Yüksek enflasyon karşısında alım gücü her geçen gün daha da azalanlar kendilerini piknik alanlarına ya da en yakın parklara atıyorlar.
Mevsim yaz olduğu için kıyı şehirlerimizde yaşayanların birinci tercihi kuşkusuz sahiller oluyor.
Herkes bütçesine göre bir menü oluşturuyor. Aslında sürekli artan fiyatlar nedeniyle piknik hatta piknikte mangal keyfi yaşamak artık ucuz bir alternatif olmaktan uzaklaşıyor. Ama hala herhangi bir restoran veya kafeye göre daha makul bir bütçeye mal oluyor. Bu da her geçen gün pikniğin biraz daha cazip hale gelmesini sağlıyor.
Çarpık şehirleşme nedeniyle maalesef pek çok şehrimizde yeterli derecede park ve yeşil alana sahip değiliz.
Özellikle İstanbul gibi metropollerde kolay ulaşılabilir piknik alanı bulmak oldukça zor. Artan talep nedeniyle var olan alanlarda restoranlar ve kafelerle yarışır ücretler talep eder hale geldi. Anadolu şehirlerimiz bu konuda çok daha şanslı. Şehir merkezinde olmasa da merkeze çok yakın lokasyonlarda alan bulmak hala mümkün.
40 yaş ve üstündeki herkes çocukluğunda pek çok kez piknik yapmıştır. O yıllarda ailelerin sosyalleşmesinde pikniğin önemli bir yeri vardı.
2000’li yıllara kadar özellikle ilkokulların neredeyse tüm sınıfları Nisan ve Mayıs aylarında toplu olarak pikniğe giderlerdi. Ama 2000’li yılların başından itibaren özellikle büyükşehirlerde bu uygulama azalmaya başladı.
Piknikte toplum nezdinde popülaritesini kaybetti. Popüler kültür pikniği bir sosyalleşme aracı olmaktan çıkardı.
Anadolu’da da benzer bir durum oldu ama büyükşehirlerdeki kadar net bir karşılık bulmadı. İstanbul gibi büyükşehirlerde sadece dar gelirli olan kesim pikniğe teveccüh gösteriyordu.
Hatta özellikle sahil şeridindeki parklarda piknik yapanlar toplamadıkları çöplerinin yarattığı kirlilik ve oluşturdukları mangal dumanı nedeniyle sıkça eleştiriliyordu.
Bu durum pandemi sonrasında değişmeye başladı.
Çünkü pandemi döneminde restoran ve kafeler kapandı ve insanlar evlerinden çıkamadı. Açılma sonrasındaysa büyük çoğunluk kapalı alanlara girmemeyi tercih etmeye başladı. Kapanma döneminde evlerinin bahçesinde sosyalleşip bundan keyif alanlar, Kendilerini buldukları en yakın yeşil alana ya da bir ağaç altına dostlarıyla birlikte atmaya başladı.
Aslında genlerinde olan ama unuttukları pikniği yeniden hatırlamışlardı. Bu da açık havada ve sosyal mesafeyi koruyarak pikniği her gelir seviyesindeki vatandaşımız için yeniden cazip hale getirdi.
Bugünlerde piknik alanlarında eskiden oraya gitmeyi bir sosyal statü düşüklüğü olarak gören pek çok beyaz yakalı görmek mümkün. Ve sayıları her geçen gün biraz daha artıyor.
Bu değişimde pandemi sonrası değişen tercihler kadar eski ekonomik güçlerinde olmamaları da oldukça önemli bir etken.
Hatta çevrenize şöyle bir baktığınızda eskiden dar gelirli vatandaşlarımızın yaptığı mangalı eleştiren herkesin bugün bunu büyük bir keyifle yaptığını görüyorsunuz. Bunları gözlemlediğimde trendlerin ve popüler kültürün toplumu nasıl köleleştirdiğini görmek beni üzüyor.
İnsanlar kendi istedikleri şekilde değil, trendlerin ve popüler kültürün belirlediği formatta yaşıyor. Bu maalesef çok acı bir gerçek. Neyse siz siz olun bunların esiri olmayın ve genlerinizde olan her şeyi doya doya yaşayın.
Bundan keyif aldığınızı çevrenizle paylaşmak için pandemi gibi bir illete ihtiyacınız olmadığını da unutmayın.
Gelin genlerimizde olan, evimizde ya da piknikte yapmaktan vazgeçemediğimiz mangalın sırlarına bir göz atalım. Belli mi olur belki bu hafta sonu ya da önümüzdeki günlerde sizin de ihtiyacınız olur!
Bir mangalı şölene hatta festivale dönüştürmek mümkün mü? Bu sorunun cevabı tabii ki “Evet.”
Tabii ki mangal yapmanın sırlarına sahip olursanız.
-Mangal yapmak bizim için adeta bir sanattır.
-Mangal yapmaya başlamadan önce ateşin kor haline gelmesini bekleyin.
-Ateşiniz kor hale geldikten sonra ızgaranızı ateşten en az 15 santimetre uzak mesafeye yerleştirin.
-Mangalınızda kullandığınız ızgara çok önemli.
- Kullandığınız ızgaranın yüzeylerinin ateşin pişireceğiniz ürün ile temas etmemesi için mümkün olduğunca geniş olmasına özen gösterin.
-Izgara yapmak istediğiniz ürünleri çok kalın kestirmeyin.
-İnce ve daha az süre ızgara üzerinde kalan et her zaman daha lezzetli olur.
-Et dilimlerken veya köfteleri hazırlarken en ideal ölçü kendi işaret parmağınızın kalınlığıdır.
-Unutmayın etle ateşte çok oynamak özellik ve lezzet kaybına neden olur.
İstanbul’da evinin bahçesinde piknik ya da mangal yapma imkanı olmayanlar, kuşkusuz evine en yakın park ya da sahil şeridinde bu imkanı bulabiliyor. Ama piknik için özel olarak düzenlenen alanlarda bu keyfi yaşamak isteyenler için de bazı önerilerim var.
Malumunuz İstanbul oldukça büyük bir metropol hem Anadolu hem de Avrupa yakasında yaşayanlar için farklı ilçelerden alternatifleri aşağıda paylaşıyorum.
-Hacı Teyzenin Yeri – Beykoz
-Belgrad Ormanı - Sarıyer
-Reşadiye Mesire Alanı - Çekmeköy
-Florya Atatürk Ormanı - Florya
-Kaymakdonduran Ormanı - Beykoz
-Kemerburgaz Kent Ormanı – Eyüpsultan
-Aydos Mesire Alanı - Kartal
-Kirazlıbent Mesire Alanı - Sarıyer
-Saklıgöl - Şile
-Taşdelen Mesire Alanı – Çekmeköy
İstanbul ve çevresinde benim önerdiklerimin dışında piknik ve mangal yapacak pek çok yer ve mekan bulabilirsiniz.
Son olarak uzun yıllar aynı keyfi tekrar tekrar yaşayabilmek için bize düşenleri de bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Bunun sırrı kuşku yok ki doğaya, ormana ve çevreye zarar vermemekten ve piknik sonrası çöplerinizi olduğu yerde bırakmamaktan geçiyor.
Bu konulara lütfen özen gösterin. Hatta özen göstermeyenleri görürseniz onları da uygun bir dille uyarın. Çünkü en temel prensip piknik yaptığımız alanı bulmak istediğimiz gibi bırakmaktan geçiyor.
Ayrıca sizlerden mangal yakmanın yangın tehlikesi oluşturduğu ve yasak olduğu alanlarda mangal yapma konusunda ısrarcı olmamanızı özellikle rica ediyorum. Bu konu ülkemizin akciğerleri olan ormanları koruyabilmek için hepimizin en yüksek hassasiyet göstermesi gereken konu.