Ağaç kesimine karşı çıkan İkizköylülere hapis cezası
Muğla İkizköy'de maden ocağı için kesilmek istenen zeytinlikleri koruma mücadelesi veren yaşam savunucuları Gülören Demir ve Füsun Ergün'e mahkeme 6 ay 20 gün hapis cezası verdi. Avukat Kazım Yiğit Akalın yorumladı.
Muğla‘nın Milas ilçesinde bulunan İkizköy'de maden ocağı için ağaç kesimine karşı çıkan yaşam savunucuları Gülören Demir ve Füsun Ergün hakkında "kamu görevlisine mukavemet" iddiasıyla açılan davadan hapis cezası çıktı.
Davanın yedinci duruşması Milas 3'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada Demir ve Ergün ile avukatları hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan Gülören Demir, önceki ifadelerini tekrar etti. Demir'in avukatı Arif Ali Cangı ise müşteki G.B.'nin ifadesi sırasında kendilerine haber verilmesi ve soru sorma hakkının tanınması talep edildiği halde kendilerine haber verilmeden talimatla ifadesinin alındığını dile getirdi. Talimat mahkemesinin müştekiye maddi gerçeğin ortaya çıkarılması yönünde sorular yöneltmediğini ifade eden Cangı, müştekilerin ifadelerinin yeniden alınmasını talep etti. Olaya ilişkin tanıkların dinlenmesini ve dosyaya sundukları görüntü kayıtlarından bilirkişi raporu alınmasını da talep eden Cangı, bu talepler yerine getirilmeden müvekkillerinin cezalandırılması yönündeki mütalaaya karşı savunma yapmalarının mümkün olmadığını söyledi. Cangı, "Savunma hakkımızın güvence altına alınması için öncelikle taleplerimizin yerine getirilmesini daha sonra iddia makamından yeniden mütalaa alınmasını talep ediyoruz" dedi.
'JANDARMA ORANTISIZ GÜÇ KULLANDI, HAKARET ETTİ'
Füsun Ergün de önceki ifadelerini tekrar ederken, müşteki G.B.'nin kendisi hakkında yalan beyanda bulunduğunu ifade etti. Ergün, "Kendisini ittiğimi söyleyen kişidir, görüntülerde de bu hususun doğru olmadığı görülecektir. Jandarma olay günü bana orantısız güç kullanmıştır. G.B. bana hakaret ederek müdahalede bulunmuştur. Müştekinin beni darp etmesinin dışında kişilik haklarıma da saldırıda bulunmuştur" dedi. Ergün'ün avukatı Nehir Bilece de talimatla ifadesi alınan müşteki Z.'nin ifadesinin yeniden dinlenmesini talep etti. Müşteki G.B.'nin de dinlenmesi sırasında hem müşteki hem de tanıklar yönünden sanık müdafilerine tebligat bildirilmesini ve soru sorma haklarını kullanmak istediklerini dile getirdi.
SANIK FENALAŞTI, AVUKATLAR REDDİ HAKİM TALEBİNDE BULUNDU
Sanık Demir'in fenalaşması üzerine duruşmaya ara verildi. Bu sırada hakimin sanık Demir'e, "Bu kadar üzülmeyin bunun bir üst mahkemesi var" demesi dikkat çekerken, Demir adliyeye çağrılan ambulans ile hastaneye kaldırıldı. Aranın ardından Avukat Arif Ali Cangı, müvekkili Demir'e yönelik sözlerini hatırlatarak, "Hakimler görüşlerini kararlarıyla açıklarlar, bunun sonucunda ihsas-ı rey yasağı vardır. Mahkeme yargıcının yatıştırmak amacıyla da olsa henüz karar verilmemiş bir dosyada üst mahkeme yolunu göstermesi ihsas-ı rey niteliğindedir. Bu nedenle müvekkillerimizin adil yargılanma hakkı gereği olarak mahkemenin yargıçlık görevinden çekilmenizi, bu talebimiz yerine getirilmezse reddi hakim talebinde bulunacağımızdan başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın duruşmaya ara verilmesini talep ediyoruz" dedi.
Hakim ise bu talebi reddetti.
ADLİ PARA CEZASI VERİLDİ
Duruşmada yeniden mütalaa veren savcı ise sanık avukatlarının yaptığı bütün tevsii tahkikat taleplerinin ayrı ayrı reddedilmesini istedi. Sanıkların, "Birden fazla kişi tarafından birlikte görevi yaptırmamak için direnme" suçundan ayrı ayrı cezalandırılmasını isteyen savcı, ayrıca sanık Demir'in askerlere hakaret suçundan cezalandırılmasını da istedi.
Duruşmada kararını açıklayan mahkeme, Gülören Demir'e 'hakaret' suçundan 445 gün adli para cezasında arttırıma giderek 551 gün adli para cezası verilmesine, bu cezanın 11 bin 20 liraya çevrilmesine karar verdi. Ayrıca Gülören Demir ve Füsun Ergün'ün 'görevi yaptırmamak için direnme' suçundan 6 ay 20 gün hapis cezası verilmesine bu cezanın da 4 bin lira para cezasına çevrilmesine karar verdi.
"AÇIK BİR İHLAL"
Konuyla ilgili Gerçek Gündem'e konuşan Avukat Kazım Yiğit Akalın, şunları söyledi:
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun öncelikle irdelenmesi gerekir. Türk Ceza Kanunu’nun 265. maddesi ile düzenlenen bu suçun meydana gelebilmesi için, kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanılması gereklidir. Dolayısıyla kamu görevlisine karşı fiziksel güç kullanmayan ya da tehdide başvurmayan bir kişinin bu suçu işlemesi mümkün değildir. Gülören Demir’in iddiası, görüntülerde jandarma tarafından kendisine karşı orantısız güç kullanıldığının görüldüğüne ilişkindir. Bu iddianın doğruluğunun kabulünde, orantısız güce maruz kalan bir kişinin bu güce karşı koymak adına karşısındakini ittirmesinin meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Meşru müdafaa hükümleri uyarınca, haksız bir saldırıyı orantılı bir şekilde defetmek zorunluluğuyla işlenen fiillerden dolayı fail cezalandırılamaz. Dolayısıyla kendisine karşı jandarma tarafından orantısız güç kullanılan bir kişinin karşılık olarak jandarma personelini ittirmesi sebebiyle atılı suçtan cezalandırılmaması gerekmektedir.
Sanıklardan Gülören Demir’in fenalaşması üzerine hâkimin; “Bu kadar üzülmeyin, bunun bir üst mahkemesi var.” demesi ise açıkça ihsas-ı rey yasağının ihlalidir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerin varlığı halinde hâkimin reddi isteminde bulunulabilir ve bulunulmalıdır. Böyle bir beyanda bulunarak mahkûmiyet kararı vereceğini esasen yargılama sona ermeden açıklamış olan hâkimin, o andan itibaren davaya bakmayı sürdürmesi, anayasal güvence altındaki adil yargılanma hakkının açık bir ihlalidir.