Son yıllarda üzerinde en fazla kafa yorulan ve iletişimi yapılan konulardan biri sürdürülebilir beslenme bilinci.
Peki gerçek hayatta bu yaklaşım karşılık buluyor mu?
Ya da bireylerin, toplumların ve kurumların bu konuda bilinçli kararlar almasını ve sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemesini teşvik ediyor mu?
Bu hafta dikkatinizi bu sorulara cevap aranan bir araştırmanın sonuçlarına çekmek istiyorum.
SONUÇLAR MAALESEF HİÇ DE BEKLENDİĞİ GİBİ DEĞİL!
Dünyada 45 ülkede her gün 100 milyon insana dokunan Sodexo, Harris Interactive ortaklığında ilk uluslararası sürdürülebilir gıda barometresinin sonuçlarını açıkladı.
5 binden fazla kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 56'sı sürdürülebilir beslendiğini iddia etse de yüzde 78’i süt ürünlerine, yüzde 71’i et ürünlerine beslenmelerinde daha çok yer veriyor.
Katılımcılar tahıllara beslenmelerinde yüzde 60 ve bitki bazlı proteinlere de yüzde 45 oranında yer veriyor.
FARKINDALIK İLE SERGİLENEN DAVRANIŞ FARKLI
Yani katılımcıların çoğu sürdürülebilir beslenme alanında farkındalığa sahip olsa da harekete geçme noktasında çelişkili davranış sergileyebiliyor.
Araştırmaya katılan kişilerin yüzde 75'i sürdürülebilir gıda konusunda olumlu bir algıya sahip çünkü bu beslenme düzenini iyimserlik ve keyif gibi duygularla ilişkilendiriyorlar.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BESLENME YAŞAM KALİTESİNİ ARTTIRIYOR
Bu kişilerin yüzde 59'u daha sürdürülebilir bir beslenme düzeni benimsemenin yaşam kalitesini artırdığına inanıyor.
Ankete katılan her 10 kişiden 8'i daha sürdürülebilir davranışları benimsemenin acilen hayata geçirilmesi gereken bir konu olduğuna inanıyor.
İnsanların büyük çoğunluğu, günlük yaşamlarında yemek yedikleri restoranlar, okullar, üniversiteler ve şirket restoranları gibi alanlarda daha sürdürülebilir yemek seçenekleri görmek istiyor.
İSTEKLERLE GERÇEK DAVRANIŞLAR ARASINDA FARKLILIK VAR
Araştırma rutinleşmiş yeme alışkanlıkları karşısında acil harekete geçme duygusu olduğunu bir kez daha kanıtlasa da bu durum gerçek davranışlara yeterince yansımıyor.
Ankete katılanların yüzde 30’u günlük yiyecek seçimlerinde, ürünün çevresel etkisine dikkat ederken, yüzde 70’i maliyete ve yüzde 62’si de lezzete öncelik veriyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA BİRÇOK YANLIŞ ANLAMADAN MUZDARİP
Ankete katılanların yüzde 40'ı sürdürülebilir beslenmenin daha pahalı olduğuna inanıyor.
Katılımcıların üçte biri sürdürülebilir ürünler bulmanın zor olduğunu düşünüyor ve sürdürülebilir bir beslenme biçimini benimsemenin çaba gerektirdiğine inanıyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BESLENME BİREYSEL OLARAK ALGILANDIĞINDA DAHA MOTİVE EDİCİ OLUYOR
İnsanları daha sürdürülebilir beslenme alışkanlıklarını benimsemeye ikna etmek sağlık, lezzet ve tasarruf açısından bireysel faydaların ortaya konulmasından geçiyor.
Araştırmaya göre, tüm ülkelerde daha sürdürülebilir beslenmeye yönelik temel motivasyon yüzde 46 ile sağlık oluyor.
Bunu genellikle yüzde 35 ile finansal tasarruf takip ediyor.
DAHA GİDİLECEK ÇOK YOL VAR
Araştırma sonuçları gösteriyor ki, insanlar sürdürülebilir beslenme bilincini duymuşlar ama ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
Çünkü yıllardır konuşulan sürdürülebilirliğin bile hala tam olarak ne anlama geldiğini bilmeyen milyonlarca insan var.
Kısacası işin içine sürdürülebilirlik kelimesi girdiğinde işler karışıyor.
Bu konuya kafa yoranların öncelikli olarak işin bu yönünü çözmesi gerekiyor.
Anlayacağınız bu konuda daha gidilecek çok yol var.
Bu bizi yıldırmamalı ve u konuda çaba sarf etmekten vaz geçmemeliyiz.