Ziraat Mühendisleri Odası'ndan dikkat çeken rapor: Kanal İstanbul, balıkların sonunu getirecek
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi denizlerde azalan balık popülasyonuna dikkat çeken için bir rapor hazırladı
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nin balık popülasyonuna ilişkin hazırladığı raporda, Kanal İstanbul'un balıkların sonunu hazırladığına dikkat çekildi.
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi denizlerde azalan balık popülasyonuna dikkat çekmek için bir rapor hazırladı. Raporda 1967'den günümüze uzanan skalada çeşitli balık türlerinin yüzde 99'a varan azalmayla yok olma eşiğinde olduğunu ortaya koydu. Ziraat Mühendisleri Odası azalan balık popülasyonunu tetikleyen unsurların, denizlerdeki kirlilik, su ürünleri stoklarının aşırı tüketilmesi ve av yasaklarına uyulmamasına bağlıyor.
'YOĞUN BAKIM' ÇAĞRISI
Raporda deniz ekosisteminin kirlilik, yetersiz koruma önlemleri, planlama, kontrol, denetim ve yönetim eksikliklerinden dolayı ‘yoğun bakım’ alınması çağrısında bulunuluyor.
Rapora göre, önümüzdeki yıllarda denizlerde balık ve balıkçılık veriminde düşüşler yaşanması bekleniyor. Denizlerin ve balıkçılığın, deniz ekosisteminin sağlığı ve sürdürülebilirliğini temel alan bir anlayışla yönetilmediğine dikkat çekilen raporda; her geçen gün maliyetleri artan balıkçılık sektörünün ek yükler ile karşılaşacağı, balık fiyatlarında yaşanan artışların devam edeceği ön görülürken, balığın lüks tüketim maddesine dönüşme ihtimaline işaret edildi.
'İRADE NEDEN GÖSTERİLMİYOR?'
Denizlerde ve iç sularda yaşayan canlıların biyolojik özelliklerini, zamana ve mekâna bağlı dağılımları ile miktarlarına dair sağlıklı veriler olmadan balıkçılık politikalarının geliştirilemeyeceğine dikkat kesilen raporda; "Stoklarımızı, av filomuzu ve yetişmiş eğitimli insan kaynağımızı doğru yönetebiliyor muyuz? Denizlerimizi ve onlara akan akarsularımızı kirleten kaynaklara ‘İleri Arıtma’ zorunluluğu ve arıtılmadan veya yarı arıtılarak ‘Derin Deniz Deşarjını’ durduracak irade neden gösterilmiyor?" soruları soruldu.
'BALIK TÜRLERİ YOK OLDU'
Denizlerdeki 54 ticari stokun (omurgalı ve omurgasız türler) yüzde 85’inin aşırı avlanmış durumda olduğu belirtilen raporda; Marmara Denizi’nde yalnızca sardalya ve istavrit türlerinin stoklarının henüz aşırı avlanmaya maruz kalmadığı, Karadeniz’de ise sadece çaça stokunun sağlıklı ve maksimum sürdürülebilir ürün üretmeye elverişli durumda olduğu belirtildi. 1967-2016 yılları arasında Karadeniz'de 55 ticari türden 17'sinin yok olduğu, 17 türün ise tükenmek üzere olduğu ifade edilen raporda, Marmara Denizi'nde durumun daha kötü olduğu saptanarak, "19 adet yok olmuş tür ve ticari olarak soyu tükenmiş 22 tür (ticari türlerin yüzde 56’sı) bulunmaktadır" denildi.
Marmara Denizi ölçeğinde 1967'den 2016 yılına kadar olan aralığı ele alan araştırmaya göre, Uskumru, Kılıç, Kalamar, Çipura, Palamut gibi balıkların dahil edildiği listede türlerin yok olma eğilimi yüzde 90 ila 99 arasında.
KANAL İSTANBUL'A DİKKAT ÇEKİLDİ
Raporda, denizleri kirletecek, geri dönüşü olmayan sorunlar yaratacak mega projelerden vazgeçilmesi çağrısı yapıldı: "Marmara Denizi, Karadeniz ve Ege Denizi'ne çevresel etkileri bilimsel çalışmalarla kesin olarak saptanmamış ve deniz ekosistemini etkileyen balık popülasyonların da azalmaya neden olması beklenen Kanal İstanbul projesi ve dolgu, hafriyat deşarjı, sahil yolu inşası, liman, turizm yatırımları, kentsel gelişim projeleri, köprü, havalimanı, HES gibi acilen vazgeçilmelidir.
Raporun sonuç kısmında sorunun çözümüne ilişkin kalıcı çözümler üretilmesi gerekliliğine dikkat çekildi: "Marmara Denizi’nin yaygın kirliliğine neden olan ve kontrolsüz olarak birçok noktadan deşarj edilen evsel ve endüstriyel atıkların deşarj noktalarının tespiti, kontrol ve denetimlerinin yapılması ve ileri arıtma yöntemlerinin kullanılması zorunlu hale getirilmelidir."