Enflasyon Muhasebesi ile Halktan İki Kez Vergi Alınıyor

"Enflasyonun kendisi zaten halktan haksız ve kanunsuz olarak alınan bir vergi."

Sabri Arpaç Yazar sabriarpacymm@gmail.com

Geçen ayın son günlerinde Resmî Gazete'de yayımlanan kanunla; yapılmakta olan yatırımlar hesaplarındaki tutarlar ve tasfiye ve iflas halleri ile bazı kamu kuruluşları ile ilgili enflasyon düzeltmesi düzenlemelerini içeren 2024 ve 2025 hesap dönemlerinde kaynaklanan kâr/zarar farklarının vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınmamasını öngören kanun kabul edilerek yasalaştı.

YAPILMAKTA OLAN YATIRIMLARA İLİŞKİN ENFLASYON DÜZELTMESİ FARKLARI

Enflasyon düzeltmesine ilişkin hükümler içeren Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7529 sayılı Kanun TBMM Genel Kurulu'nda 24.10.2024 tarihinde kabul edilerek 30.10.2024 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanuni düzenleme ile yapılmakta olan yatırımlarla ilgili düzenleme yapıldı.

Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesinde yapılan değişiklikle, yapılmakta olan yatırımlara ilişkin enflasyon düzeltmesi farklarının, dönem kazancıyla ilişkilendirilmeyerek vergisel etkinin ertelenmesi sağlanmakta.

Yapılan düzenlemeye göre:

-Enflasyon düzeltmesinin uygulandığı dönemlerde, yapılmakta olan yatırımlar hesapları düzeltme işlemine tabi tutulması,

-Düzeltme sonrası oluşan enflasyon düzeltmesi kârları dönem kazancıyla ilişkilendirilmeyip özel bir fon hesabında izlenmesi,

-Özel fon hesabına alınan bu tutarlar, yatırımın tamamlanarak ilgili iktisadi kıymetin aktifleştirildiği dönem ile bu dönemi takip eden dört hesap dönemi içerisinde eşit taksitler halinde dönem kazancının tespitinde dikkate alınması,

-Özel fon hesabında izlenen tutarlar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınıncaya kadar her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak belirlenen yeniden değerleme oranında artırılması,

-Yatırımın çeşitli nedenlerle tamamlanamaması, iktisadi kıymetin aktifleştirilmesinden sonra faaliyetin beş hesap dönemi içerisinde sona erdirilmesi veya özel fon hesabında izlenen tutarların başka bir hesaba nakledilmesi ya da işletmeden çekilmesi hallerinde, dönem kazancında dikkate alınmayan tutarlar yatırımın tamamlanamadığı, faaliyetin sonlandırıldığı veya özel fon hesabının kısmen veya tamamen bu düzenlemeye aykırı şekilde kullanıldığı dönemin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması,

Şeklinde düzenlemeler yapıldı.

TASFİYE VE İFLAS SÜRECİNDEKİ ŞİRKETLERLE İLGİLİ DÜZENLEME

Yapılan kanun düzenleme ile 2024 ve 2025 hesap dönemlerinde yapılan enflasyon düzeltmelerinden kaynaklanan kâr/zarar farkının, vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınmayacağı mükellef grubuna;

-Tasfiye ve iflas hallerindeki şirketler,

-233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamındaki İktisadi Devlet Teşekkülleri ve Kamu iktisadi Kuruluşları,

Dahil edilmektedir.

Tasfiye halindeki şirketler açısından kurumların tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihin içinde bulunduğu hesap döneminden, iflas halindeki şirketler açısından ise iflasın açıldığı tarihin içinde bulunduğu hesap döneminden itibaren yeni düzenleme çerçevesinde uygulama yapacak, bu tarihlerden önce geçici vergi dönemlerine ilişkin yapılmış olan enflasyon düzeltmesine yönelik geriye dönük herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır.

Değişiklik, 01.01.2024 tarihinden, özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler için 2024 yılında başlayan hesap döneminden geçerli olmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe girecektir.

İŞ VE SERMAYE ÇEVRELERİNİN RAHATSIZLIĞI DEVAM EDİYOR

Enflasyon muhasebesi ile ilgili yapılan yasal ve idari düzenlemeler sonunda gelinen noktada enflasyon farklarının vergilemesi noktasına gelinmiştir. Bazı hafifletici yapılmakla birlikte büyük ölçüde vergileme devam etmekte.

Bu enflasyon muhasebesi mantığı ile çelişen bir uygulama. Çünkü enflasyon muhasebesi kısaca, paranın satın alma gücündeki değişmeler nedeniyle mali tabloların gerçek durumunu ifade eder hale gelmelerini sağlayan muhasebe düzeltme işlemidir.

Yani enflasyonun mali tablolar üzerindeki etkilerinin düzeltilmesi için mali tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetlerin belirlenen düzeltme katsayısı ile Türk Lirası cinsinde değerlerinin, mali tabloların ait olduğu tarihteki değerlerine getirilmesi işlemidir.

Başka bir deyişle, enflasyon muhasebesi ile varlık, borç, gelir ve giderlerin gerçek değerlerini yansıtan mali tablolar yani; bilanço, gelir tablosu, satışların maliyeti tablosu, fon akım tablosu, nakit akım tablosu, kâr dağıtım tablosu ve öz kaynaklar değişim tablolarının gerçek değerlerine getirilmesidir.

Ancak dünyada uygulaması olmayan, mükelleflerin nedeni olmadığı fiktif enflasyon farklarının vergilemesi adil ve vergi hukukunun teorisine de pratiğine de aykırı. Ama bu iktidar yarattığı ekonomik kriz nedeniyle bu haksız uygulamayı sürdürmeye kendisini mecbur görmekte.

Bundan önceki yazılarımızda da vurguladığımız gibi, enflasyon muhasebesi adı altında henüz satılmayan malların vergisi alınmakta.

Her hangi bir ticari işlemden doğmayan, enflasyonun şişirdiği fiktif kârların haksız bir şekilde vergilendirilmek suretiyle işletme sermayesini aşındıran azaltan, bir işlemdir.

Ticarette büyüklerimiz; "bir işletmenin kârlı mı, zararlı mı olduğu raflarındaki mal büyüklüğü ile" açıklarlardı. İşletmenin enflasyondan kaynaklanan rakamsal büyüklüğü ile vergilendirme işletme sermayesini aşındırır.

Enflasyonun kendisi zaten halktan haksız ve kanunsuz olarak alınan bir vergi. Bir de enflasyonun artırdığı fiktif yani gerçekten olmayan kârı vergilendiren enflasyon muhasebesi hiç alınmaması gereken vergiyi iki kez alıyor. ÖTV’nin üzerinden ayrıca KDV almak gibi. Çünkü iktidar içindeki koşullar nedeniyle halk deyimi ile ‘sinekten bile yağ çıkarmak’ zorunda…

Tüm yazılarını göster