Konuyu daha ayrıntılı ve net ortaya koymak adına şimdi genç Cumhuriyetin devraldığı yıllara gitme zamanıdır…
Ülke nüfusu 13 milyon, 11 milyonu köyde yaşıyor…
40 bin köy var, 38 bininde okul yok…
Okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 7, kadınlarda binde 4…
Tüm ülkedeki lise sayısı 23, kız öğrenci sayısı 230…
Tek üniversite var İstanbul Darülfünun…
86 hastane, 554 doktor, sadece 6’sı Türk olan 60 eczacı var…
Diplomalı hemşire sayısı 4…
Diş hekimi yok, yani sıfır, diş tedavisini alaylılar yapıyor…
6 milyon yurttaş sıtma, verem, cüzzam, frengi, trahom gibi enfeksiyon hastalıklarla boğuşuyor…
Bebek ölüm oranı hızı binde 480, yani iki bebekten biri, 1 yaşını bitirmeden hayatını kaybediyor…
Ülke savaşlarla meşgulken, koşullar zorlu, imkânlar kısıtlı iken Büyük Atatürk kendini bildi bileli yolculuğunun tüm taşlarını eğitim, çağdaşlık, laiklik, özgürlük hedeflerini esas alarak döşedi, ülkesinin yol haritasını ona göre belirledi, ulusuna o esaslar doğrultusunda yön çizdi. O nedenledir ki tarihe silinmez harflerle kazındı…
Gelelim günümüz gençliğinin eğitim gerçeğine…
Üniversiteye girebilen gençler harçlardan yemekhaneye, ulaşımdan sağlığa, barınmadan baskılara, kültürel aktivitelerden kırtasiye ve kitaba pek çok sorunla karşı karşıya kaldığından, son 1 yılda yükseköğretimde öğrenci sayısı 1 milyon 346 bin kişi azaldı.
Hal böyle iken boş durmadık! Boş oturan gençler liginde 34 ülke içinde zirveye yerleştik. Resmi işsiz sayısında ülkemiz Avrupa birincisi oldu. TÜİK verilerine göre genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 17.4, kadınlarda yüzde 12.6’yı buldu…
Yetinmedik! Katıldıkları yarışmada derece alan kız öğrenciler Derince kaymakamını ziyarete gittiklerinde kaymakamlıkta çekilen fotoğraf paylaşılırken kızların yüzü kapatıldı. Üniversitede harem selamlık iftar etkinliği düzenlendi. Oysa Cumhuriyetin kadın ve erkek eşitliği kazanımlarını nesillere aktaran taşıyıcı kolonların başında öğretmenler ve karma eğitim gelir. Cumhuriyet değerlerinin usulüne ve esasına aykırı olan bugünkü uygulamaların adı akıl tutulması mıdır? Üstü örtülü de olsa kadına yönelik gözdağı mıdır? Toplumsal bir depresyon hali midir? Bizdeki çok laf, az eser üzerine kurulu siyasetteki eril anlayışın dışa vurumu mudur? Kız öğrencilere sahte sakal takıp, erkek çocuklara imam kıyafeti giydirip, anaokulu öğrencilerine oruç tutturup Ramazan etkinliği yapmanın farklı bir yansıması mıdır? Halkın bir numaralı konusu ve sorunu geçim sıkıntısı iken başka konu mu kalmadı? Anlamak ve yorum yapmak çok zor…
Genç ve eğitimli işsizler ordusu…
Bilinen o ki; Gençler arasında ekonomik kriz, yitirilen değerler, gelecekten umudu kesmek, “kaygılıyım!” demek artık çok yaygın. Evet, başarı için mücadele, sabır, çok çalışmak şart ama bunu yapanların hayatının değişmemesi umutsuzluğu çok artırmış.
Liselerde 50 yıl önce ülkesi dışında eğitim gören öğrenci sayısı 800 bindi, bugün AB ve ABD başta olmak üzere 8 milyon. TÜİK’in verilerine göre 15-24 yaş aralığında 2 milyon 661 bin genç işsiz var, 380 bini üniversite mezunu. İSO verileri ülkemizde 6.7 milyon gencin ne eğitimde, ne istihdamda olduğunu söylüyor. Yani Bulgaristan’ın nüfusu kadar genç evde, kafelerde oturup vakit öldürüyor, beyin göçüne ne neden oluyor. Ülkemizi yönetenler! Güzel ve güleç yüzlü gençlerimize, ülkemizin yarınlarına yazık değil mi?
Bir başka önemli sorun davetsiz misafirlerin artış oranı…
Gerçek şu ki; Davetsiz misafirlerin ülkemizden gitmeye, buralardan ayrılmaya hiç niyetleri yok! Sudan’dan gelip sudan ucuz bir hayat kurmuş, niye gitsin? Eğitimden sağlığa ücret ödemiyor, gıda paketinden iş gücüne her yere kolaylıkla ulaşıyor. Neden dönsün? Anaokulundan ilkokula, ortaokuldan meslek okuluna, liseden üniversiteye yabancı öğrenci sayısı hızla artıyor. Yabancıların 433 bini ilkokul, 349 bini ortaokul, 152 bini lisede kayıtlı. Doğum oranında Suriye ve Afganistan başı çekiyor. Temel eğitim çağında 1.6 milyon Suriyeli çocuk var.
Üniversite istilasına gelince!
Geldiği ülkedeki eğitim durumu belli bile olmayan yabancı öğrenciler sınavsız olarak üniversitelerimizde eğitim görüyor. YÖK verilerine göre Türkiye’de 58 bin 213 Suriyeli, 301 bin 694 yabancı öğrenci var. Erzurum Atatürk Üniversitesi, Karabük, Kütahya Dumlupınar, Gaziantep, Trakya, Mersin, Sivas Cumhuriyet, İzmir Dokuz Eylül, Harran ve Siirt Üniversitesi başta olmak üzere yabancı öğrenci listesi uzayıp gidiyor. Sayıları hakkında örnek verecek olursak; Karabük Üniversitesi’nde 47 bin öğrenci var, 11 bini yabancı! Suriye’den Somali’ye, Sudan’dan Nijerya’ya, Mozambik’ten Madagaskar’a elin oğlu elini kolunu sallayarak gelip ülkemizde istediği üniversiteye sınavsız puansız yerleşip, diploma sahibi oluyor.
Ve ülkemizi yönetenler en çok yabancı öğrenciye sahip olmakla övünüyor. Eğitimli 4 gençten üçünün işsiz olduğu ülkemizde, 2030 yılında ülkemizin geleceğini sandıkta belirleyecek bu yabancılar, daha doğrusu davetsiz misafirler ülkelerine dönmeyi asla düşünmüyor. Ayrıca onlara gidin diyen de yok…
Yazıya noktayı soruyla koyarsak! Yabancı öğrenciler neden dönmeyi düşünsün, ya da neden dönsün? Ekmek elden su gölden, okul bedava! Gider mi?
Önemli not: Yazımı yazarken oy verme işlemi devam ediyordu. Umarım ve dilerim sorunları daha az, sorumluları daha çok bir seçim yapar, gençlerin umutlarını tazeleriz…