Koronavirüse karşı aşı ve ilaç çalışmaları ne aşamada?

Dünyanın pek çok ülkesinde koronavirüse karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmaları devam ederken, aşının ve kesin bir tedavinin ne zaman bulunacağına dair açıklamalar farklılık gösteriyor.

Koronavirüse karşı aşı ve ilaç çalışmaları ne aşamada?

Dünyanın pek çok ülkesinde koronavirüse karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmaları devam ederken, aşının ve kesin bir tedavinin ne zaman bulunacağına dair açıklamalar farklılık gösteriyor.

BBC Türkçe'ye konuşan Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi'nde Doç. Dr. Urartu Şeker, tüm bilimsel aşamalardan geçerek seri üretime hazır hale gelen bir aşıyı geliştirmenin en az bir yıl süreceğini ifade ediyor.

Ankara Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi'nde (UNAM) çalışan Doç. Dr. Urartu Şeker, koronavirüs gibi bulaşı riski yüksek virüslere karşı aşı geliştirmenin 'birkaç ay içerisinde mümkün olduğuna' ilişkin açıklamaların 'gerçekçi olmadığını' söylüyor.

Aşı ya da ilaç geliştirmek neden uzun sürüyor?

Aşıyı ya da herhangi bir ilacı ürettikten sonra öncelikle pre-kilinik aşamanın ilk kısmı olan hücrelerde ve sonra hayvanlar üzerinde test edilmesi süreci başlar.

Örneğin bir kanser türü için test yapmak istediğimizde, insandaki tümörün aynısını o hayvanda oluşturmamız gerekir.

Koronavirüs için de genelde genetiği değiştirilmiş bir hayvan modeli oluşturmak ve kullanmak gerekiyor ki aşının bağışıklık sistemi cevabı oluşturup oluşturmadığı anlaşılabilsin.

Bu hayvan fare, sıçan ya da Çin'in COVID-19 sonrası bağışıklık testleri için kullandığı makak maymunları da olabilir.

Laboratuvar testlerinden sonra insan uygulamaları başlar ve uygulamalar aşının herhangi bir olumsuzluğunun olup olmadığına yönelik testlerden başlayarak, gerçekten işe yarayıp yaramadığına, beklenilen bağışıklık sistemi tepkisinin oluşup oluşmadığına kadar uzanan bir süreci kapsar.

Küçük bir insan grubuyla başlayan bu çalışmalar yüz binlerce insanın dahil olduğu çalışmalara kadar devam eder.

Koronavirüs özelinde aşıyı ürettikten sonra dünyadaki milyonlarca kişiyi aşılayacaksak, aşıyı seri olarak üretmek için büyük üretim merkezleri kurmamız gerekiyor.

Bunlara ek olarak aşı üretimi için gerekli tedarik zincirlerinin kurulması, gibi pek çok aşamanın da göz önüne alınması ve bunlar yapılırken hala sıklıkla üretilen aşıların, üretimini olumsuz etkilenmemesinin gözetilmesi gerekir.

Dünya bu zamana dek neden koronavirüs aşısı geliştirmedi?

Özellikle SARS için yapılmış, farklı stratejilerin denendiği aşı çalışmaları mevcuttu ancak bu çalışmalar sonuca ulaşıp ticari bir aşı oluşturma çalışmalarına kadar gidemedi. Belki elimizde SARS için yapılmış bir aşı hazır olsaydı bugün hastalıkla mücadelemizde büyük faydaları olabilirdi.

Bugüne dek olası koronavirüs enfeksiyon tehditlerine karşı çeşitli bilimsel çalışmalar yapıldı ancak bu çalışmalar dünyadaki siyasi otoriteler tarafından dikkate alınmadı.

2015 yılında Nature Medicine dergisinde yayınlanan bir çalışmada yer alan bir deneyde, SARS'ın etmeni olan koronavirüsün insan hücresine girişteki en etkili protein olan 'spike proteininde' meydana gelecek olan aminoasit değişiklikler sonucunda oluşacak bir enfeksiyonla nasıl mücadele edeceğinin araştırıldı.

Yarasalardan izole edilen koronavirüslerdeki yeni tip spike proteini, SARS etmeni önceki koronavirüse eklenerek bazı denemeler yapılıyor.

Bu yeni virüs üzerinde ilaçların bir kısmı çalışmadığı, deneme aşamasındaki aşının da o kadar etkili olmayabileceğine dair bazı öngörüler ortaya çıktı.

Buna benzer pek çok çalışma ya da izole edilen başka virüslerin genomik analizleri kullanılarak ciddi enfeksiyon öngörüleri yapıldı.

Dünyada hükümetler pek çok kere bilim insanları tarafından bununla ilgili uyarıldı ama gerekli önlemler alınmadı.

Ülkeler salgına karşı hazırlık yapmış mıydı?

İnsanlığın hızlı nüfus artışı ve vahşi yaşamı tahribatı düşünüldüğünde şu an yaşananlar insanlık için öngörülemez değildi.

2016 yılında kontrol altına alınan Ebola salgınında sonra Melinda-Bill Gates Vakfı tarafından da fonlanan ve kâr amacı gütmeyen "CEPI-Coalition for Epidemic Preparedness Innovations" adlı kurum aşı çalışmaları gibi konularda araştırmacılara destek olmak ve fon sağlamak amacıyla kuruldu.

Bu koalisyon şu an koronavirüs ile ilgili iki aşı çalışmasını öncelikli olarak fonladı.

Endüstri ortada hiçbir bir ihtiyaç yokken herhangi bir aşı çalışmasında bulunmaz, çok normal. Ancak hazırlıkları yapılabilirdi. Bir maskeye ulaşmak bile sıkıntılı hale gelmemeliydi.

Koronavirüslerin mutasyona uğradığında yaşanacak sorunlar deneylerle tespit edilmiş ancak görmezden gelinmiş.

Tam tamına üretime hazır bir aşı geliştirmek bir yana dursun, mevcut bilimsel çalışmalara rağmen hiçbir ön hazırlık yapılmamış olduğunu söylemek abartılı değil.

Koronavirüsün tedavisinde hangi ilaçlar kullanılıyor?

Toplumsal koruyuculuk için aşının önemini tartışmak dahi gereksiz ancak şu an birinci öncelik aşı değil ilaç ve tedavi yöntemleri geliştirmek olmalı.

Basit bir küçük molekül temelli ilacın üretilmesi bile çok uzun bir zaman gerektiriyor.

Bilimin iyi yanı, size net cevap verebilmesidir. Ancak kötü yanı ise bu net cevap çok uzun sürede ortaya çıkar.

Dolayısıyla şu an hastalarda, hali hazırda başka viral etmenlere karşı çalıştığı bilimsel olarak kanıtlanmış ilaçlar deneniyor.

Antiviral etkinliği olduğu bilinen Favipiravir, Remdesivir gibi ilaçlar da klinik denemelere alındı ve özellikle Remdesivir hakkında olumlu sonuçlar rapor edildi.

Benzer şekilde şu sıralar çokça adı geçen C vitaminin de kanıtlanmış herhangi bir etkinliği bulunmamakla beraber, ilgili bilimsel olarak etkinliği test ediliyor.

Bugün kontrollü olarak belirli aşamadaki COVID-19 hastalarında tıbbi protokoller dahilinde bu hidroksiklorokinin veriliyor ve etkinliği hakkında hala genel geçer bilimsel kanıtlar yok.

Pek çok yan etkisi bulunan bu ilacın koruyucu olarak kullanımının işe yaradığına dair herhangi bir bilimsel kanıt da olmamasına rağmen, ilaç bu amaçla da kullanılıyor.

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin resmî sitesinde şu an COVID-19'a yönelik beş yüzden fazla klinik test çalışması kaydı bulunuyor.

Bunların bir kısmının nedensellikten uzak bir biçimde ve ticari kaygılarla denemelere sokulduğu rahatlıkla görülebilir.

Bağışıklık artırıcı ürünler ne kadar faydalı?

Normalden farklı olarak çok fazla takviye alır, örneğin çok fazla bitki çayı içerseniz, bağışıklık sisteminize ait sinyal moleküleri uyarılmaya başlar.

Bu da sebepsiz yere bağışıklık sisteminizi alarma geçirebilir, dolayısı ile bağışıklık sisteminizin enfeksiyon durumunda gereğinden fazla bir etkinlik göstererek oluşan hiperenflamasyonun COVID-19 durumunda enfeksiyon bölgesine daha çok zarar vermesine neden olabilir.

Etiketler
Koronavirüs Türkiye