Türkiye Pestisitte Sınıfta Kaldı! Karne Algı, Manipülasyon ve Yalanla Dolu

Algıyla, manipülasyonla, yalan söylemekle gıda yönetilmez. Bunun için çok para harcıyorsunuz. Görevini yapan gıda kontrol görevlilerinin üzerindeki baskıyı artırıyorsunuz. Hepsi görevini yapıyor. Sorun yarattığınız gıda politikaları.

Mete Yolaş Yazar yolasmete@gmail.com

Yurttaşın sağlığı ve gıdalarla ilgili eleştirileri çalıştığınız reklam ajansıyla ve devletin haber ajansıyla savuşturmaya çalışıyorsunuz. Bu uğurda yurttaşların gıda hakkının korunması için de ödediği vergilerini umursamaz bir şekilde bunun için kullanıyorsunuz. Yurttaş, gıda politikalarını zaten bilmiyor diye düşünüyorsunuz. Her yaptığınız açıklama malumun ilanı oluyor.

Anadolu Ajansı, aklamak için allı pullu bir görselle Türkiye’ye iade edilen gıdaların imha edildiğini hepimize yutturmaya çalışmış. İki yüz ülkeye iki binden fazla tarımsal ürün ihraç ediyormuşuz. 2023 yılında 4,6 milyon ton taze meyve ve sebze ihraç etmişiz. Hepsi kabul. Hatta yılda ortalama 3,5 milyon ton ihraç edilen taze meyve ve sebze ediyoruz diyelim. 2021-2023 yılları arasında 10,5 milyon ton taze meyve ve sebze ihraç edilmiş oluyor.

Gıdalarda Pestisit Kalıntılarının Resmi Kontrolü İçin Numune Alma Metodları Tebliği’ne göre gıdanın parti ağırlığı 500 kilogram üzerindeyse ya da partinin paketlerden oluştuğu durumlarda 100’den fazla paket varsa en az 10 adet numune alınır. En üst düzeyden veriyi kabul ettik. Taze meyve ve sebzelerde numune başına en az 1 kilogram numune alınır. 2021-2023 yılları arasında gıda zincirinin tüm aşamalarında toplam 250 bin numune alındığını ve pestisit analizi yapıldığını söylüyorsunuz.

250 bin numuneyi 250 bin farklı işletme olarak kabul edelim. 2,5 milyon numune olmuş olsun. Çünkü tek bir numune farklı bir işletmeyi gösteriyor diyerek savunacaksınız. En baştan öyle yapalım. Her işletmeden alınacak en az numune sayısını 10 yerine 20 yapalım. Numune başına en az 1 kilogram ağırlığı da en az 4 kilogram yapalım. Eldeki toplam numunelerin ağırlığı 20 bin ton yapıyor.

2008-2024 yılları arasında gıda zincirinin tüm aşamalarında pestisitlere yönelik 73.221 denetim yaptığınızı da söylüyorsunuz. Okumadan savunacaksınız. O yüzden yukarıda 3 yılda 250 bin denetim yapıldığını kabul ettik. 16 yılda yanından bile geçememişsiniz.

Bir de bu denetimlerde 3500 gıda kontrol görevlisinin yer aldığını da söylemişsiniz. Bakanlık bünyesinde 7578 gıda kontrol görevlisi var. Görevliler arasından 2451’i ziraat, 2180’i gıda, 19’u kimya mühendisi. 4650 gıda kontrol görevlisinin 3500’ü yıl boyu pestisit kalıntılarının peşinde koşuyorsa diğer gıda ürünlerinin eksiksiz denetlenmesi de doğanın bir başka mucizesi.

2021-2023 yılları arasında 10,5 milyon ton taze meyve ve sebze ihraç edilmişti. Bu veri aslında daha fazla ama saçma sapan itiraz edip, tez üreteceğiniz için baştan böyle kabul ettik. Eldeki tüm verilere göre ihraç edilen taze meyve ve sebzenin sadece yüzde 0,18’inden numune alıp analize gönderebilmişsiniz. Bunlar sadece ihraç edilen gıdaların sizin tarafınızdan açıklanan verilerinin abartılan numune sayılarıyla elde edilen veriler.

Bu denetimlerin sonucunda pestisit kalıntı oranını yüzde 35 azalttığınızı söylüyorsunuz. Yüzde 0,18’ini denetleyerek yüzde 35 azalma görülmesi matematiğin sınırlarını aşan olağanüstü bir başarı. AB Gıda ve Yemde Hızlı Alarm Sistemi (RASSF) Bildirimleri’ni de yüzde 54 azalttığınızı söylüyorsunuz. Oysaki Avrupa Birliği, 2024 yılı Türkiye İlerleme Raporu’nda şöyle diyor;

“Genel gıda güvenliği konusunda, AB'ye Türkiye'den ithal edilen meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntılarına ilişkin Gıda ve Yem İçin Hızlı Alarm Sistemi’ne yapılan bildirimlerin sayısı yine yüksek kalmıştır.”. Yurttaşın parasını yurttaşa yalan söylemek için kullanmayın. Gıda politikalarında yarattığınız tahribatları kabul edin.

Gıda Zehirlenmeleri ve Katkı Maddesi Limit Aşımı Verilerini de Açıklayın

Pestisit kalıntıları gıdalardaki sorunların ufak bir kısmı. Gıda zehirlenmeleriyle ilgili verileri de Sağlık Bakanlığı’yla birlikte gizliyorsunuz. Hatta bu verileri yanlış tutuyorsunuz. Yanlış tuttuğunuz halde önceki Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklanan ilk ve tek gıda zehirlenmesi verileri 2015-2020 yılları arasında 11,3 milyon yurttaşın gıda zehirlenmesi geçirdiğini söylüyor. 11,3 milyon yurttaştan bazıları şikayetlerinin geçmemesi nedeniyle tekrar hastanelere başvurmuş ve toplamda 18,3 milyon gıda zehirlenmesi tedavisi uygulanmış. Gıda zehirlenmesi verilerini açıklamıyorsunuz.

5 yılda Türkiye’nin 1/6’sını zehirlemiş gıda işletmeleri, kaçak gıda üreticileri, gıda distribütörleri. Gıda katkı maddelerinin özelliğine göre izin verildiği gıda çeşitleri var. Bu izinlerin de bir kullanım sınır değeri var. Bu sınır değer içerisinde gerçekleştirilen kullanımlar sağlık açısından yoğun tıbbi araştırmalar neticesinde belirleniyor. Fakat hiçbir gıda işletmesinden gıda katkı maddelerini limitler dahilinde kullanıyor mu diye numune almıyorsunuz. Gıda katkı maddeleri limit aşımlarını açıklamıyorsunuz.

Gıdada kullanmaması gereken ya da çoklu olarak kullanılan gıda katkı maddelerinin kullanım amacı bakımından denetlemiyorsunuz. Marketlerde bir Avrupa ülkelerinden gelen çikolata var bir de Türkiye’de üretilen çikolata. İkisi de aynı tür çikolata. Avrupa ülkesinden gelen çikolatada çok az gıda katkı maddesi var. Türkiye’de üretilen çikolatada gıda katkı maddesi yağmuru var. Bu aradaki farkı sorgulamıyorsunuz çünkü sermayenin karına, hammadde ticaretine ve dolayısıyla yarattığınız ekonomiye dokunuyor. Yasal olduğunu söylüyorsunuz.

Yaptığınız her şey yasal, etik ve yurttaş öncelikli. Size göre.

Tüm yazılarını göster