Çok uzağa gitmeye gerek yok. Ejder meyvesi Türkiye’de yetişmeyen bir gıdaydı. Bir dönem tek bir açıklamayla adı bütün meyvelerin önüne geçti. Ejder meyvesi bugün Türkiye’de de yetiştiriliyor. Ana vatanından, ikliminden koparıldı. Aynısı Türkiye için de geçerli. Sıhke Kavunu bugün Van yerine Avrupa’da yetişiyor. Bunun birçok örneği var. Mevcut gıda politikaları gıdalarımızı koruyamıyor.
GIDA TEDARİK ZİNCİRİ KISALTILMIYOR, GASTROTURİZM ÖNEMSENMİYOR
Uluslararası/ulusal gıda sermaye sahiplerinin ortaya çıkması, gıdanın küresel ticaret unsuru haline gelmesi, bağlantısallığın artması gıda tedarikinde aracıların fazla olduğu uzun tedarik zincirlerini ortaya çıkarttı. Uzayan gıda tedarik zincirleri hem gıdaların etiket fiyatını artırıyor hem de gıdaların özdeşleştiği yerlerle bağını kopartıyor. Bir süre sonra bu gıdalar çok talep edilen yerlere yakın bölgelerde üretilmeye başlanıyor ve bu bağ tamamen kopuyor.
Uzayan gıda tedarik zincirlerinin kısaltılmaması, yurttaşla yerel üreticiyi buluşturacak şekilde düzenlenmemesi ve çevre, halk sağlığı, sosyal adalet üzerinde inşa edilmemesi bir kültürü de kaybetmemize yol açıyor. Bunun sonucunda gastroturizmin önemli bir parçası olan yerel üreticiler, küçük işletmeler yok oluyor, o bölgenin kültürü de tahrip ediliyor. Gıda bir meta olarak ihracata katılıyor.
YERELLE ÖZDEŞLEŞEN GIDALAR ARTIK YURTDIŞINDA YETİŞTİRİLİYOR
Bağlantısallığın artması, tedarik zincirinin uzaması gıdanın etiket fiyatını katlıyor. Bu noktada aynı gıdanın rağbet gördüğü ülke sınırları içerisinde üretimi başlıyor. Alışık olduğumuz tat, lezzet ve doku başka bir yere gidiyor. Yerine daha düşük kalitede, daha uygun ikamesi geliyor ve küresel ticaret dönmeye devam ediyor.
Tüm bunların sonucunda gıdanın yeterli vitamin-mineral ve besin öğeleri içeren en besleyici haline dünya üzerinde sosyal ve ekonomik gücü olan insanlar erişebildiği bir metaya dönüşüyor. Elimizdeki uçup gittiği ve yerine yeterli vitamin-mineral ve besin öğelerini içermeyen hali geldiği için yurttaşların gıda hakkı kalıcı olarak ihlal edilmiş oluyor.
COĞRAFİ İŞARET VE ÖZEL TESCİL, GIDA SİSTEMİNİN ÇÖKTÜĞÜ YERLERDE GIDAYI KORUMAZ
Bunların önlenmesi için Coğrafi İşaret uygulaması var diyeceksiniz. Evet, var. Ama gıda sisteminin kusurlu olduğu ya da çöktüğü ülkelerde bu bir anlam ifade etmiyor. Öte yandan coğrafi işaret gastroturizmin bir parçası. Schengen bölgesi içerisinde serbest hareketle coğrafi işaretli gıdalara bulunduğu bölgelerde erişilebiliyor, o bölgenin kültürüyle özümsenebiliyor. Türkiye’de bu geleneksel gıda diye yüklenip, yollanıyor.
Yollanıyor ama Türkiye’den gönderilen gıdaların ciddi bir kısmı çok ciddi uyarılarla Türkiye’ye geri gönderiliyor. Bu ilk kısmı. İkinci kısmı bu işareti gıdaya koyduğunuzda gıdanın fiyatı artıyor. Niye? En hakikisi bu. Evet ama üretim maliyeti bu değil. Üçüncü bir konu gıdanın size ait olduğu iddiasıyla başvuruyorsunuz ama başka bir ülkeye bu kültür taşındığı için hiçbir şey yapamıyorsunuz. Almanya’nın döner tesciline itiraz etmesi gibi.
Birçok alanın ve mesleki disiplinin bir araya gelmesi ve üzerinde çalışması gereken bir konu bu. Kenardan izleyerek, yurttaşı ilgilendirmeyen alanlarda politika üretilerek gıda-tarım sistemi yönetilmez.