Yarının Türkiyesi için gıda politikalarında neler değişecek?

Gıda politikaları dünya için yeni bir politik alan. Türkiye’de de bugüne kadar görmezden gelinen bir alan. Hem dünyaya yetişmemiz gerekiyor hem de muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmamız gerekiyor.

Mete Yolaş Yazar yolasmete@gmail.com

Millet İttifakı uzun süredir üzerinde çalıştığı Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni yurttaşlarla paylaştı. İki bini aşkın maddenin bulunduğu metinde tarımla ilgili 133 madde bulunuyor. Bunların bir kısmı da gıda politikalarıyla alakalı.

YENİ YAPI: TARIM VE GIDA GÜVENLİĞİ BAKANLIĞI

Tarım ve Orman Bakanlığı yapısından ormanlar çıkartılacak. Müsteşarlık yapısının bozulması, yerine gelen Bakan Yardımcılığı yapısı kurumu epey yozlaştırdı. Alanda uzmanlığı bulunmayan atanan Bakan Yardımcıları gelecekte Bakan olabilmek ya da daha önemli kurumlarda görevlere gelebilmek için PR faaliyetleri yürütüyorlar. Kurumun yapısı da oldukça karmaşık.

Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı yapısı basitleştirilecek. Mevcut personellerin önemli bir kısmı saha görevine atanacak. Bu aslında bir başlangıç, kurumsal hafıza ve altyapı güçlendiğinde ayrı bir Gıda Bakanlığı yapısı ortaya çıkabilir.

ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ, YENİ YASALAR VE TEBLİĞLER

Gıda hakkı ve gıda güvenliğinin sağlanması Anayasa değişikliğine ihtiyaç duyuyor. Anayasa değişikliği gerçekleştirilene kadar bunlar mevcut yasalarda yapılacak değişikliklerle güvence altına alınacak. İlk yasal değişiklik Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanlığı yapısı hakkında olacak.

Kooperatiflerin dağınık yapısı, mevcut yasaların yol açtığı muğlaklıklar ve gıda-tarım eğitimi, gıda güvenliği stratejik kaynakları gibi yeni politikalar yasal düzenlemeye ihtiyaç duyuyor. Bu düzenlemeler yapılırken ortak akıl kullanılacak. Meslek örgütleri, STK’lar, akademisyenler ve ilgili Bakanlık yetkilileri koordineli bir şekilde çalışacak. Böylelikle yasaların sürekli değiştirilmesine gerek duyulmayacak.

OKULLARDA BİR ÖĞÜN ÜCRETSİZ YEMEK DESTEĞİ

Çok hassas bir alan burası. Seçim öncesinde AKP iktidarı muhalefetin gündeme getirdiği bu desteği uygulamaya koyacak. Fakat kademeli olarak anaokulundan başlayarak üniversitelere kadar çıkacak ve sadece belirli kriterleri taşıyan çocuklarımız yararlanabilecek. Bir sorun daha var, verilecek yemekler sadece doyuracak mı yoksa dengeli bir şekilde gereken vitamin, mineral ve antioksidanları da içerecek mi bilinmiyor.

Okullarda bir öğün ücretsiz yemek desteği bütün kademeleri ve bütün çocuklarımızı kapsayacak. Gıdalar da gerekli vitamin, mineral ve antioksidanları içerecek. Bunun uygulama biçimi yanlış, bunu dile getirmek gerek. Bu alan sektörü destekleyecek ve rekabet yaratacak bir alan değil. Bu desteğin ihale edilmemesi, tamamen kamu iktisadi teşebbüsü olarak gerçekleştirilmesi gerekiyor.

GIDA EKONOMİSİNİN YARATILMASI

Türkiye’de gıda taşımacılığı karayoluyla gerçekleştiriliyor. Taze meyve-sebzenin %40’ı taşınırken atık haline geliyor. Maddi karşılığı da yaklaşık 850 milyon dolar civarı. AB ve diğer gelişmiş ülkelerde bu oran %2-4 seviyelerinde. Oranın Türkiye’de yüksek olmasının sebebiyse taşımada kullanılan araçların gıdalara özel standartlarının olmaması ve denetlenmemesi. Bunun değiştirilmesi gerekiyor, fakat konu es geçilmiş.

Bir altyapıyla hem sayım ve planlama hem de üretim ve izlenebilirlik sağlanacak. Kurulacak altyapı muhtemelen blokzincir tabanlı olacak. Dönüşüm ekonomisinin önündeki en büyük tuzak olan sıfır atık yerini dönüşüm ekonomisi ve dayanışma ekonomisinden oluşacak bir ekonomik modele bırakacak. Kaybın önlenmesi, izlenebilirliğin sağlanması ve gıda üretiminde kalitenin yükselmesi gastroturizmi başlatacak.

Gıda politikaları dünya için yeni bir politik alan. Türkiye’de de bugüne kadar görmezden gelinen bir alan. Hem dünyaya yetişmemiz gerekiyor hem de muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmamız gerekiyor.

Tüm yazılarını göster