Erdoğan Toprak: Marmara Eylem Planı yandaşa ve Katar'a yeni kazanç kapısı
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, deniz salyasıyla ilgili iktidarın Marmara Eylem Planı'nı yorumladı.
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, iktidarın Marmara Eylem Planı’nın 7 ve 9’uncu maddelerinin gizlenen asıl amacı açığa çıkarttığını belirterek; “Katar ile Su Anlaşması’nın hedefleri bu planla hayata geçirilmektedir” dedi.
Erdoğan Toprak, iktidarın Marmara’da ölüm belirtilerinden sonra harekete geçtiğini, belediyeleri devre dışı bırakıp, ipleri eline almak istediğini dile getirerek şunları söyledi;
“Marmara denizinde ortaya çıkan müsilaj (deniz salyası) felaketi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ilan edilen Marmara Denizi Koruma Eylem Planı’nda yer alan iki madde asıl hedefin iktidarın yandaş müteahhitlerine ve Su Anlaşması imzalanan Katar’a yeni kazanç kapısı açmak olduğunu göstermektedir.
Ancak bu plan da İnsan Hakları Eylem Planı, Ekonomik Reform Eylem Planı, Yargı reformu Strateji Belgesi vb. gibi göstermelik ve acil çözüm gerektiren böylesine hayati bir çevre felaketinin çözümlerini gelecek beş yıla yayan bir vaatler manzumesinden ibarettir.
Bu süreçte iktidar, kazanç fırsatçılığı yaparak yandaş müteahhitleri ve Katar’ı devreye sokacak adımlar için Marmara’daki çevre katliamını istismar formüllerini hayata geçirme amacındadır.
Eylem Planı’nın 7’inci maddesi arıtılmış atık suların her yerde yeniden kullanımının artırılmasını içermektedir. Katar ile imzalanan Su Anlaşması’ndaki amaç, hedef ve işbirliği konuları ile 7. Madde örtüşmektedir.
Katar, deniz suyunu arıtıp (desalinasyon) kullanma suyu olarak şehir şebekelerinde kullanıma verdikten sonra, bu atık suların tekrar arıtılması ile su gereksiniminin büyük bölümünü karşılamaktadır. Katar’ın benzer tesisleri Türkiye’de kurması anlaşmanın amaçları arasındadır.
Eylem planının 7. maddesi Marmara sahillerinde ve kıyısı olan kentlerde deniz suyunun ve atık suların arıtılması için Katar’a kapı aralandığını işaret etmektedir. Muhtemelen Marmara ve Ege sahilleri Katar sermayesi ve fonlarıyla, iktidara yakın müteahhitlerin ortaklaşa kuracağı deniz suyu arıtma, atık su arıtma ve şehir şebekelerine kullanma suyu sağlama tesislerine tahsis edilecektir.
Planın 9’uncu maddesinde ise ‘Atık su arıtma tesislerinin yapımı ve işletilmesini daha hızlı ve kolay hale getirmek için kamu-özel işbirliği (KÖİ) modelleri hayata geçirilecek’ denilmektedir. KÖİ modeli, iktidarın kendisine yakın müteahhitlere kaynak ve servet aktarma mekanizmasıdır.
Ülkenin ve milletin geleceğini 3-5 müteahhide ipotek eden, kur artışlarıyla yükü sürekli kabaran bir modeldir. İktidar bu maddeyle yandaş müteahhitlere atık su ve arıtma tesislerinin finansmanı için hazine kefaleti ve 25-30 yıllık işletme süresince arıtılacak atık suya, metreküp başına dövize endeksli tarife garantisi vermeyi planlıyor.
Oysa bu yatırımların süratle yapılarak, arıtma tesislerinin devreye sokulması için öncelik, başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) olmak üzere, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Yalova, Çanakkale, Tekirdağ vb. çevre belediyelerin benzer kuruluşlarında olmalıdır.
Kentlerin altyapısının, kanalizasyon şebekesinin yenilenmesi, biyolojik artıma ve atık su sistemlerinin yeni yatırımlarla yaygınlaştırılması, güçlendirilmesi, halk sağlığı, çevrenin-doğanın korunması ve ülkenin çıkarları açısından doğru ve akılcı olan yol budur. İktidar bu planla belediyeleri devreden çıkartmayı, tüm ipleri ele almayı hedefliyor.
Marmara Belediyeler Birliği’nin davet edilmesi vitrin içindir. Elektrik, doğalgaz, akaryakıta, her ay zam yapan, vergileri katlayan iktidar ittifakı, 2 yıldır İSKİ’nin su ücretlerine zam talebini İBB meclisinde Cumhur İttifakı oylarıyla reddederek, İSKİ’nin maliyet artışlarını karşılamasını, yeni kaynak yaratmasını, yatırım yapmasını engellemektedir. Bu da iktidarın Marmara Eylem Planı’nda siyasi hesap peşinde olduğunu ve bu planın asıl amacının, yandaşlarına yeni kazanç kapısı açmak olduğunu göstermektedir”