Türkiye’de resmi gıda analizlerinden Tarım ve Orman Bakanlığı sorumlu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kendine ait laboratuvarları sayıca ve donanım bakımından yetersiz geliyor. Alınan numuneler, özel analiz talepleri sıklıkla özel laboratuvarlara yönlendiriliyor.
Özel laboratuvarlar, gıda işletmelerinin özel analiz taleplerini de yerine getiriyor. Fakat bu nokta oldukça kritik.
GIDA ANALİZ SONUÇLARI DEĞIŞTİRİLEMEZ, YURTTAŞTAN SAKLANAMAZ
Gıda denetim sisteminin en önemli parçası gıda analizleri. Denetim esnasında yaşanan şüpheler, gıda güvenliği doğrulamaları gıda analizleriyle gerçekleştiriliyor. Geldiğimiz noktada gıda güvenliği yönetim sistemlerinin gelişmesiyle birlikte belirli bir sermaye düzeyinin üzerinde gıda işletmeleri hammadde ve son ürün analizlerini yaptırarak yasal olarak kendini güvenceye alıyor. Bir kriz durumunda yurttaşlarla da paylaşılıyor zaman zaman.
Buraya kadar her şey normal, olması gerektiği gibi. Türkiye’nin gıda sistemi oldukça çarpık, gıda politikaları yetersiz, Bakanlık yapısı liyakatsiz. Tüm bunların neticesinde gıda sisteminde ve gıda politikalarında baskınlık kamuya değil uluslararası ve ulusal küçük ve ayrıcalıklı gıda sermaye sahiplerinin eline geçiyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na ait resmi laboratuvarlarda gıda işletmelerinden gelen özel taleplerin karşılanma ihtimali iş yükü açısından çok düşük. Dolayısıyla gıda işletmelerine kamuya bağlı laboratuvar analizi zorunluluğu getirmek olası değil. Bu yükü özel laboratuvarlar karşılıyor. İş de burada bir ticarete dönmeye başlıyor.
Gıda analizi yapıldı, sonuçta olumsuz bir şey var. Analiz talep eden sermaye sahibi büyük. Sonuç böyle gelirse sermaye sahibinin ticareti olumsuz etkilenecek. O olumsuz etkilenirse sermaye sahibi bu analizi tekrar başka bir laboratuvara yaptıracak ve başka laboratuvarla çalışmaya devam edecek. Bu aşamada sonuç da değişebilir. Çıkan analiz sonuçlarında neler yapılıyor, ne kadarı Tarım ve Orman Bakanlığı’na bildirilmeden değiştiriliyor ya da aynı gıdanın sorunsuz başka bir partisi tekrar analize gönderiliyor?
ULUSAL GIDA GÜVENLİĞİ KURUMU ACİLEN KURULMALI
Türkiye’nin yeni bir gıda sistemine ihtiyacı var. Bu şüpheleri ortadan kaldırmak, gıda alanını siyasetin baskısından kurtarmak için de Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu’na ihtiyacı var. Özel laboratuvarların kamusal ihtiyaç kadar sayı ve donanımda bölümü ivedi bir şekilde kamulaştırılarak bu kuruma bağlanmalı. Gıda denetim sistemini de bu kurum yönetmeli.
Özel laboratuvarlar ve Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu arasında blokzincir tabanlı bir veri sistemi kurulmalı ki bu sonuçlar olduğu gibi Ulusal Gıda Güvenliği Kurumu tarafından şeffaf bir şekilde anlık olarak takip edilebilsin.
Öte yandan gıda analizlerinin tamamı yurttaşın sağlığı ve güvenliği için yapılıyor. Gıda hakkı evrensel insan haklarından biri ve sosyal devletin de bir gereği. Yapılan tüm analizlerin sonucu devlet sırrı adı altında yurttaştan gizlenmemeli, sermaye sahipleri bunun ardında korunmamalı. Bu analizlerin hiçbirinde devlet sırrı olabilecek bir durum yok. Türkiye’nin gıda alanında yapması gereken çok şey var.