Türkiye'deki tren kazaları dünya ortalamasının üç katı
MMO Başkanı Yunus Yener, “Konvansiyonel hatlar ve YHT hatlarında bulunan sorunlar ile TCDD’nin yeniden yapılandırılması uygulamaları kazaların başlıca nedenidir ve Türkiye’deki ölümlü tren kazaları dünya ortalamasının yaklaşık üç katı üzerindedir” dedi.
Pamukova’da 16 yıl önce 41 kişinin ölümüyle sonuçlanan tren kazasıyla ilgili açıklama yapan Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, bu kazaya yenilerinin de eklendiğine dikkat çekerek, “Konvansiyonel hatlar ve YHT hatlarında bulunan sorunlar ile TCDD’nin yeniden yapılandırılması uygulamaları kazaların başlıca nedenidir ve Türkiye’deki ölümlü tren kazaları dünya ortalamasının yaklaşık üç katı üzerindedir” dedi.
Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, 22 Temmuz 2004 tarihinde 41 kişinin ölmesi ve 81 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan Sakarya’nın Pamuova ilçesindeki tren kazasına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, mühendislik ve teknik mükemmellik yaklaşımının terk edilmesinin yeni kazaları getirdiğini belirtti.
Yener, Pamukova’dan ders alınmaması nedeniyle 2018 yılında Tekirdağ Çorlu’da ve Ankara’da tren kazaları gerçekleştiğini hatırlatarak, bu kazaların sebeplerini şöyle sıraladı:
“2018 yılında Tekirdağ Çorlu’da 25 kişinin ölümüne 348 kişinin yaralanmasına ve Ankara’da sinyalizasyon eksikliği nedeniyle 3’ü makinist 9 kişinin ölümüne 47 kişinin yaralanmasına yol açan ‘kazalar’ akla ilk gelen olaylardır. Konvansiyonel hatlar ve YHT hatlarında bulunan sorunlar ile TCDD’nin yeniden yapılandırılması uygulamaları kazaların başlıca nedenidir ve Türkiye’deki ölümlü tren kazaları dünya ortalamasının yaklaşık üç katı üzerindedir.”
‘SİNYALİZASYON YATIRIMLARI İHMAL EDİLDİ’
“TCDD’nin yeniden yapılandırılması uyarınca kurum parçalanmış, altyapı ve işletmecilik bölünmüş, kamu hizmeti anlayışı yerine piyasacı yaklaşım benimsenmiştir. Mühendislik hizmetleri ve kriterleri terk edilmiş, altyapı ile bakım, sinyalizasyon, elektrifikasyon yatırımları ihmal edilmiştir. Bakım atölyeleri kapatılarak azaltılmış, taşınmazlar ve limanlar satılmaya başlanmıştır. Kurumun meslek lisesi, basım ve dikimevleri, çamaşırhaneleri, eczaneleri kapatılmış, hastaneleri elden çıkarılmış, birçok istasyon ve atölye kapatılmış ya da işlevsizleştirilmiş, birçok hizmet taşeronlardan alınmaya başlanmıştır.”
‘AZ PERSONELLE ÇOK İŞ’
“Güvencesiz çalışma biçimleri yaygınlaşmış, azaltılan personelle çok iş çıkarma benimsenmiş, siyasi ve ehil olmayan kadrolaşma yaygınlaşmıştır. Resmi plan ve programlarda artık özel sektör tren işletmeciliğinin geliştirilmesi ve Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanunu çerçevesinde özel sektörle birlikte demiryolu piyasası oluşturulmasına yönelik ikincil mevzuat çalışmalarından söz edilir olmuştur.”
Demiryolu taşımacılığının 1950’lerden itibaren yerini karayolu taşımacılığını bıraktığını kaydeden Yener, doğru bir demiryolu işletmeciliği ile bu taşımacılığın daha avantajlı hale gelebileceğini ifade ederek, şunları açıkladı.
“1950’de karayolu yolcu taşımacılığı oranı yüzde 49,9; günümüzde yüzde 88,9’dur. Karayolu yük taşımacılığı da yüzde 17,1’den yüzde 88,4’e çıkmıştır. Demiryolu yolcu taşımacılığı oranı ise 1950’deki yüzde 42,2’den yüzde 1’e; demiryolu yük taşımacılığı da yüzde 55,1’den yüzde 4,1’e gerilemiştir… Ulaşım güvenliğini etkileyen bütün hatların onarılması, ‘kaza’larda önemli rolleri bulunan elektrifikasyon ve sinyalizasyon gereksinimlerinin ivedilikle karşılanması; hizmet dışı bırakılan bakım-tamir atölyeleri ve bütün tesislerin yeniden işlevli kılınması; TCDD’nin parçalanarak işlevsizleştirilmesi, siyasi kadro atamaları ve her düzeydeki uzman kadro kıyımına/sürgününe son verilmesi gerekir.”