İsmail Saymaz İkizdere'de: 'Biz o kadar biber gazı yedik onların yanına mı kalacak?'
Taş ocağına karşı direniş sürerken İsmail Saymaz, Rize İkizdere'de vatandaşlarla konuştu.
Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, Rize'nin İkizdere ilçesinde Cengiz Holding tarafından taş ocakları kurulmak istenen İşkencedere'deki (Eski adıyla Eskencider) çevre kıyımını yerinde inceledi.
İsmail Saymaz'ın haberi şöyle oldu:
Vadi içinden ve derenin kenarından geçen eski patika yola vinç, dozer ve kamyon sokuldu. Köylülerin direnişi jandarma marifetiyle kırılırken, taş ocağı için yol açma faaliyetlerine girişildi. Ağaçlar kökünden koparıldı. Köyün içme suyunu sağlayan dereye hafriyat atıldı. Taş ocağı kurulduğunda bir dağ yok olacak.
Su çamurlu akıyor
Yurttaşların başlattığı direniş, dün itibariyle 74. gününü geride bıraktı. Vadi girişindeki çadırda başta Gürdere ve Cevizlik köylüleri olmak üzere İkizdereliler'in bekleyişi sürüyor.
Çadırın karşısındaki çay fabrikasının inşaatı Türk bayraklarıyla süslenmiş. Ve üzerine “Taş ocağına hayır, turizme evet. Bu güzel vadi yok edilemez” yazılı bir pankart asılmış. İnşaatın yanı başındaki yol, dereyi takip ederek, yokuş yukarı çıkıyor. Birkaç yüz metre sonra taş ocağı şantiyesi başlıyor. Girişte güvenlik oluşturulmuş. Jandarmalar önlem amacıyla bekliyor.
Şantiyede yol açma faaliyeti devam ediyor. Vinçler, dozerler ve kamyonlar çalışıyor. Ağaçlar kökünden koparılırken, hafriyatın bir kısmı dereye atılıyor. Deredeki şırıldama sesi bu noktada kesiliyor. Dere içme suyunu karşıladığı için köylüler sularının çamurlu aktığından yakınıyor. Köylüler bütün heybetiyle yükselen dağın yok olacağını anlatıyor.
Direnişe CHP'li milletvekilleri dönüşümlü şekilde destek veriyor. Dün nöbet sırası, Mehmet Bekaroğlu ve Uğur Bayraktutan'daydı. Bayraktutan, 17 Mayıs'ta kapanmanın son bulduğu gün olayı TBMM gündemine taşıyacağını vurguluyor. CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz de çadırdan ayrılmıyor.
Ocak kurulmayacaktı
Avukat Yakup Okumuşoğlu, İyidere Liman Projesi'nin ÇED raporuna göre, var olan ocaklardan taş alınması gerektiği halde yeni ocak kurulduğunu belirtiyor. “Taahhütlerine uymuyorlar. Halka bilgi vermiyorlar. Bir gece önce senin olan arazi acele kamulaştırma kararı ile sabah elinden alınıyor.” Okumuşoğlu, yönetmeliğe göre 25 hektarın üzerindeki şantiyede ÇED raporuna ihtiyaç duyulduğunu hatırlatıyor. Bu engeli aşmak için ruhsat alanının 24.9 hektalık parçalara bölünerek hülle yoluna gidildiğini belirtiyor. Okumuşoğlu, şöyle diyor: “Ağaçları koparıp dereye atıyorlar. Dere yatağını öldürdüler. Derede, endemik bir tür olan kırmızı pullu alabalık yaşar. Vadide geyikler, ayılar, domuzlar yaşıyor. Bu taş insan yaşamının olmadığı, doğal çeşitliliğin az olduğu yerden alınmalı.
O kadar gaz yedik yanlarına kalmaz
Kadınlar mücadelede en ön safta yer alıyor. Bilhassa vadi girişinde evleri bulunan iki elti: Ayşe ve Pervin Baş. Jandarmalarca gaz sıkılan iki kadın o günü hiç unutamıyor. Ayşe Baş “Ağzımıza gaz sıktılar. Boğazım tıkandı. Ölüyorum sandım. Herkes sürüne sürüne kaçtı” diyor. Baş, geri adım atmayacaklarını belirterek, “Direneceğiz” diyor. Pervin Baş da “Biz o kadar biber gazı yedik onların yanına mı kalacak?” diye kızıyor. İki elti suyun çamurlu aktığından, bitmek bilmeyen gürültüden şikayet ediyor. Tokat'ta yaşayan Nezire Okyar, ailesine destek için İkizdere'ye geldiğini ifade ediyor. Okyar “Biz Rize'den başka tatil yeri bilmeyiz. Ne Antalya, ne Bodrum biliriz” şeklinde konuşuyor.
Direnişe İkizdere Dernekler Federasyonu öncülük ediyor. Başkan Yardımcısı Musa Yılmaz, Gürdere ve Cevizlik köylerini içine alan bölgede üç projeye izin verildiğini kaydediyor. İkizdere'nin korunması gereken 254 vadiden biri olduğunu anlatıyor. 61 yaşındaki Ali Akyıldız doa emekli olduktan sonra köyüne dönmüş. İkizdere'nin AKP ve MHP'ye oy verdiğini anlatıyor. “Erdoğan oy istedi, verdik. ‘Tankın üzerine çıkın' dedi, çıktık. Projeyi iptal edeceğini düşünüyorum. Mücadele edeceğiz, yaptırmayacağız” diyor.
MHP'li belediye başkanı da taş ocağına karşı!
İkizdere'nin MHP'li Belediye Başkanı Hakan Karagöz SÖZCÜ'nün sorularını yanıtladı.
■ Bu doğru bir proje mi?
Değil tabi ki. Ham ve bakir bir vadi, yemyeşil bir alan. Taş alınacak… Sizce öyle mi? Nerelerden alınır? Kıraç yerlerden alınır. Burası iki köyün arasında bir vadi, iki köyün yaşam damarları var. Burada yılda 100 tonun üzerinde çay alınıyor. Organik vadidir İkizdere havzası. 6500 TL'dir çayın tonu. 8-10 ton bal üretiliyor. Deli bal… Bölgenin en güzel ve en verimli kestane balı üretiliyor.
■ Burada direniş gösteren insanlar…
Ben “Hak arayan insanlar” diyorum.
■ AK Partililer itiraz edenleri limana karşı olmakla suçluyor.
Devlet yetkililerinin geç müdahalesi güvensizlik oluşturdu. SR İnşaat diye bir firma ruhsat almış. Proje dosyasına sahte fotoğraf koyuyorlar. Halk uyandı. Davalar açıldı.
■ Hiç kimse “Belediye Başkanı'a soralım” demedi mi?
Yok, hiç kimseye sormadılar. Kaymakam Bey'e de sorduklarını zannetmiyorum.
■ Tuhaf değil mi?
Bizce de tuhaf. İki ay önce Cengiz Holding'in ortağı geldi. Anlattım. ‘Vadideki insanlarla, muhtarlarla konuşun, gerekirse evleri tek tek gezin' dedim.
■ Ne dediler?
“Başkan” dedi, “Senden yardım istemiyorum, bilgilendirmeye geldim.” Dedim ki, “Hoyratça girerseniz, karşılık bulursnuz. Ciddi bir direnç bulacaksınız.” Umursamadılar.
■ Sorun nasıl çözülecek?
Bana de ki “Ne olacak bu”, derim ki vazgeçsinler. Ama devletten aldığım intiba şöyle: “13 dönümde çalışacağız. Bir metre öteye çıkmayacağız. 16 milyon ton taş alacağız. İki yılda bitireceğiz. Üç yılda rehabilite edeceğiz.
■ İkna oldunuz mu?
İkna olmak zorundayım.