Yangın yerinde altın madencisi ve jandarma yasağı
Cumhuriyet'ten Miyase İlknur, İzmir’de yanan bölgeye gitmek isteyenlere, altın madencisi Tüprag ve jandarma engelini yazdı.
İlknur'un yazısı şöyle:
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı dün İzmir Konak Meydanı’nda İzmirlilerle birlikte kutladık. Zafer Bayramı’nı İzmir’de kutlamak elbette çok anlamlıydı. Zira zaferimiz 30 Ağustos’ta kesinleştikten sonra 9 Eylül’de İzmir’in kurtuluşuyla dünyaya duyuruldu.
Konak’taki kutlamadan sonra görüştüğümüz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, geçen hafta yanan orman alanında halkın da katılımıyla büyükşehir belediye meclisini toplayacağını söyledi. Bu ilginç buluşmaya katılmak üzere biz de yollara düştük.
Yanan orman alanına gidilen en kestirme yoldan, yani Efemçukuru’ndan gittiğimizde jandarmanın “geçiş yasak” barikatını görünce dumura uğradık. Dönüp Efemçukuru’na ikinci yoldan gitmeyi denedik. Kavacık köyünün içinden geçtikten sonra orman yoluna saptığımızda bir delikanlı önümüze fırlayıp “Geçiş yasak hemşerim” demesin mi... “Neden” diye sorduğumuzda, “Yol kazılmış. Bana kimseyi gönderme” dediler diye yanıt verdi. “Seni buraya kim dikti?” dediğimizde verdiği yanıt ise “Bilmiyorum. Biri beni buraya dikti. Akşam yevmiyeni alacaksın dedi” oldu. Dinlemeyip devam ettik.
Gerçekten de yol kazılmıştı. Kazılan çukurun başında bir adam oturmuş öylece çukura bakıyordu, yanında da bir kepçe vardı. Yolu neden kazdıklarını sorduğumuzda “Dağdaki suyu dereye akıtması için boru döşüyoruz” dedi.
Bu kazıyı kimin yaptırdığını sorunca önce “Bilmiyorum”, sonra “Köyden birisi hayır için burayı yaptırıyormuş” dedi. Biraz daha üsteleyince de “Karayolları” yanıtını verdi.
Boru döşeme olayı da hikâyeden... Zira bu işi biraz bilenler, o çukura konulan 150’lik boru ile dağdan akan suyun dereye getirilemeyeceğini bilir. İlk yağmurda o 150’lik boru tıkanır. Ayrıca o borular gömleklenme işi olmadan döşenmez.
Sadece bir tane boru atılan çukur kazısı nedeniyle orman alanına destek için giden yurtaşların hepsi geri dönmek zorunda kaldı. Biz de dönerken yolda bir kamyonete doluşmuş köylüleri görünce durduk. Köy kooperatifinin başkanı olan kadın, telefonla görüştüğü kişiye “kendilerinin geçişi için çukuru geçici olarak kapamalarını” rica ediyordu. Görüşmesi bitince “Yolu bizim için açacaklar” müjdesini verdi. Kiminle konuştuğunu sorduğumuzda “Kiminle olacak, kazıyı yapan Kanadalı Tüprag şirketinin yöneticileriyle” dedi.
Demek ki kazıyı altın madencisi Tüprag şirketi yapmış. Köylülerle birlikte yeniden çukurun başına gittiğimizde gerçekten kapatılmış olduğunu gördük. Bu kez çukurun başında altın madencisi Tüprag’ın yetkilileri bulunuyordu. Köylülerin geçebileceğini ama bize izin vermeyeceklerini söylediler. Ama biz dinlemeyip o yoldan geçtik ve yanan orman alanına gitmeyi başardık.
Oldukça kalabalıktı. Gelenler iki yol kapalı olduğu Menderes yolundan tepeye çıkabilmişti. Peki, yanan orman alanın hemen altındaki Tüprag şirketi ve jandarma, geçiş yollarını o gün neden kapattı?
A şıkkı: Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli bu konunun yeniden gündeme gelmesini mi istemiyordu?
B şıkkı: Kanadalı Tüprag şirketi bu bölgeye halkın dikkatinin toplanmasını mı istemiyordu?
9 Eylül’de İzmir Yunan işgalinden kurtuldu ama galiba Kanadalı altın şirketlerinin işgali daha çok uzun sürecek gibi...