Arap Birliği, Türkiye’ye yaptırım uygulayacak mı?
Arap uzmanlar, Arap Birliği Dışişleri Bakanları’nın Kahire’de yaptıkları olağanüstü toplantının sonuçlarını değerlendirdi.
Arap Birliği Dışişleri Bakanları’nın Kahire’de yaptıkları olağanüstü toplantının sonuçlarını değerlendiren Arap uzmanlar, toplantıda Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü harekât dolayısıyla bu ülkeye karşı siyasi ve ekonomik önlemleri değerlendirme kararı verildiğini belirtti.
Sputnik’e konuşan Arap uzmanlar, Arap Birliği Dışişleri Bakanları’nın Kahire’de yaptıkları olağanüstü toplantının sonuçlarını ve Suriye’nin kuzeyinde yürütülen Barış Pınarı Harekâtı harekât dolayısıyla Türkiye’ye yönelik siyasi ve ekonomik yaptırımları uygulama olasılıklarını değerlendirdi.
Mısırlı strateji uzmanı Samer Gattas’a göre Arap Birliği’nden yapılan açıklamalar birbirileriyle çelişiyor. Suriye’deki terör örgütlerine özellikle Arap bölgesinden mali destek sağlandığına dikkat çeken uzman, ayrıca Türk ekonomisinin en büyük yatırımcıları olan Arap ülkelerinin, bugün Suriye tarafını tutarak Türkiye’nin harekâtını kınadıklarını kaydetti:
“Onların Suriye için gerçekten yapabilecekleri tek şey, bu ülkeyi Arap Birliği’ne geri almak. Zira Türkiye sınırına ordu yollamayacaklar, askeri zıtlaşma olmayacak, paralarını da Türkiye’den çıkarmayacaklar. Bir tek Suudi Arabistan Türk ekonomisine 134 milyar dolardan fazla yatırım yaptı”.
Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) ekonomi uzmanı Abdel Rahman el Tarifi ise ‘Arap ülkelerinin elinde Ankara’ya baskı yapabilecek mekanizmaların olmadığını’ vurguladı. Sputnik’e konuşan Tarifi, “Türkiye kendi ürünlerini Arap ülkelerinin çoğuna ihraç ediyor. Suudi Arabistan ve BAE oraya büyük yatırımlar yaptı. Paralarını geri çekseler de, bu yakınlarda Türk Lirası’nı desteklemek için 15 milyar dolar sağlayan Katar var. Dolayısıyla Türkiye’yi sadece Suudi Arabistan, BAE ve Katar var. Arap Birliği’nin diğer üyeleri ise ancak kararlar geçirebilecek güçte” ifadelerini kullandı.
Arap Birliği, kurucularından olan Suriye'nin üyeliğini savaşın başladığı 2011'de askıya almıştı. Son dönemde yeniden tesis eğiliminin ağır basmasına rağmen, bu konuda konsensüs sağlanamadı.
