Çin Başkonsolosu'ndan 'Vuhan'daki balık pazarı yeniden açıldı' haberlerine tepki
Çin'in İstanbul Başkonsolosu Cui Wei, 'Vuhan'daki balık pazarı yeniden açıldı' haberlerine tepki gösterdi.
Çin'in İstanbul Başkonsolosu Cui Wei, 'Vuhan'daki balık pazarı yeniden açıldı' haberlerine tepki gösterdi. Haberlerde Çin dışındaki bir yerin fotoğraflarının kullanıldığını belirten Wei, "Hem haber yanlış hem de fotoğraf yalandır" ifadelerini kullandı.
Çin’in Vuhan kentinde meydana çıkan ve hızla tüm dünya ülkelerine yayılan koronavirüs hakkında ve Çin’deki son gelişmeler hakkında bilgi veren Çin’in İstanbul Başkonsolosu Cui We, 'Vuhan'daki balık pazarının yeniden açıldığı' iddialarına tepki gösterdi.
"Tamamen Çin’in dışındaki bir pazarın fotoğrafı konularak 'Vuhan’daki bu pazar açıldı' deniliyor" diyen Wei, "Hem haber yanlış hem de fotoğraf yalandır" diyerek tepki gösterdi.
Wei, şöyle devam etti:
"Bir kısım insan Çin’de ne meydana gelirse, özellikle olumlu bir şey meydana gelirse memnun olmuyor gibi gözüküyor. Biz salgınla mücadele ederken ve büyün her şeyi Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile paylaşırken onlar bizi suçluyor. Vuhan’da kısıtlama tedbirleri aldığımız zaman bu insan haklarına aykırı diyorlardı. Biz ne yapsak eleştiriyorlardı" diye konuştu.
"AŞI 1 HAFTA ÖNCE DENENMEYE BAŞLANDI"
Geliştirilen bir aşının gönüllüler üzerinde denenmeye başladığını söyleyen Wei, “Aşı konusu yaklaşık 1 hafta 10 gün önce en hızlı geliştirilen aşılardan biri, gönüllülerde denenmeye başlandı. Şimdi klinik aşamanın bitmesi bekleniyor. Gönüllülerin klinik denemesi 5-6 ayı bulacak. Virüs çıktıktan sonra tedavi ve önlemenin ardından aşıların araştırmasına girdik” diye konuştu.
“SALGINA ÖZEL BİR İLAÇ DEĞİL”
En çok merak edilen ilaç konusunda bilgilendirmelerde bulunan Wei, virüs ortaya çıktıktan sonra 70 bin ilaç içerisinden iki ilacın etkili olduğunu tespit ettiklerini ifade etti. Wei, “Ulusal sağlık komisyonumuz salgın çıktıktan sonra her gün basın toplantısı yapıtı. Şimdiye kadar yapılan toplantılarda iki ilaçtan bahsettiler. İlki Chloroquine Phosphate. Eskiden sıtma tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. İkincisi de Favirpiravir. Biz bunları tavsiye ettik ve Dünya Sağlık Örgütü’ne de bildirdik. Favipiravir 2014 yılında çıktı. Japonya’da çıkan bir ilaç. Geniş kapsamlı antivirüs bir ilaçtır. O zaman tabii ki salgın yoktu. Bu ilaç salgın için üretilmedi. Salgından önce üretilen bir ilaç, salgına özel bir ilaç değil” dedi.
"BÜTÜN İLAÇLARI TEK TEK İNCELEDİK"
Wei sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ocak ayından beri mevcut olan ilgili bütün ilaçları tek tek inceledik. 70 bin ilaçtan bahsettiğim iki ilaç üzerinde odaklandık. Favipiravir çıktığı günden itibaren güvenlik konusunda çok sabit çok istikrarlı bir ilaç. Kullanımında da hiçbir yan etkisi olmamış bir ilaç. Bu ilaçla tedavi ederken karşılaştırmalı tedavi yaptık. Bir grup Favipiravir kullandı, diğer grup kullanmadı. Favipiravir kullanan grubun içerisinde 3 belirtinin etkisi daha belirgin şekilde azalıyor. Kullananlarda iki gün içerisinde ateş düşüyor. Kullanılmadığı zaman 4.2 günde düşüyor. Favipiravir kullanılan hastalarda nükleik asit 4 gün içerisinde negatife dönüyor. Diğerlerinde 11 gün içerisinde dönüyor. Favipiravir kullananların akciğer filmleri önce ve sonra olarak karşılaştırıldığında iyileştirme oranı yüzde 91. Favipiravir kullanmayanların akciğer filmlerine bakıldığında ise iyileşme oranı yüzde 66-67. Yani bu ilacın etkisi büyük ve yan etkisi çok düşük bir şekilde çıkıyor."
“VİRÜS BULAŞTIĞI ZAMAN SİZE HABER VERMİYOR”
Türkiye’deki gözlemlerini aktaran Başkonsolos Wei, “İşe giderken yine boğaz kenarında koşanlar, balık tutanları görüyorum. Buralar boş, ben de sağlıklıyım geleyim düşüncesi doğru değil. Sağlıklı olduğunu bilmiyorsun. Virüs bulaştığı zaman size haber vermiyor. Fakir, zengin, yüksek makam hiç fark etmiyor. Dışarı çıktığınız zaman riski artırıyor. Hükümet ne kadar iyi tedbir alsa da halkın da buna eş güdüm bir şekilde beraber uygulaması lazım. Sadece kendi için düşünmemesi lazım. Buralar şimdi boş, temiz ben eğleneyim diye düşünmemek lazım. Türk kamuoyunda bazı insanlar bunu pek iyi anlamıyor. 'Evde kal' ne demek. Sadece kendi güvenliğin için değil, aynı zamanda başkası için ve toplumumuz için. Her insan bu tehlikeli, riskli zamanlarda bütün topluluğu için yaşıyor” dedi.