Bunlardan biri de açıldığı günden beri hamburger severlerin vazgeçilmezlerinden olan “Bread & Burger”. Oldukça iddialı ve bir o kadar da lezzetli bir işletme. Gerçi sokak arasında ama oldukça merkezi bir konumda. Bulmak için çok zorlanmayacaksınız zira sokağın köşesinde Bebeğin en popüler mekanı Lucca var. Sokağa girer girmez tabelasını göreceksiniz.
Bread & Burger’in kurucusu Osman Zühel gastronomi dünyasında uzun yıllar profesyonel yönetici olarak çalıştıktan sonra Türkiye ve Avrupa’daki kariyerine nokta koyarak bu mekanı açmış. Şubeleşmeyi ve mekanı büyütmeyi şimdilik düşünmüyor. Tek dileği gastronomi dünyasında her daim adından kalitesi ve lezzetiyle bahsettirmek.
Ekmeğinden sosuna kadar her şeyi kendisi üretiyor. Özellikle ekmek konusunda çok iddialı. Ekşi mayalı ve özel formüllü ekmeğin tadı gerçekten nefis. Hamburger menüsü oldukça geniş. Köfteleri istediğiniz şekilde pişiriyorlar. Sipariş öncesinde nasıl pişmesini istediğinizi söylemeniz yeterli.
Bread & Burger’in favori lezzeti bence kesinlikle “Tereyağlı ve Boşnak Kaymaklı Burger”. Hafif tuzlu boşnak kaymağının bir burgere bu kadar yakışacağı asla aklıma gelmezdi. Köz patlıcan sos ile hazırlanan “İstanbul Burger” de gelindiğinde tadılması gereken lezzetler arasında mutlaka yer almalı.
Acı sevenler ise geldiklerinde kesinlikle “Mexican Burger”i denemeliler. Bu sempatik işletmede hamburgerinizi yerken her daim işinin başında olan Osman Bey ile sohbet ederek lezzetine lezzet katabilirsiniz. Kalite ve lezzet arayan hamburger severler yollarını Bebeğe düşürüp Bread & Buger’de bir deneyim yaşamalı.
Türkiye’nin gastronomi alanındaki en köklü sivil toplum kuruluşu Mutfak Dostları Derneği tarafından organize edilen 5. Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri 17 Ocak 2024’te düzenlenen törende sahipleri ile buluştu. Mutfak Dostları Derneği’nin 2018 yılında onur ödülü vererek başlattığı Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri, küresel pandemi sebebiyle gastronomi sektörünün olağanüstü bir dönemden geçtiği 2020 ve 2021 yıllarında Altın Kaşık Pandemi Dönemi Özel Ödülleri ile yoluna devam etmiş, geçtiğimiz yıldan bu yana ise on bir ana kategori ve iki özel ödül ile sürmüştü.
5. Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri gecesinde açıklanan ödüllerin kategorileri ve kazananları şöyle:
1. Yılın Türk Şefi: Pınar Taşdemir, Araka
2. Yılın Yabancı Şefi: Rudolf Van Nunen, Şans Restoran
3. Yılın Genç Şefi: Ulaş Durmaz, The Red Balloon
4. Yılın Pasta Şefi: Feray Aydoğdu
5. Yılın Geleneksel Lokantası: Seraf
6. Yılın Yabancı Konsept Lokantası: Çok Çok Thai
7. Yılın Tek Ürün Geleneksel Lokantası: Aşçı Bacaksız
8. Yılın Pastanesi veya Tatlı Evi: Baylan
9. Yılın Ürün Satış Noktası: Cankurtaran Gıda
10. Yılın Gastronomi Kitabı: Buyurun Ziyafete (Yazar: Vedat Milor, Yayına Hazırlayan Besim Hatinoğlu – İletişim Yayınları)
11. Yılın Dijital Yayını: Yedik İçtik Podcast (Hülya Ekşigil, Deniz Alphan)
Gecede; Tuğrul Şavkay Başarı Ödülünü ülkemizdeki gastronomi kültürünün önemli unsurlarından baklavanın önde gelen temsilcisi Nadir Güllü aldı. Güllü, baklavanın kültürel bir miras olarak gelecek nesillere aktarılması ve ülkemizle özdeşleşerek uluslararası bilinirliğinin artmasındaki katkılarını uzun yıllardır sürdürüyor.
Jüri Özel Ödülü ise, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük depremin ardından hızla harekete geçerek; depremden etkilenen bölgelerdeki gıda krizinin çözümü için seferber olan ve dünyada eşine zor rastlanacak dayanışma örneklerinden birini sergileyen, yüzlerce şef ve gönüllünün katkılarıyla bir araya gelen Acil Gıda Kolektifi’ne verildi.
4. İstanbul Coğrafi İşaretler Zirvesi, “Yerele Değer, Dünyaya Değer” temasıyla Metro Türkiye’nin ev sahipliğinde, Türk Patent ve Marka Kurumu ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) iş birliği ile gerçekleşti. Kamu, siyaset ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin katıldığı zirvede Coğrafi İşaret tescillli ürünlerin Türk mutfağının gelişimi ve tanıtımındaki önemi, gastronomi turizmine ve ekonomiye katkısı ele alınırken, Boğaziçi Lüferi ve Safranbolu Safranı’nın da Coğrafi İşaret tescili verildi.
Türkiye’nin ilk gastronomi keşif platformu olan Gastronometro’da gerçekleşen zirvenin açılış konuşmasını yapan Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, “Sahip olduğumuz potansiyel ile yapılabilecek birçok şey var. Metro Türkiye olarak bizim en büyük amacımız Türk mutfak kültürünü ve değerlerini korumak ve gelecek nesillere aktarmak. Bu için de en önemli nokta, ürünü korumak” dedi.
Coğrafi İşaret tescili almaya hak kazanan Boğaziçi Lüferi’nin belgesinin verildiği zirvede, sürdürülebilir balıkçılığın önemine dikkat çeken Sinem Türüng, “Boğaziçi Lüferinin tescil almasını biz de uzun süredir takip ediyorduk. İstanbul’un simgesi haline gelen lüferi gelecek nesillerin de tadabilmesi için sorumlu avcılık yöntemleri uygunlanmalı. Metro Türkiye olarak on yılı aşkın süredir raflarımızda çinekop ve sarıkanata yer vermiyor, 24cm altında lüferi raflarımızda bulundurmuyoruz” dedi. Ayrıca zirvede Avrupa Komsiyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü Coğrafi İşaretler Birimi Direktörü Diego Canga Fano Safranbolu Safranı da ilk Coğrafi İşaret Tescili alan baharat olarak açıklandı.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından geçtiğimiz yıl Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 17. İstanbul Bienali katılımcılarından Cooking Sections’ın Çamuralem projesi kapsamında Ek Biç Ye İç’in ev sahipliğinde düzenlenen “‘Manda Sohbetleri’ , gastronomi dünyasını buluşturdu.
Etkinliğin yapıldığı Çamuralem Muhallebicisi’nin amacı kültürel çeşitliliği yansıtan ve kentleşmeyle birlikte zarar gören ekosisteme ve onun etrafında şekillenen tarihi yemek geleneklerine destek olmak. Bu amaçla, Çamuralem projesi kapsamında mekâna özgü bir yerleştirme olarak tasarlanan Çamuralem Muhallebicisi EK BİÇ YE İÇ’in ev sahipliğinde 10 Haziran 2023 tarihinde açılmış.
Mekânı ziyaret edenler, İstanbul’un sulak alanlarının ve onları mesken edinmiş mandaların tarihini, çevresel önemini ve mutfak mirasını öğrenebiliyor ve tadabiliyor. Mekânda, kaymak, yoğurt, muhallebi ve sütlaç gibi manda sütünden yapılan geleneksel ürünlerin yanı sıra yetiştiriciler ile İstanbul’daki bazı restoran ve aşçılık kurumları arasındaki işbirlikleri sayesinde geliştirilecek yeni tarifler de servis ediliyor.
Türk mutfağının tarihi ve vazgeçilmez malzemelerinden manda sütünün varlığı sulak alanların korunmasına bağlı. Hafta içinde düzenlenen etkinlikte de Çamuralem projesi kapsamında İstanbul'daki kentleşmenin mandacılık ve ekosistem üzerindeki etkilerine dikkat çekmek üzere hayata geçirilen çalışmalar hakkında CLIMAVORE ekibinden Merve Anıl ve Kubilay Ercelep bilgi verdi.