6 Şubat’tan beri seri depremler 10 ilimizi hala etkilemektedir. Afetin mali ve vergi uygulamaları ile ilgili ilk günden beri uyarıcı yazılar yazıyorum. Bölgenin deprem riskini bilim insanları her gün haykırmasına rağmen can kayıpları ile ilgili acil önlemler alınmadı. Kızılay Başkanı, ‘’günde 1000 çadır üretme kapasitemiz var’’ demiş. O zaman ne duruyorsun. Allah yaşanan acılardan politik yarar devşirenlerden ve inanç istismarcılarından halkımızı korusun.
Vergi Hukukumuzda kamu alacakları ve tabi ki vergiler kanuni tabirle terkini yani silinmesi düzenlemesi iki ayrı vergi kanunda düzenlenmiştir. Bunlardan biri; Vergi Usul Kanunun 115’nci maddesi diğeri de Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 105’nci maddesindeki düzenlemedir.
‘’Yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, su basması, kuraklık, don, muzir hayvan ve haşârat istilası ve bunlara benzer âfetler yüzünden:
1- Varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerin bu âfetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili bulunan vergi borçları ve vergi cezaları;
2. Mahsullerinin en az üçte birini kaybeden mükelleflerin, âfete mâruz arazi için zararın tahakkuk ettiği hasat ve devşirme zamanına tesadüf eden yıla ait olarak tahakkuk ettirilen Arazi Vergisi borçları ve vergi cezaları;
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca zararla uygun olarak, kısmen veya tamamen silineceği, Hazine ve Maliye Bakanlığı terkin yetkisini mahalline devredebileceği, zarar derecesini ve ilgili bulunduğu gelir kaynağını mahallî idare heyetleri yaptıracağı tahkikat üzerine tespit edileceği şeklinde düzenlenmiştir.
Benzer düzenleme Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 105’nci maddesinde de aynen yapılmıştır. Vergi hukukumuzda doğal afetler nedeniyle varlıklarının üçte birini kaybeden mükelleflerin silinecek borçlarının tespiti ve diğer uygulamalar aşağıdaki gibidir.
Gelir İdaresi Başkanlığı internet sayfası gib.gov.tr de 31 Ocak 2023 sonu itibariyle vergi türlerine göre mükellef sayılarını yayınlamıştır. Buna göre; Kahramanmaraş depreminin etkilediği 10 il ile sonradan eklenen Elazığ ili ile birlikte 11 ilin faal gelir ve kurumlar vergisi mükellef sayıları 379.158’dir. Gelir stopaj mükellef sayıları ise 411.601 katma değer vergisi sayıları ise 372.717’dir.
Türkiye’nin tüm illerinin toplam gelir ve kurumlar vergileri mükellef sayılarının 3 milyon 453 bin 809 olması, deprem bölgesi 11 ilin yüzde 10’ndan fazla mükellefinin borç silinme ve değeri düşen mallarını zarar yazmaları halinde, 2023 yılının beklenen vergi gelirleri yüzde 10 veya 15 sadece bu kalemlerden azalabileceğini tahmin etmek zor değil.
Görülüyor ki; Maliye doğunun en büyük ekonomiye sahip bu illerinde varlıklarının 1/3’nü kaybeden mükelleflerin ödenmeyen vergilerinin büyük kısmını silmek zorunda kalabileceği gibi, değeri düşen yani zayi olan ticari mallarını ve birikmiş amortismanları gider yazacağı için gelecekteki vergi gelirlerinden de olabilecektir.
Vergi Usul Kanununun 278’nci maddesi uyarınca tabii afetler yüzünden iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış meydana gelen emtianın yani ticari malların emsal bedeli aynı Kanunun 267’nci maddesine göre vergi takdir komisyonlarınca takdir edilmesi gerekmektedir.
Ticari malları zarar gören mükelleflerce vergi dairelerine yapılan müracaatlar, süratle takdir komisyonlarına intikal ettirilecek, komisyonlar bu işleri öncelikli ve acil olarak görüşerek kararlaştırdıkları bedeller mükelleflerce zarar olarak kayıtlarına alacaklardır.
Depremden zarar gören işletmelerde bir yıldan fazla kullanılan amortismana tabi iktisadi kıymetler için deprem tarihine kadar gider yazmadıkları amortismanları fevkalede yani olağanüstü nedenlerle tamamını gider yazabilecekler. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca genel bir amortisman oranı belirlenememesi nedeniyle amortismana tabi iktisadi kıymetleri zarar gören mükelleflerin vergi dairesine olağanüstü amortisman oranı belirlenmesi talebi ile başvurmaları gerekmektedir. Bu başvurular süratle takdir komisyonlarına intikal ettirilerek söz konusu kıymetlerin değerleri takdir edilecektir. Komisyonlar bu işleri öncelikli ve ivedi olarak görüşmektedirler.
Gerek afete uğrayan ticari malların takdiri, gerek olağanüstü amortismanla ilgili olarak vergi dairesi başkanlıkları ve defterdarlıklarca ihtiyaç duyulması halinde daha önce kurulmuş olanlara ek olarak geçici takdir komisyonları oluşturulmaktadır.
Vergi dairesi başkanlıkları ile defterdarlıklarca vergi müfettişleri görevlendirilerek mükelleflerin kayıtlarından iktisadi kıymetlerin net aktif değerlerini tespit ettirmeleri gerekeceği 1999 depreminde uygun görülmüştü. Uygulamaya aynen devam edileceği beklenmektedir.
Bundan sonraki yazımız deprem nedeniyle kaybolan, kullanılamayacak hale gelen defter belge ve mal malzemeler için zayi belgesi alınması ile ilgili konular olacaktır.