Hüsnü Mahalli'den CHP'ye destek: Bu benim de hayalimdi
Korkusuz yazarı Hüsnü Mahalli, CHP'nin Suriye sorununa ilişkin İstanbul'da düzenleyeceği konferansa destek verdi.
Hüsnü Mahalli bugünkü "CHP harekete geçti" başlıklı yazısında, "CHP başarırsa Türkiye kurtulur. 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde büyük zafer kazanan CHP'nin çıtayı yükseltme zamanı gelmiştir." dedi.
Mahalli, "Düşünsenize Türkiye, Suriye, Irak ve İran liderleri bir araya gelecek önce kendi aralarındaki sorunları çözecek sonra da tek tek ülkelerinin sorunlarını çözmek için yardımlaşacak. Bu benim de hayalimdi." ifadelerini kullandı.
İŞTE O YAZI
Medyaya yansıyan haberlere bakılırsa CHP eylül ortalarında İstanbul'da Suriye ile ilgili konferans düzenliyor.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Muharrem Sarıkaya'ya söylediklerine bakılırsa Esad'ın temsilcileri de konferansa çağırılacak.
Gelirler mi?
Bence evet çünkü Esad birçok kez ‘Bizim Türkiye ve Türk halkıyla hiçbir sorunumuz yok' demişti.
Peki iktidar gelmelerine izin verir mi?
Sanmıyorum ama verirse Şam ile barışmanın yolları açılmış olur.
CHP büyük bir iş becermiş olur.
Çünkü gelecek yetkiliyle aracıya gerek kalmadan tüm sorunlar konuşulur, mucize olur ve sorunlar çözülme yoluna koyulur.
Bakalım CHP iktidar engelini aşıp Suriyeli yetkiliyi İstanbul'a getirtebilecek mi?
PYD'nin çağırılmayacağı toplantıda umarım IŞİD, NUSRA ve benzeri ruh hastası katil örgütlerin temsilcileri bulunmaz.
Savaşın ilk günlerinden itibaren CHP çok net ve doğru tavır alarak Türkiye'nin müdahalesine karşı koymuş ve bugün yaşanan sorunların ön teşhisini doğru bir şekilde koymuştu.
Eylül 2011'de Şam'da Esad ile görüşen CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ve CHP'li vekillerden sonra Kılıçdaroğlu her seferinde çok net ve bir o kadar sert açıklamalarda bulundu ve hala bulunuyor.
Kılıçdaroğlu ve diğer partilerin lider ve yöneticilerinin ağır eleştirileri AKP'yi durduramadı.
Hele MHP lideri Bahçeli ve Tuğrul Türkeş'in açıklamaları.
Bir tek cümleden dolayı yargılanıp hapis cezası alan biri olarak onların söylediklerini ben söylemiş olsaydım kesin bin yıl hapse atılırdım.
Politikacı oldukları için onlara bir şey olmuyor ama gazeteci olduğum için ben yargılanır içeri atılırım.
Diğerleri gibi.
Örneğin Eren Erdem.
Örneğin Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşları.
Can Dündar ve Erdem Gül.
Elbette başkaları da var.
Hepsi Suriye ile ilgili tutum ve söylemlerinden dolayı içerde.
Oysa iktidar CHP'yi dinlemiş olsaydı bugün hiç kimse içerde olmayacaktı ve bu ülkede hiçbir sorun yaşanmayacaktı.
Ama söylemek durumundayım:
CHP çoğu zaman söylemlerini eyleme dönüştüremedi ve hep çekingen davrandı.
20 Ağustos 2013'te kalabalık bir heyetle Bağdat'a giden ve büyük bir ilgiyle karşılanan Kılıçdaroğlu iktidardan çekindiği için Eylül'de Kahire'ye gidemedi ve Faruk Loğoğlu ile Osman Korutürk'ü yolladı.
Her iki gezinin devamı gelmedi.
Örneğin Şam, Tahran, Beyrut, Moskova, Washington ve başka yerlere gidilmedi.
Gidilmiş olsaydı Ankara'nın dış ilişkileri bu durumda olmazdı ve Türkiye'nin bölgedeki konumu çok daha farklı olabilirdi.
Ama olan oldu artık.
AKP'nin Suriye başta olmak üzere Arap Baharı politikalarından dolayı Türkiye içerde ve dışarda çok perişan durumda.
Kurtulmak için mutlaka bir yol olmalı, bulunmalı ve o yoldan gidilmeli.
CHP bu konuda yardımcı olabilir, olmalı ve bunun için harekete geçmeli.
CHP başarırsa Türkiye kurtulur.
31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde büyük zafer kazanan CHP'nin çıtayı yükseltme zamanı gelmiştir.
Küçük bir adımla koca dağlar bile aşılır.
İstanbul toplantısına bir Suriyeli geldi mi bu iş tamam.
Yalnızca toplantının başarısı için değil aynı zamanda bölgede yeni bir sürecin başlaması için.
İstanbul toplantısı başarılırsa büyük hedefe doğru önemli bir adım atılır:
OBİT.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun uzun süredir dillendirdiği Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı.
Düşünsenize Türkiye, Suriye, Irak ve İran liderleri bir araya gelecek önce kendi aralarındaki sorunları çözecek sonra da tek tek ülkelerinin sorunlarını çözmek için yardımlaşacak.
Bu benim de hayalimdi.
Bu nedenle 2011 öncesinde AKP'nin Suriye, Irak, İran ve bölge dostluklarına destek vermiştim.
Türkler, Araplar, Persler, Kürtler, Hıristiyanlar, Sünniler, Şiiler, Aleviler, Ezidiler ve bu coğrafyada yaşayan herkes dost olacaktı.
Dış müdahalelere izin vermeden.
Kendi sınırları içinde yaşayan hiçbir kesimi dışlamadan, görmezden gelmeden, haklarını çiğnemeden ve elbette üstünlük taslamadan.
Bir de zenginlikleri iyi değerlendirdik mi işte o zaman gel keyfim gel.
İşte o zaman her şey çok daha güzel olacak.
Yalnız İstanbul'da değil Tahran'da, ana gibi yar Bağdat gibi diyar'da ve Şam-ı Şerif'te.
..
Bayramla birlikte hepinize sağlık, esenlik ve onurlu yaşam diliyorum.