7 MEHMET - ANTALYA
Türkiye’nin hatta dünyanın bildiği Antalya’nın ikonik restoranı 7 Mehmet 85 yıllık bir işletme. Adı kurucusu dede Mehmet Akdağ’ın alnındaki yara izinin Arapça 7 rakamına benzemesinden dolayı ustasının ona “7 Mehmet” adını vermesinden geliyor. Günümüzde ailenin üçüncü kuşak temsilcisi torun Mehmet Akdağ işin başında. Her şeyin en iyisini yapmaya çalışarak evlerine gelen misafirlerini ağırlarmış gibi en iyi ürünleri sunmaya çalışıyorlar. Tek hedefleri bu kalite ve standart ile 7 Mehmet’i bir 85 yıl daha yaşatabilmek. Yöresel ürünler ağırlıklı oldukça geniş menülerinde 150 imza yemek var. Dağarcıklarında ise 650’nin üzerinde çeşit.
OMAÇ - GAZİANTEP
Masalsı lezzetleri ve inanılmaz bir derinliğe sahip mutfağı ile gönlümde hep ayrıcalıklı bir yere sahip olan Gaziantep’in ikonik restoranı Omaç’ın etkileyici bir hikayesi var. Aslına uygun olarak yenilenmiş eski bir Gaziantep evinde hizmet veren Omaç’ın kapısı sürekli olarak kapalı tutuluyor. Şerbetçi ailesinin sahip olduğu bu evde yaşanan duygu yüklü bir olayı yaşatmak için bu ritüeli uyguluyorlar. Gittiğinizde hikayesini sormayı ihmal etmeyin. Omaç’ın menüsünde evin sahibesi olan babaannelerinin pişirmediği hiçbir yemek bulunmuyor. Menünün tamamı geleneksel Gaziantep mutfağının evlerde yapılan ve unutulmaya yüz tutan yemeklerinden oluşuyor.
YALOVA RESTAURANT – ÇANAKKALE
1940 yılında kurulan Yalova Restaurant’ın hikayesi oldukça ilginç. Girit göçmeni olan Ziya Sürgit Çanakkale’de arıcılık yapmaktadır. Arıcılığın yanı sıra 1940 yılında Yalı Caddesi’nde küçücük bir dükkanda sektöre merhaba der. Yıllar çabuk geçer, işler büyür; artık bu işletmeye bir isim bulmak zamanı gelir. Ziya Bey arıcılık yaparken kendisine destek, arılarına yuva olan Yalova Köyü’ne olan gönül borcunu ödemek için işletmesinin adını “Yalova” koyar. Bugün hizmet verdiği yere 1972 yılında geçer. Kırk yılı aşkın süredir de aynı yerde misafirlerini bozulmayan kalitesi ve eşsiz lezzetleriyle ağırlıyor. Bölgeye has lezzetleri, mezeleri, deniz mahsulleri, balık çeşitleri ve özellikle deniz kabukluları ile misafirlerini ağırlayan Yalova Restaurant’ın Çanakkale Boğazı’nın “Lezzet Abidesi” olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
HABİB USTA - ADANA
Adana’nın yeni açılan kebapçılarından Habib Usta çok büyük olmayan butik bir mekan. Hijyen çok ön planda. Her yer adeta bal dök yala derecesinde pırıl pırıl. Adana’da her gittiğiniz mekanda karşılaştığınız ikramlıklarla birlikte servis edilen mezeleri gayet başarılı. Ama “Çiğ Köftesi” tek kelime ile harika. Sadece çiğ köfte yemek için bile Habib Usta’ya gidilir. Kebaplarına gelince. “Adana Kebabı” tam olması gerektiği gibi. Daha çatalı dokundurduğunuz anda dağılıyor.
LİMAN LOKANTASI - RİZE
Rize’nin simge adreslerinden Liman Lokantası bugün ailenin üçüncü kuşağı tarafından işletiliyor. Dededen gelen tüm gelenekleri sürdürüyorlar. Çünkü 30-40 yıllık müdavim müşteriler alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçmiyorlarmış. Müşteriler gibi çalışanlar da 30-40 yıllık olunca gelenekler kolay kolay bozulmuyor ve lezzet de aynı kalıyor. Yıllardır değişmeyen kalitesi ve lezzetiyle döneri, kavurması ve kuru fasulyesi damağımı her daim şenlendirmeye devam ediyor.
SOMATÇI FÎH-İ MÂ FÎH - KONYA
Çatalhöyük, Orta Asya, Selçuklu, Mevlevî, Osmanlı ve Konya mutfağından tanıdığımız lezzetlerin yanı sıra yıllardır kurucusu Emîr-i Çâşnîgîr Ulaş Tekerkaya’nın tecrübeleriyle oluşan yeni ve farklı tatları bulabileceğiniz bir adres ‘’Sofra” ve ‘’Ne varsa İçindedir” anlamını taşıyan “Somatçı Fîh-i Mâ Fîh”. Ülkemizin en özel şehirlerinden biri olan ve Hz. Mevlana’nın türbesine de ev sahipliği yapan Konya’da kadim gelenekler ile değerlerin buluştuğu bu sofrayı paylaşmak insanı farklı bir boyuta taşıyor.