Termik santrallerinin ağır faturası: 200 bin erken ölüm, 4.8 trilyon lira sağlık masrafı
Sağlık ve Çevre Birliği, Türkiye'de kömür tüketiminin insan sağlığına etkisine ilişkin hazırladığı raporun sonuçlarını yayınladı.
Türkiye'de faaliyet gösteren büyük kömürlü termik santraller, çevre kirliliğinin de en önemli faktörlerinden biri olarak değerlendirilirken; insan yaşamını da olumsuz etkiliyor.
200 BİN ERKEN ÖLÜMÜN NEDENİ
Türkiye’de kömür kullanımının sağlık maliyeti üzerine çalışmalar yapan HEAL (Sağlık ve Çevre Birliği)'nin “Kronik Kömür Kirliliği - Kümülatif Sağlık Etkileri Özel Raporu”, 1965 -2020 yılları arasında açılan ve halen 16 ilde faaliyette olan 50 MW’nin üzerindeki büyük kömürlü termik santrallerin insan sağlığına etkisini ortaya koydu.
Raporda, 55 yılda toplamda 4.8 trilyon lira sağlık masrafına neden olan termik santraller, yaklaşık 200 bin erken ölümün nedeni olarak gösteriliyor.
HEAL Türkiye Sağlık ve Enerji Politikaları Kıdemli Danışmanı Funda Gacal, raporun sonuçlarının açıklandığı basın toplantısında termik santrallerinin neden olduğu hastalıkları sıraladı.
''Türkiye'de kömür santralleri on yıllardır iklim değişikliğini körükleyerek, havayı kirletiyor'' diyen Gacal, ''Bu da erken ölümlere, astım, kronik bronşit veya kalp hastalığı gibi vakaların artmasına ve mevcut vakaların kötüleşmesine yol açarak sağlık yükü yaratıyor. Kömüre dayalı elektrik üretimi, karbondioksit ve hava kirletici emisyonlara neden olarak en büyük kirleticilerden biri'' ifadelerini kullandı.
ELEKTRİK ÜRETİMİNİN ÜÇTE BİRİ TERMİK SANTRALLERDEN KARŞILANIYOR
Elektrik üretimin üçte birinin termik santrallerden karşılandığını da belirten Gacal, ''2020 yılında elektrik üretiminin yüzde 34’ü kömürlü termik santrallerden sağlandı. Kömürlü termik santraller pek çok kronik ve akut hastalığın nedeni olmakta beraber kamu bütçesine de ciddi bir yük oluşturuyor. Türkiye’nin, 2021 yılının sonunda Paris İklim Anlaşması'nı onaylaması ve 2053 için net sıfır karbon hedefi koymasıyla, kömürden çıkışın en kısa zamanda gerçekleşmesi önem kazandı. Buna rağmen henüz kömür kullanımını sonlandırmak için bir tarih belirlenmiş değil. Türkiye, kömürlü termik santral kapasitesini iki katına çıkarma hedefini sürdürüyor'' diye konuştu.
TATİL CENNETİ DENİYOR AMA...
HEAL çalışmasına göre, tatil cenneti Muğla, kömür kaynaklı hava kirliliğinin yarattığı olumsuz sağlık etkisi ve maliyetinde en kötü karneye sahip il konumunda.
Bölge için yeni kömürlü termik santral planı yok ama işletmedeki üç kömürlü termik santralin neden olduğu sağlık sorunlarının ekonomik maliyeti 1.48 trilyon Türk lirasına tekabül ediyor. Bu da tüm Türkiye’deki termik santrallerin sağlık maliyetinin neredeyse üçte birini oluşturuyor.
İldeki sağlık uzmanları ve hekimler de konunun önemine dikkat çekerken, özellikle Yatağan’da solunum sistemi şikâyetiyle yatan hasta sayısının, daha iyi hava kalitesine sahip Muğla’dan iki kat daha fazla olduğu belirtiliyor.
Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Üyesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Sebahat Genç, konuya ilişkin şu uyarılarda bulunuyor: “Muğla’da kömürlü termik santrallerin havaya, suya, toprağı, dolayısıyla bölge halkının sağlığına zararlı etkilerini yıllardır görüyoruz. Bu konu uzun yıllardır gündemimizde ve çeşitli platformlarda dile getiriliyor. Yaklaşık 40 yıldır çalışan bu üç termik santralin artık emekliye ayrılma zamanı geldi. HEAL çalışması, Muğla bölgesinde kömürden çıkışın öncelik olması gerektiğini, yenilenebilir enerjiye hızlı ve adil dönüşüm yapmak zorunda olduğumuzu bir kez daha açıkça gösterdi.”