2024’e girmemize sayılı saatler kaldı.
Herkesin yılbaşı telaşı tüm heyecanıyla sürüyor.
Bu tatlı telaşın nedenini hep merak etmişimdir.
İnsanoğlu ömründen bir yılı daha uğurladığı bu geceye niçin bu kadar heyecanla hazırlanıyor?
Bu sorunun cevabı;
Sanırım giden yılın hayatımızdan bir yaş daha almasının verdiği hüzünden ziyade umutlarla dolu yeni bir yıla girmek olsa gerek.
Giden yaşa ya da yıla değil gelen yılın taşıdığı umutlara daha fazla heyecan duyuyoruz.
İnsanoğlu geride bıraktıklarından ziyade gelecekten beklentileriyle yaşıyor.
Ve onlarla daha da mutlu oluyor.
Geçmiş yılda yaşadıklarımız bizleri geleceğe taşımıyor mu?
Eğer onları yaşamasaydık geleceğe dair beslediğimiz umutlarımız olabilir miydi?
Bence bu iki sorunun cevabını çok fazla ihmal ediyoruz.
O nedenle 2023’de ağzımızın tadını bozan,
Bizleri üzen ve hüzünlendiren olaylardan ders çıkarmalıyız.
Onları 2024’e taşımamalı ya da aldığımız ders ile gelen yılda tekrar etmelerine imkân vermemeliyiz.
Kısacası yeni bir yıla girerken bize düşen en önemli görev;
Taşıdığımız umutların yeşermesi için yaşanmışlıklardan edindiğimiz tecrübenin ışığında aynı hataları tekrarlamamak olacaktır.
Yeni yılın ülkemize ve dünyamıza barış, huzur ve sağlık getirmesi en büyük dileğim.
Tüm okurlarımın aklın rehberliğinde arzu ettikleri her güzelliği gerçekleştirebilmelerini diliyorum.
2024 her şeyin gönlümüzce olacağı ve ağız tadıyla geçireceğimiz lezzet dolu bir yıl olsun.
Mutlu yıllar…