temel amacı küreselleşme sürecindeki güç dengesini Amerika lehine çevirmek. Bu yadsınamaz bir gerçek. Amerika, Rusya ve Çin’i doğrudan hedef alırken Avrupa’yı dolaylı yollardan hedef alıyor.

Büyük Ortadoğu Projesi de dolaylı hedeflemenin en önemli unsuru. Avrupa Komşuluk Politikası ve politikanın neticesi olarak kurulan Akdeniz Ortaklığı ya da Akdeniz için Birlik aynı bölgeyi ve aynı ülkeleri hedefliyor ve temelde aynı amaçlara sahip. Tek fark Avrupa siyasi müdahalelerden uzak uzlaşma odaklı bir strateji izlemeyi planlarken Amerika doğrudan siyasi ve askeri müdahaleleri içeren bir strateji izliyor.

Dolaylı olarak yürüyen bir savaş var aslında. Türkiye’nin Amerika’nın sürüklediği gıda rejimine tam entegrasyon sağlamak için hareket ederken üyelik müzakeresi yürüttüğü Avrupa’yla arasındaki süreci tamamen durma noktasına getirdi. Buranın altını kalın bir çizgiyle çizmek gerekiyor. Amerika’nın gıda rejimi, gıda politikalarında tavizler vererek, Amerika gıda sermayesinin ülkede etkinliğini artırmasını, lobiler oluşturmasını sağlarken Avrupa’ya üyelik müzakereleri gıda politikalarının da Avrupa seviyesine çıkmasını sağlıyor. Tercih edilen Amerika’nın peşine takılmak oldu.

Bu uğurda 2015’te Rusya’nın savaş uçağı düşürüldüğünde, Rusya Türkiye’den gıda ithalatına yönelik kısıtlamalar getirdi ve Türkiye’nin gıda alanındaki yatırım görüşmelerini durdurdu. Gıda ihracatı, dolayısıyla ekonomi biraz zora girince bu ambargodan kurtulabilmek için Rusya’dan S-400 füze sistemi almak zorunda kaldı. AKP iktidarının yolunu açtığı cemaatler, bu cemaatlerden birinin gerçekleştirdiği darbe girişimi ve bu darbe girişiminin ardından yaşanan yönetim sistemi değişikliğinin de ekonomi ve gıda alanını uçuruma yuvarladı.

Amerika’nın Ortadoğu’daki gücünü kırmak için destek olduğu Ukrayna-Rusya Savaşı’nın yol açtığı buğday krizini, dışa bağımlılığın hangi boyuta ulaştığını da görmüş olduk. AKP iktidarı, güç arzusunun ve heveslerinin peşinde koşarken hiçbir zaman kenara çekilerek gıda politikalarını geliştirme vizyonuna sahip olamadı.

GELİŞECEKKEN HASAR DÜZELTECEĞİZ

Gıda politikalarında 20 yıl heba edildi. Bu süreçte Türkiye kendi gıda sistemini yaratabilir, özgün gıda politikalarına sahip olabilirdi. Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu oluşturmak, Gıda Kurultayı’nı toplamak, Gıda Politikaları Konseyleri oluşturmak bugün geldiğimiz noktada bile gündemde yok. Gıda politikaları gelişmiş dünya ülkelerini yakalayamıyor.

Bakanlık yapısı yap boz tahtasına döndü. Liyakatten korkuldu çünkü bilimin bu düzenin ve menfaat yapısının karşısında olduğu açıkça görülüyordu. Gıda politikalarında bir seviye yakalayıp sonrasında kendi özgünlüğümüzü yaratabilecekken bugün elimizde daha çok enkaz var.

Avrupa’ya gitmek isterken Ortadoğu’nun ortasında kaldık. Saatlerimizle, sabahı kör karanlığıyla bile Ortadoğu’ya uyum sağladık. Gelen küresel sermayeler bile Türkiye’yi Avrupa’dan ayırdı Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin içine koydu. Her krizin içine atlamak, rol oynamak büyük olunduğunu göstermiyor. Hepimize geçmiş olsun.

Tüm yazılarını göster