Ahmet Kurt yazdı: Yapay zeka tartışmaları: Deus ex machina* | Makineden tanrı insanları işlenecek bir metaya dönüştürecek
Doğası itibarıyla kar dışında bir hedefi olmayan bir avuç şirketin sahibi olduğu yapay zeka makinelerinden çıkacak sonuçların insanlığın faydasına olacağını beklemek Eldorado'nın varlığına inanmakla eşdeğer. Sonuç olarak dünyadaki her birey işlenecek bir metaya dönüşüyor.
Suni zeka makineleri önce çok zor ve karmaşık problemleri çözmek için düşünüldü. Önceleri sadece iklim ve meteoroloji simülasyonları, hisse senedi piyasası olasılıkları gibi hesaplaması uzun ve zahmetli olan alanlar için kullanıldılar. Ancak son dört yılda her şey değişti, beş büyük teknoloji firması (Google, Meta, Amazon, Microsoft ve Apple) 2022 yılında araştırma ve geliştirme için 223 milyar dolar harcadı. Bu bütçenin en önemli kısmi suni zeka yatırımlarına gitti.
Bir avuç suni zeka makinesi şu anda dünyada mevcut tüm dijital dataya ulaşabiliyor. İnternette mevcut her şey, yazılmış, çizilmiş ve dijital ortama aktarılmış her byte artık bu bir avuç suni zekânın devasa data işleme sistemlerinde sürekli yenileniyor, işleniyor.
Her birey her an durmaksızın dijital data üretiyor (gerçi dünyada 2.5 milyar kişinin henüz internet bağlantısı yok dolayısı ile daha işlenecek çok veri mevcut), bu veri, dev teknoloji firmalarının dev veri işleme merkezlerinde depolanıyor, işleniyor, tasnif ediliyor; ve nihayet satılıyor. Bireylerin kendi verileri ölçü alınarak hayatları, düşünceleri, geleceğe ilişkin alacakları kararlar dahası yiyecekleri yemeklere kadar her bir eylemi kar amaçlı olarak en fazla parayı veren için arzu edilen yönde satılıyor, manipüle ediliyor.
GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRMEK
Şimdiye kadar kısmi olarak dağınık olan bu veri artık suni zeka makineleri sayesinde bir araya geldi ve merkezîleşti. Bu yüzden önce İtalya ardından Kanada suni zeka makinelerinin bilgi toplama ve depolama işlemlerini askıya almak için hukuki girişimler başlattı. Suni zeka makinelerinin insanlık için faydalı sonuçlar üretecek kapasiteleri olduğu çok açık, çözülmesi çok zor problemleri, küresel ısınma simülasyonları, kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri gibi.
Fakat bu makinelerin ahlaki olarak 'iyi' diye tabir ettiğimiz alanlarda yapacağı çalışmalar küresel bilgi toplama ve bu bilgiyi küresel dijital otoriteryen bir yönetim biçimi için kullanma ihtimallerinin yanında ne yazık ki solda sıfır kalacak. Nihayetinde bu makinalar bir avuç şirket ve onların bir avuç ultra zengin sahibine ait. Geleceğin nasıl şekilleneceği yahut nasıl şekillendirileceği (daha doğru olarak) bir avuç insanın elinde. Doğası itibarıyla kar maksimizasyonu yapmak dışında bir hedefi olmayan bu bir avuç şirketin sahibi olduğu makinelerden çıkacak sonuçların insanlığın faydasına olacağını beklemek Eldorado'nın varlığına inanmakla eşdeğer. Özellikle son iki yılda yaşanan gelişmeler (makinelerin ve datanın mülkiyeti soruları) suni zekanın; sıradan ölümlüler için makinenin belirlediği ve manipüle ettiği bir hayat alanı içine hapsolmak sonra işsiz kalmak (önce milyonlarca beyaz yakalı işini kaybedecek) anlamına geldiğini işaret ediyor. Sonuç olarak dünyadaki her birey işlenecek bir metaya dönüşüyor, her bireyin düşünceleri, işi, varsa parası, umutları, hayalleri ve gelecek projeksiyonları büyük data tarafından işlenip satılacak.
TEORİNİN SONU MU?
Chris Anderson'un "And of Theory" adını taşıyan ve 2008’de Wired dergisinde yayınlanan makalesine göre "data; teorinin sonunu getirecek". Makalede Anderson yeni ideolojiyi data-ism olarak adlandırıyordu (Bu makale 2008 finansal krizinin hemen öncesinde yazılmış bu açıdan bir miktar suni iyimserlik içerdiğini dikkate almak gerekir).
Anderson, veri (data) okyanusunda her şeyin ölçülebilir ve şeffaf olduğunu öne sürüyor (ölçülebilirliği doğru ancak şeffaflık ağır bir tartışma konusu). "Bu ölçülebilirlik içinde ideolojik (bundan kasıt aslen anti kapitalist teori), bireysel taraflılık yahut duygusallığın yeri yok, o yüzden veri bize olağanüstü bir fırsat veriyor" diyor ve ekliyor "geleceği görmemiz, tahmin etmemiz artık mümkün" ilaveten "veri devrimi sayesinde geçmişi ve geleceği anlamak için artık olağanüstü bir olanağımız var", başka bir deyişle geleceği şekillendirmemiz mümkün demek istiyor.
Teorinin sonu aslen insanlığın sonu, teorinin sonu hayallerin, yaratıcılığın, umudun, isyanın sonu. Teorinin sonu iddiası Fukuyama'nın duvar yıkıldıktan sonra yazdığı 'End of History' tezine çok benziyor (şekil olarak). Fukuyama’nın tezi kapitalizmin nihai başarısı anlamına geliyordu ancak bu tez yıkıldı, teorinin sonu tezi nasıl bir sonla karşılaşacak bu tamamen kitlelerin göstereceği direnç ile ilgili. Makinenin ahlaki bir sorunu yok, matematik olarak faydalı olmayan her şey çöpe gidecek; bir kısım insanlık buna dahil. Bu makineler insanlar tarafından tasarlandılar, ancak sahipleri sınırsız bir zenginlik, iktidar ve güç pesinde olduğundan insanlığın büyük kısmı bu makinalar tarafından "harcanabilir kalabalık" olarak görülecek. Önümüzdeki 20 veya 30 yıl içinde makineler ve data tahminen uydulara taşınacak ve dünya hukukundan uzak kalacak.
DEV ŞİRKETLERİN İŞTAHINI KABARTIYOR
Microsoft kullanan herkesin ulaşabileceği suni zekânın (ChatGTP ve ChatGTP4) yarattığı çalkantı gezegenin her yanında bir seri tartışmanın başlamasına yol açtı. Suni zekânın insanlığın sonunu getireceği, eninde sonunda insanın önüne geçip gezegenin hakimi olacağı seklinde (genellikle) sürdürülen bu tartışmalar meselenin can alıcı noktalarını gözden uzaklaştırmak için adeta suni zekânın kendisi tarafından ustaca planlanmış hedef şaşırtma hamleleri gibi işlev görüyor.
Bugün yüzlerce suni zeka start-up'ı yatırımcıları mıknatıs gibi çekiyor. Son dört yılda beş büyük teknoloji şirketi 200'ü aşkın suni zeka start-up firmasını ya tamamen satın aldı ya da ağırlıklı hisse sahibi oldu. Google, Meta ve Microsoft başta olmak üzere teknoloji devleri kendi makinelerini her geçen gün daha da geliştiriyor. Bu makinelerin gücü kullandıkları kodlar veya gelişme kapasiteleri hep gizli (ticari sır). Ek olarak bu makinelerin tamamı dünyanın en zengin, en güçlü ve en dokunulmaz şirketlerine ait. Dönüp dolaşıp yine aynı noktaya geliyoruz; dün tekstil işleme makinelerinin sahipleri olanlar bu kez veri işleme makinelerinin sahipleri olarak karsımızda. Data artık dünyanın en değerli metası. Dünyada hiçbir devlet teknoloji devleri kadar geniş bir veriye ve olanağa sahip değil. Bu yüzden neo liberalizmin bile kendine göre bir hukuku ve ahlaki varken; makinenin böyle bir sorunu, prensibi ve ahlaki yok. Makinenin sahibinin elindeki güç kısa bir zaman içinde devletlerin hükümranlığını tehdit edip hatta yok etme kapasitesine sahip.
MİLYONLARCA KİŞİ İŞSİZ KALACAK
Şayet veriyi (datayı) bir tür üretim biçimi olarak ele alırsak, neredeyse sıfır maliyetle muazzam bir üretime sahip, üstelik 'aşırı üretim' sorunu yaşamayan, aksine aşırı üretimin kar marjlarını olabildiğince arttırdığı bir ortamın sahipleri bir avuç dev teknoloji şirketi.
Veri tekeli insanlık tarihinde hiç görülmemiş ölçüde muazzam bir değişimin temellerini atmakla meşgul. Mart 2023’te BBC'de yayınlanan bir habere göre bu gelişmelerin lineer bir aşama kaydettiğini varsayarsak, dünya çapında 300 milyon insan işini suni zekaya kaptıracak. Bu işlerin neredeyse tamamını beyaz yakalıların çalıştığı sektörler oluşturuyor.
Sıradan insanın var olan duruma itirazı (varsa şayet) isyankârlığı veya dünyayı değiştirme arzusu gibi rahatsız eğilimleri oluşursa ya da oluşma ihtimali doğarsa büyük data bunu önceden teşhis edebilecek (ediyor nitekim) ve ona daha ılımlı düşünceler, fikirler uzlaşmacı modeller içeren makaleler, alıntılar gönderecek. Arkadaşlarını değiştirmesini tavsiye edecek, şayet bir ilerleme sağlanamaz ise bu durumda bu şahıs işaretlenecek. İşinde problem yaşayacak, yeni bir işe giremeyecek, banka işlemleri zorlanacak kredi alması güç olacak, giderek hayat zorlaşacak bir noktada bu insan gereksiz bir nesneye dönüşecek. Dünyayı değiştirmek, isyan, başkaldırı ya da devrim daha düşüncesi bile oluşmadan makine tarafından yok edilecek.
1800’lerin makine kırıcıları aslen haklarını arayan çalışanlardı diyen Shoshana Zuboff (Gözetleme Kapitalizmi Cağında) çok haklı. Makineden yana olanların durumu İtalyan fütüristlerinin savaş öncesi vaziyetinden farksız. Ancak İtalyan fütüristleri savaş sonunda tarihe gömüldüler ama makinenin ve sahiplerinin hırs ve ihtirası fütüristlerin iyimser ve çocukça yaklaşımından çok farklı.
* Türkçesi "makineden tanrı" olan kavram Antik Yunan tiyatrosunda bir tanrıyı canlandıran karakterin bir vinç (machina) yardımıyla yukarıdan indirilmesi anlamında kullanılmaktaydı.
Kaynak: Haber Merkezi