16 Ekim Dünya Gıda Günü, dün kırk üçüncüsü geride kaldı. 2024 yılının çerçevesi “Daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir gelecek için gıda hakkı” olarak belirlendi. Üzerine uzun uzun konuşuldu, güzellemeler yapıldı, hedefler tekrarlandı. Üstelik gıda hakkını savunması, aksiyon alması, politika yapması gerekirken ihlal edenler, bu ihlallere göz yumanlar yaptı bunu. Türkiye’deyse gıda hakkının durumu daha da vahim.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DÜNYA AÇLIK HARİTASI VERİLERİNİ GİZLİYOR
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 17 hedefi var. Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 2030 sonuna kadar amaçlanan hedefleri gerçekleştirmesi bekleniyor. Hedeflerin arasında yoksulluğu ve açlığı bitirmek, iklim değişikliğiyle mücadele etmek, temiz su ve sanitasyon sağlamak, su ve karasal yaşamı korumak gibi gıda alanını ilgilendiren hedefler bulunuyor.
El birliğiyle dünya daha iyi bir yere dönüşecek sonunda diye düşünebilirsiniz. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 2000 yılına girerken adı Milenyum Kalkınma Hedefleri’ydi. 2015 yılına kadar bu hedeflerin gerçekleştirilmesi isteniyordu. 15 yılda belirlenen hedeflerdeki her maddede ciddi patlamalar yaşandı. Yoksulluk katlandı, açlık arttı, iklim krizi derinleşti. Hedefler de 2015 yılında apar topar ortadan kaldırıldı, 2016 yılında Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları olarak geri döndü. Süresi de 30 yıla çıkartıldı.
2022 yılında yoksulluk ve açlık durumunun sürekli izlenebilmesi için Birleşmiş Milletler Dünya Açlık Haritası adında bir sistem devreye aldı. Sistem bir dünya haritası üzerinde Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerdeki yoksulluk ve açlık durumunu anlık ve detaylı olarak gösteriyordu. Sistem açılmasıyla birlikte Türkiye’de bir krize neden oldu. 0-5 yaş arasındaki çocuklarımızın yaşadığı kronik ve akut açlık, açlık yaşayan yurttaşlarımızın sayısı, artış oranı ayan beyan ortadaydı.
Türkiye’nin ve bu hedeflerden uzaklaşan gelişmiş ülkelerin Birleşmiş Milletler’e uyarı yapmasının ardından Türkiye, Amerika ve Avrupa’daki bütün veriler bu sistemden kaldırıldı. Sadece birer renk olarak kaldılar. Afrika, Asya, Ortadoğu ve Yoksul Amerika ülkelerinin verileri sistemde bırakıldı. Gıda hakkını savunması gereken ulusal ve uluslararası kamu kurumları gıda hakkıyla ilgili verileri kararttı.
TÜRKİYE’DE GIDA HAKKI CİDDİ BİÇİMDE İHLAL EDİLİYOR
Gıda hakkı ihlali Türkiye’de gittikçe derinleşiyor. Bu alanda sorumluluğu olan kimse düne kadar gıda hakkından bahsetmedi. Dün allı pullu konuşmalar yapıldı, hedeflerden bahsedildi, güzellemeler yapıldı, plaketler verildi, fotoğraflar çekildi ve konu kapandı. Derinleşen ekonomik kriz güçlenmesi gereken orta sınıfı yok etmek üzere. Azınlık bir kesim ve azınlık kesimin kaynaklarını artırabilecek yetenekler zenginliğin içine, yurttaş yoksulluğun pençesine düştü.
Güvenilir gıdaya erişim değil gıdaya erişim de ciddi biçimde azalıyor. Gıda alanında tekelleşme artıyor. Ortak akıl çöpe atıldı, bilim yokmuş gibi davranılıyor, hukuk askıda. Gıda hakkının da bir güvencesi yok. Su ve kara yaşamını hor kullanılıyor, iklim krizi körükleniyor, deprem bölgesinde temiz su ve sanitasyonun durumu herkesin malumu. Gıda hakkını kim koruyacak? Kürsüde mikrofonu alıp yurttaşa güzelleme yapanlar mı?