Kanada Komünist Partisi MK üyesinden Kaz Dağları mücadelesine destek
Kanada Komünist Partisi MK üyesi Adrien Welsh, Kanadalı şirketin Kaz Dağları'nda çevre katliamına neden olmasına yönelik açıklamalarda bulundu.
Kanada Komünist Partisi’nin Merkez Komite Üyesi ve Kanada Genç Komünist Ligi Genel Sekreteri Adrien Welsh, Birgün Gazetesi'nden Ömür Şahin Keyif'e açıklamalarda bulundu.
Adrien Welsh, Kaz Dağları'nda direnenlerin yanında olanları desteklediklerini açıkladı.
Kazdağları’ndaki mücadeleye destek açıklaması yapan Kanada Komünist Partisi’nin Merkez Komite Üyesi ve Kanada Genç Komünist Ligi Genel Sekreteri Adrien Welsh, “Elimizden gelen desteğin en iyisini vermeye çalışacağız. Önümüzdeki federal seçimleri maden şirketlerinin kirli gerçeğini deşifre etmek ve onlara karşı mücadele edenlerle dayanışmak için kullanacağız” dedi.
EMPERYALİZMİN İYİ ÖRNEKLERİ
Dünyadaki tüm maden şirketlerinin yüzde 75’inin genel merkezinin Kanada’da olduğunu belirten Welsh, şunları söyledi: “Çeşitli minerallerin fiyatları Toronto Borsası tarafından belirleniyor. Yani dünyadaki doğal kaynakların yağmasından gelen paranın büyük kısmı Kanada üzerinden geçiyor. Maden şirketleri Kanada emperyalizminin en iyi örnekleri. Bu sadece Alamos Altın’dan oluşmuyor. Büyük bir sistemden bahsediyoruz. Kanadalı maden şirketlerinin tüm dünyada yaptıkları büyük bir skandal. Türkiye’de olanlar da bu skandallardan bağımsız değil. Bugün, Kanadalı başka bir maden şirketi, Burkina Faso’da işletme payını ödememek için altın kaçırmaya çalışırken yakalandı…”
Latin Amerika, Meksika ve Guatemala’daki örneklerden söz eden Welsh “Maden şirketlerinin anlaştığı özel güvenlik kuvvetlerinin, çoğu yerliler olmak üzere protestocuları öldürdüğünü biliyoruz. Kosta Rika’da halk şirketin faaliyetlerine karşı ayaklandı. Maden şirketleri çekildi. Fakat buna karşılık Kosta Rika devleti ağır cezalar ödedi” diye konuştu.
NEDEN MERKEZ KANADA?
Welsh’e göre, maden şirketlerinin Kanada’da toplanmasının iki sebebi var: Bunlardan biri madencilik operasyonu için en düşük standartlara sahip ülkelerden biri oluşu.
Diğeri ABD kadar büyük bir emperyalist ülke gibi görülmemesi. Welsh bu konudaki görüşlerin şöyle özetliyor: Şirketler yurt dışında bu ‘dost’ görüntüden faydalanıyor. Ancak son yıllarda onların gerçek yüzüyle ilgili bilinç artıyor. Türkiye’deki protestolar tüm dünyada Kanadalı maden şirketlerinin faaliyetlerine ilişkin farkındalığın artmasına katkısı sağlıyor.
Bu şirketler kendiliğinden teslim olmayacak, bizler ancak mücadele ederek kazanabiliriz. Türkiye’de gördüğümüz hareketlenme sadece Türkiye için değil tüm dünya için son derece önemli. Bu tür çok uluslu şirketlere karşı her kazanım işçi sınıfının çıkarına. Emperyalizmi de böyle yeneceğiz.”
O SÖZLER SÖMÜRÜNÜN KANITI
Welsh, Alamos’un CEO’sunun açıklamalarını da şöyle değerlendirdi: Türkiye’deki projenin Türk lirasının değeri ve yabancı işçilere ihtiyaç duyulmaması nedeniyle pahalı olmadığını, Türklerin taş taşımakta iyi olduklarını söyledi.
Bu emperyalizmin nasıl ırkçı olduğunu, emperyalistlerin gözlerinin insanı değil sadece hakim olabilecekleri pazarları, doğal kaynakları; sömürebilecekleri iş gücünü gördüğünün kanıtı.” Şirketlerin yatırım yaptıkları ülkelerin hükümetleriyle adaletsiz anlaşmalar yaptıklarının altını çizen Welsh, “Şirketler kâr etmezlerse yatırım yapmamakla tehdit etmeyi sever.
Böyle bir anlaşma Küba’da imkânsız mesela. Fakat küresel emperyalist zincirde rol oynayan ülkeler bu anlaşmaları yaparlar, çünkü bu ülkelerdeki hükümetler bu çokuluslu şirketlerin çıkarlarını temsil eder” diye konuştu.
KANADA'NIN ÇEVRECİLİĞİ BİR MİT
Kanada’nın ‘demokratik’ ve ‘çevreci’ bir ülke olduğu “bir mitten ibaret” diyen Adrien Welsh sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kanada hükümeti, uluslararası kameralar önünde ‘Bay Çevreci’ olarak görünmek istiyor. Hükümet, 2015’te seçilmesi sonrası ilk uluslararası gezilerinden birinde BM İklim Değişikliği Konferans’na katıldı. Seçim sonrası ilk faaliyetleri ise doğaya açıkça zararı dokunacak projeleri onaylamak oldu.
Bunlardan biri petrol boru hattının genişletilmesiydi. Uzmanlara göre sadece bu boru hattının genişletilmesi bile, konferansta belirtilen hedeflere ulaşmaya engel. Kanada’nın düzenlemelerin olduğu yeşil bir ülke olduğu bir mit.
Gerçekte Kanada da herhangi bir kapitalist ülke gibi, kârı yasa olarak belirlemiş, gücü büyük şirketlerin eline vermiş bir ülke.”Kanadalı Maden şirketlerinin tüm dünyada çevreye zarar verdiklerini belirten Welsh, bu şirketlerin Kanada’da da “faaliyet gösterdikleri bölgeden çekilmeden önce gerekli temizliği yapmadıklarını, bölgeyi rehabilite etmediklerini” belirtiyor.