Melanezyalılarda Neandertallere ait uzun DNA zinciri bulundu
Günümüzde birçok insan, Neandertal gibi soyu tükenmiş homininlerden miras kalan DNA’ya sahip ve artık bazı durumlarda, bunun sadece küçük değil, uzun parçalar olduğunu biliyoruz.
Birçoğumuzda en azından biraz Neandertal DNA’sı var. C: Marcin Rogozinski / Alamy
Son on yıl boyunca insan DNA’sının genetik analizi, geçmişteki insanların Neandertal gibi diğer homininler ile defalarca çiftleşmiş olması gerektiğini ortaya koydu. Sonuç olarak bu soyu tükenmiş türlerin DNA’sı, bugün birçok insan nüfusunda bulunabilir.
Özellikle, ataları Afrika’nın dışında olan herkes bir miktar Neandertal DNA’sı taşıyor. Asya’dan birçok insan ise (özellikle Güneydoğu Asya) gizemli Denisovalıların DNA’sına sahip. Bu DNA’nın bazıları modern insanlar için avantajlı olabilir.
Fakat, bu araştırmalar küçük DNA parçalarıyla sınırlıydı. Washington Üniversitesi’nden Evan Eichler, çoğu insanın tek nükleotit değişikliklerine bakmaya odaklanmış durumda olduğunu söylüyor. Bu, bir genin sadece bir harfinin değiştirildiği anlamına geliyor.
Şimdi ise Eichler ve ekibi araştırmaları daha ileriye taşıdı. “Bu, DNA diziliminin silme ve kopyalama gibi daha büyük olaylara bakan ilk araştırmalardan biri.” diyor. Bu daha geniş genetik değişikliklerin insan biyolojisi üzerine daha önemli etkileri olur.
Araştırma kapsamında Melanezya halklarının DNA’sı incelendi. Çünkü Neandertal ve Denisovalı DNA’larının seviyesi bu nüfuslarda oldukça yüksek. Araştırmacılar bu popülasyonlarda arkaik DNA’nın çok daha uzun parçalarının kanıtlarını buldu.
Araştırmada, antik homininlerden kaynaklanan iki geniş DNA parçası bulundu. Birincisi kromozom 16’ydı ve Denisovalılardan geliyordu. Tekrarlanan iki bölüm içeriyor. Diğeri ise kromozom 8 ve Neandertaller’den geliyor. Hem silme, hem de kopyalama içeriyor.
Kopyalamalar önemli, çünkü eğer kullanışlı ise, orijinal genin tutulmasına izin verir, eğer yararlı ise kopya yeni bir işlevi değiştirmekte ve potansiyel olarak geliştirmekte serbesttir.. Eichler “Bir kopyalama, hem pasta sahibi olmanızı, hem de onu yemenizi sağlayan bir tür mutasyondur.” diyor.
Her iki DNA parçası da evrim tarafından seçildiğinin işaretlerini gösteriyor. Yararlı görünüyorlar ve böylece yüzyıllar boyunca Melanezya nüfusunda daha yaygın hale gelmişler.
Deneme uygulaması
Eichler, eski insan türlerinin Afrika’yı terk eden insanların başarısına katkıda bulunduğunu söylüyor. Neandertaller ve Denisovalılar, modern insanlar Afrika’dan çıkmadan önce binlerce yıl boyunca Asya ve Avrupa’da yaşadı, böylece farklı iklimlere, besinlere ve hastalıklara adaptasyon geliştirdiler.
Eichler, “Bu faydalı genler öncüllerimizde bir çeşit deneme çalışmasıydı. Başka bir deyişle atalarımız tarafından ödünç alındılar.” diyor.
Fakat söz konusu faydaların ne olduğu açık değil. Eichler, “Bence en büyük zorluk, fonksiyonu ispatlamak.” diyor.
Bunu göstermek oldukça zor, çünkü bu genler sadece insanlarda bulunduğu için hayvan araştırmalarının yardımı olmuyor. Ayrıca genler kopyalandılar ve daha sonra ustaca değiştirildiler.
New Scientist-Arkeofili