Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hacıyev: Cihatçıların Azerbaycan'a getirilmesi iddiası çok gülünç
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, Habertürk ekranlarında Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarına dair açıklamalarda bulundu.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, Dağlık Karabağ'daki son durumu Habertürk'e anlattı.
Hacıyev'in açıklamalarından tüm ayrıntılar şöyle:
Ülkemizin bu mücadelesinde kardeş Türkiye'nin her zaman desteğini gördük. Bundan Azerbaycan halkı çok memnundur. Başta sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere herkese teşekkürler. Bir millet, iki devlet olarak kardeşliğimizin ne kadar muhkem olduğunu gördük. Kardeş Türkiye ile Azerbaycan ile işbirliğini devam ettiriyoruz. Türkiye'nin morali ve siyasi destekleri Azerbaycan için çok önemlidir.
Neden bu zaman başgösterdi? Bu kadar tansiyonun yükselmesinin sebebi ne? Prosesi iki bölüme ayırıyoruz. Paşinyan dönemi ve Paşinyan öncesi dönem. Önceki dönemde savaş suçları olan insanlar var, Hocalı katliamı var. Biz Paşinyan'la farklı bir siyaset yürüteceğini elde etmek üzere, ateşkesi güçlendirelim, müzakerelerimizi devam ettirelim dedik. Maalesef ki Paşinyan iktidara geldikten sonra bunun tam aksini gördük. 'Karabağ Ermenistan'dır' diyerek prosesi sona erdirdi. Ermenistan'ın çok agresif bir askeri doktrinini gördük. Bu doktrin de Ermenistan yeni savaşları ve yeni toprakları. Mevcut Azerbaycan topraklarının yanısıra yeni topraklar işgal edilsin istedi. Biz bir karış Azerbaycan toprağını vermeyeceğiz.
Biz sahada da Ermenistan tarafından provokasyonları gördük. Ermenistan stratejik bir üstünlük elde etmek istedi. Ermenistan'ın iç politikasını gözardı etmemeliyiz. Paşinyan'ın iki ütopik vaadi vardı. İlki Ermenistan'ın ekonomik bakımdan kalkınmasıydı. Bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Kovid19'da Ermenistan'ı daha da gerginleştirdi. Bunun karşısında bir düşman yaratmak ve savaşa doğru giderek iç politikadaki gündemi değiştirmek maksatları vardı. İster iç, ister askeri, ister dış politikadaki proseslere bakıldığında Ermenistan'ın agresif politikasını görürsünüz. Ermenistan Azerbaycanlı sivillere zarar vermek istedi, yeni topraklar elde etmek istedi.
Ermenistan'ı anlamak için şu hat önemli. İşgal edilmiş topraklarda kanuni olmayan rejim, Ermenistan diasporası ve lobisi. Diasporanın Ermenistan'daki Ermenilerden çok daha sert olduklarını belirtelim. Fransa'da, ABD'de yaşayan Ermeni diasporasını kast ediyorum. Azerbaycan'ı ilk hedeflerden biri görürler. 21. yüzyılda Fransa'da, ABD'de yaşayan insanlar nasıl böyle bir düşünceye sahip olabilirler? Büyük Ermenistan denilen bir konseptleri var. Denizden denize büyük bir Ermenistan kurmalıyız. Diaspora da her fırsatta bunu dile getirirler. Denizden denize dediği Türkiye'nin arazileri de vardır. Karadeniz'den Akdeniz'i kast ederler.
Kardeş Türkiye ile her konuda olduğu gibi Diaspora ile ilgili istişarelerimiz bulunuyor. Geçen yüzyılda Ermeni lobisi çok fazla iş görmüş oldu. Ermenistan'ın soykırım yapmasına rağmen, sanki Azerbaycan yapmış gibi bir algı ortaya kondu. Azerbaycan'a yapılan yardımları durdurdular. Ermeni lobisi, Türk insanlarına nefret, tarihi kıssas konusu onları bir araya getirecek paydadır. Kardeş Türkiye'ye diasporadaki faaliyetlerle ilgili bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Ermeni lobisi yaşadıkları ülkelerin iç politikalarına hakimdirler. Mesela Fransa'da böyledir.
Rusya'nın bu proseste rolü elbette çok önemli. Rusya'nın prosesi yakından izlemesini görüyoruz. Bugün sayın Cumhurbaşkanımız ile Putin arasında bir telefon görüşmesi oldu. Rusya Cumhurbaşkanı ve danışmanı tarafından yapılan açıklamada, Rusya Ermenistan ve Azerbaycan'a aynı seviyeden bakıyor. Azerbaycan'ın Ermenistan'a karşı hayata geçerdiği savunmanın Azerbaycan sınırları içinde oludğunu kabul eder. Putin'in danışmanı Peskov'un açıklaması da Azerbaycan topraklarına vurgu yapıldı. Bir daha anlaşıldı ki bu Azerbaycan'ın haklılığını gösteriyor. Öte yandan çifte standart gösteren Fransa, Azerbaycan'la ilişkisine çok büyük darbe vurmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanımız hem Türk televizyonuna hem Rusya televizyonuna açıklamalarda bulundu. Türkiye hakkında da farklı fikirler söyleyenlere de cevap vermiş oldu. Sayın Cumhurbaşkanı savaş bittikten sonra Azerbaycan-Ermenistan arasında iki önemli aktör olması icap eder bu Türkiye ve Rusya olduğunu söyledi. Rusya, Türkiye işbirliğiyle biz bu prosesi halletmeliyiz. Bu coğrafyada, Hazar-Karadeniz coğrafyasında Rusya ve Türkiye'nin güvenlik hassasiyetleri var. Azerbaycan'ın isteği o ki, 30 yıllık sürede AGİT'in faaliyetine baktığımızda statüko saklandı, bir çatışma olmadığı söylendi. Bu proses de Ermenistan'ın işine yaradı. Barış kelimesinin arkasından izlendi. Oraya Lübnan'dan, Suriye'den Ermeniler getirdi. 30 yıldan bu yana hiçbir netice alınamadı. Yol haritası olarak herşey çok iyi idi. Azerbaycan topraklarından Ermeni askerleri çıkaracaktı.
Talebimiz odur ki, bugün AB, AGİT eş başkanları ateşkes çağrısı yapıyor. Ama ateşkes yeterli olur mu? Ateşkes imzalandı ve onun programı vardı. Azerbaycan işgal edilmiş topraklarından Ermeni askerlerin çıkarılması sözkonusuydu, bu gerçekleşti mi, hayır! Azerbaycan işgalden topraklarını kurtarmaya çalışıyor. Ateşkes Ermenistan'ın güçlerini topraklarımızdan çıkarcağına dair bir garantisi yok. Eğer ateşkese çağrılırsak, Ermenistan askerlerinin işgal edilen Azerbaycan topraklarından çıkarılması lazım. Bizim şartımız budur. Ermenistan kuvvetlerinin çekilmesi konusuna Karabağ da dahil. Bunun yol haritasının belli olması lazım. Bu haritanın çok net olması lazım... BM Güvenlik Konseyi'nin 853. kararında da hazırlanmıştı bu. Ermenistan yine de bunun hayata geçirmedi.
Hareketin özüne bakınca bir konunun altını çözmek lazım. Karabağ'da coğrafi şartlar çok ağır. Çok kolay olmayan bir coğrafyası var. Ermenistan orada 30 yıl orada bir sistem yaratmış. Bugünkü halde iki yönde bir güney Fuzuli ve Cebrail, Aras çayı boyunca işgalden kurtuldu. Fuzuli de onların istihkamları kurulmuştu. Yine de pozisyon savaşı orada devam etmekte. Kuzeyden Azerbaycan'dan Kelbecer'e giden bir stratejik yer. Oranın da tabii şartları çok ağır. Orada biz Sukavuşan'ı işgalden kurtardık. Ermenistan artık ön hatta lojistik destek vermekte çok ciddi problemler yaşıyor. Arkada olan sistemlerin çoğu dağıldı. Burada Rusya çok önemli. Bizim de anladığımız o ki, Rusya bu konularda rahatsızlığı var. Bu konularda en büyük desteği kardeş Türkiye'den aldık. Bugün Türkiye'nin net desteği Kafkasya'da herkese çok önemli mesaj vermiş oldu.
Azerbaycan ile kardeş Türkiye arasında geniş bir işbiriliği var. Azerbaycan'ın profesyonel ordu kurmasında kardeş Türkiye'nin büyük emeği vardır. Azerbaycan ile Türkiye arasında ortak tatbikatlar yapıldı. Türkiye'nın F-16 ile Azerbaycan Mig 29 uçakları birlikte uçtu. Herkes şunu gördü ki, Azerbaycan'a bir şey olursa karşılarında Türkiye'yi göreceklerdi. Bu olayda kardeş Türkiye'yi üçüncü bir taraf olarak göstermek Ermenistan propagandasından başka bir şey değil. Ermenistan'ın iki uçağı havalanmıştı, savaş uçakları. Amaçları Azerbaycan'a gelip köylerimizi bombalamak. Bunların uçakları havada çarpıştı. Bu sefer de bunu Türkiye'nin yaptığını söylediler. Biz bu olayı aydınlattık ve Ermenistan karşısına koyduk. Bu konuda dezenformasyon, kara propaganda yapılıyor.
Biz son ana kadar ümidimiz vardı, bu konuyu barışçı yollardan halledebiliriz diye stratejik sabır gösterdik. Minsk grubunda müzakerelere katıldık ama maalesef olmadı. Paşinyan'ın 'Karabağ Ermenistan'dır nokta' demesi bizi tam olarak bu müzakerelerde ümit olmadığını düşündürdü. Azerbaycan 30 yıldan sonra karşı taarruzu neden hayata geçirdi? Azerbaycan'ın özgüveni arttı. 30 yıl önce profesyonel askeri gücümüz yoktu. Ermenistan çok hazırlıklıydı, her bir yerden destekleri vardı, Azerbaycan hazır değildi. Çünkü Rusya gerekli askeri sistemi kurdurmamıştı. 2016 yılında çok küçük bir operasyonla Sarkisyan hattı dedikleri yeri darmadağın ettik. Bugünlerde Azerbaycan'da özgüven çok yüksektir. 2 milyon Ermenistan, Azerbaycan 10 milyon. Ekonomi ve askeri gücüne baktığınızda Azerbaycan'ın özgüveni arttı. Kardeş Türkiye'nin aktif olarak katılımı Azerbaycan'ın gücünü arttırır. Kardeş Türkiye'nin gücü bizim gücümüz.
Kardeş Türkiye ile Azerbaycan arasında 30 yılı aşkın olan işbirliği kendisini göstermekte. Bugün Azerbaycan'ın çok başarılı bir silahlı kuvvetleri var. En önemlisi tabii ki insan faktörü. Azerbaycan askeri ve subayı kardeş Türkiye'nin eğitim sistemi esasında kuruldu. Onlar ilk olarak Türkiye'de askeri okullarda eğitim gördü. Bunun arkasında teknoloji sistemleri ve tatbikatları. Türkiye SİHA'ları Azerbaycan tarafından kullanılmaktadır. Bu Azerbaycan'ı çok mutlu ediyor. Türkiye teknolojik yeniliklere imza atıyor. Biz de bu konuda özgüvene sahibiz. Azerbaycan'a Avrupa ülkelerinden ambargo var. Bizim güvencemiz de kardeş Türkiye'nin teknolojik birikimidir. Türkiye artık silahları kendisi yapmaktadır, Azerbaycan da buradan alabilir.
Fransa'nın Azerbaycan'a karşı 90'lı yıllardan bu yana çifte standart uyguladı. Burada esas faktör Fransa'daki Ermeni diasporası. 1997'de Allah rahmet eylesin, Azerbaycan halkının lideri Haydar Aliyev, Fransa olarak Ermenistan'ı taraf tutuyorsunuz, nasıl objektif olabilirsiniz? Macron da iç siyasette Ermeni lobisinin oylarına, maddi güçlerine ihtiyacı var. Kardeş Türkiye'nin Azerbaycan'ın yanında olması Fransızların ilgisini çekiyor. Bizim için Fransa sıradan ülkelerden biri. Bu coğrafyada bize bir şey dikte edecek durumda değil. Bu coğrafyada Rusya ve Türkiye var.
Güney Kafkas coğrafyasında bir bağımsızlığın, güvenliğin olması Rusya'nın da çıkarınadır. Güney Kafkasya'da güvenlik olmadığı takdirde, güvensizlik coğrafyası daha genişleyebilir. Karabağ konusunun sürekli bir çözüme kavuşturulması lazım. Burada problem Ermenistan. Formül olarak Rusya-Türkiye konteksinde problemin köküne inerek hallollaması. 30 yıldır bunun halledilmesi istenmedi. Azerbaycan toprakları işgal olmuş, çifte standartlar var. Aslında Ermenistan'a diplomatik, politik baskı yapılsaydı Ermenistan da taahhütlerini yerine getirmiş olurdu. Ermenistan kendi üzerinde politik ve diplomatik bir baskı hissetmedi. Strateji buydu, burada topraklarını yitiren taraf Azerbaycan'dı.
Nahçıvan'ın hassas durumu var. Ermenistan tarafından tecrit edilmiş, kara yoluyla bir çıkışı yok. Tansiyon yükseldiğinde Nahçıvan'ın hedef olacağını düşünüyorduk. Nahçıvan, Azerbaycan Anayasası'nda tespit olmuş bir statüsü var bu da otonomidir. Nahçıvan'da Türkiye'nin garantörlüğü de sözkonusu.
Ama halihazırda bugünün konusu değil.
Türkiye'nin masada olması Azerbaycan'ın olmazsa olmazıdır. Türkiye'nin net, kati siyasetiyle biz gurur duyuyoruz.
Son günlerde İran'dan Azerbaycan'a destek veren mesajların geldiğini görmekteyiz. Velayeti tarafından bir açıklama yapıldı. Bu açıklamalardan Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne destek vardı. Bunu pozitif ve kıymetli değerlendiriyoruz. Suriye'den cihatçıların Azerbaycan'a getirilmesi iddiası çok gülünç. Çünkü bizim kimseye ihtiyacımız yok. Ayrıca o gelenlerin bu coğrafyada nasıl iş yapacakları ayrı konu. Bu konu Macron tarafından gündeme getirildi. Bizim elimizde artık kesin deliller var ki PKK terör örgütü işgal edilmiş Azerbaycan topraklarındadır. Orada bir uyuşturucu hattı olduğunu yıllardır söylüyoruz. Bugün ASALA Türk diplomatlarını şehit etmiş örgüt. ASALA da işgal edilmiş Azerbaycan topraklarında.
Bizim elimizde kesin bir istihbarat var. Ermenistan'ın Irak Büyükelçisinin yaptığı görüşmeler vardı. Ermenistan istihbarat yetkilileri Irak'a gelerek PKK örgütleriyle gizli görüşmeler yapmışlardır. Onları aileleri ile birlikte getirip Kelbecer'e yerleştirmek ve onları Azerbaycan'la savaşta kullanmak. 100 tane PKK'lı Karabağ'a getirdiler. Onlar arasında telsiz konuşmaları bizim tarafımızdan deşifre edildi. Biz onların Arapça konuşmasında Suriye Arapçasını tespit ettik.
Bugüne kadar gördüğümüz o ki, Rusya süreci başından bu yana izliyor. Rusya'nın rahatsızlığı normaldir. Ermenistan burada Azerbaycan'ı yeni bir provokasyona çekmek istedi. Ermenistan'dan Gence'ye ve elektriğin yüzde 35'ini veren santraline saldırı düzenlediler. Bu konuda sabır gösterdik. Ermenistan'ın işgal ettiği topraklarındaki hedefleri nötralize ettik. Rusya'nın açıklamalarına baktığımızda onlar tarafından da bu durumun takip edildiğini görüyoruz. Karabağ Ermenistan toprağı değildir. Rusya'nın süreci yakından izlemesi ve barış süreci olacaksa Rusya ve Türkiye'nin bu konuda taraf olarak görürüz...
Sayın Cumhurbaşkanımız Ermenistan'ı terörist devlet olarak nitelemesinin birincisi ideolojik nedendir. Ermenistan'ın bir generali kardeş Türkiye ve Azerbaycan'a karşı soykırım yapmış, 2. Dünya Savaşı'nda Hitler'in generali olmuş. Dinle etnik kimliği biraraya getiren bir Nazist ideoloji. Ermeniler dünyanın en büyük halkı ve bunun karşılığında Türk insanından nefret idelolojisi. Okul kitaplarında ve üniversitelerde bu ideloloji yer alıyor. Ermenistan'da terör kültürü var. ASALA'ya bakalım Türk diplomatlarını katletti. Hocalı'ya bakalım aynı mantıkla hareket edilmiştir. Sarkisyan Ermenistan Cumhurbaşkanı iken Hocalı'da kendisi itirafta bulunmuştu. Ermenistan'ın terör siyasetidir bu. Bugün de aynı şey var. PKK, ASALA, Suriye'den getirilen teröristleri gözledik. Bunlar genel olarak Ermenistan'ın terör mahiyetini gösteriyor. Sayın devlet başkanımız Aliyev bunu kast etti.
Azerbaycan'ın haklı savaşına yapılan kara propagandadır bu. Azerbaycan teröristlere, yabancı askerler konusunda kesin bir siyaseti vardır. Biz onlara karşı çok mücadele yaptık. Suriye'de savaşan Selefi Azeri cihatçı kişiler Azerbaycan'a geldikleri takdirde hapise alınmalıdır dedik. Onları Azerbaycan'da hapis bekliyor. Hapise alınır ve kanun karşısına çıkarılır. Bu siyasetimiz kesindir.
Azerbaycan'da Ermeniler vardır. Sayıları 30 bin kadardır. Ermenistan'ın arazisinde bir tane Azerbaycanlı kalmamıştır. Burada total olarak etnik temelli siyaset hayata geçirilmiştir. Orada bizim kültürümüzü mahvetmiştirler. Azerbaycan halkına, Türk halkına mahsus mescitlerimiz vardı, onları da mahvetmişlerdir. İnsanlardan temizlenen bir toprak konseptiyle yanaştılar onlar. Karabağ'da bir tek Azerbaycanlı kalmama siyasetini harekete geçirdiler. Karabağ'da Azerbaycan'ın çok zengin bir kültürü, İslam medeniyetine ait abidelerimiz vardır. Mescitlere domuzları koymuşlardır. İşgal edilmiş topraklardan 1 milyon 200 bin insanı kovmuşlardır. 700-800 insanın oralara geri dönmesi lazım. Bu da büyük bir altyapı sorununu beraberinde getiriyor. Orada taş üstünde taş kalmamış. Biz orayı sıfırdan yeniden kurmamız lazım. Karabağ'da Ermeni toplumu da var. Biz onların hukukunu da inkar etmiyoruz. Azerbaycan vatandaşı olarak yaşamak isterlerse memnuniyetle kabul ederiz, ama zorla hiçbir şey yapmayız. Karabağ'da 1 milyon insanı hayattan mahrup etmişler.
Kardeş Türkiye basınına, Habertürk başta olmak üzere TRT, CNNTÜRK, ATV ve ismini zikretmediğim diğer medya grubuna teşekkürler. Habertürk'e bu fırsatı verdiği için teşekkürler. Basının her iki tarafın fikrine yer vermesi lazım. Objektif olunması lazım. Azerbaycan haberlerini vermiyorlar ama Ermenistan haberlerini şişirilmiş formatta veriyorlar. Kardeşim Fahrettin Bey (Altun) ve İbrahim Bey'le (Kalın) bu konuları müzakere ettik. Azerbaycan-Türkiye basın mensuplarını biraraya getirerek ilişki ağımız olsun. Hem Türkiye hem de Azerbaycan'a karşı kara propaganda var ve bu devam edecektir.
Tohuz'da başveren olay Ermenistan tarafından hayata geçirilen provokasyonun başlangıcıydı. Dağlardaki yükseklikleri ele geçirmek ve Ermenistan stratejik olarak TANAP, TAP, Bakü-Tiflis projelerinde kontrolü ele geçirmek gibi bir fırsat ele geçirecekti. Bunun devamı olarak aynı şekilde biz Ermenistan'ın yeni provokasyonunu gördük. Bakü-Ceyhan boru hattının 10 kilometre yakınına füze düştü, Ermenistan'ın bir füzesi de elektrik santraline düştü. Bu provokasyonların Bakü-Tiflis demiryolu, TANAP, TAP projeleriyle ilintisi olmaması imkansızdır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde hukukin siyasileşmesini gördük. Bununla yüzleşmiş olduk. Bugün de Ermenistan, Azerbaycan'a taarruz yapmasına rağmen. Ermenistan'ın suçları hem askeri hem de savaş suçlarıdır. Sivil insanlara, evlere füze darbeleriyle çok ciddi saldırılarda bulundular. Biz elbette bunu AİHM'e götüreceğiz ama orada ne kadar adaletli davranılacağı merak konusu.
Birinci kardeş Türkiye'nin desteğini her zaman gördük, bugün de görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, kardeşlik ve kesin desteğini her zaman gördük. Azerbaycan caddelerine bakarsanız her zaman Türkiye ile Azerbaycan bayrakları birliktedir. 1918'de Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettiğinde kardeş Türkiye I. Dünya Savaşı'nın zorluklarına bakmayarak kardeşlerinin yardımlarına geldi. 100 yıl sonra da her iki ülkenin Sayın Recep Tayip Erdoğan'ın bilge iştirakiyle aynı şeyleri yaşadık. Azerbaycan da her zaman Türkiye'nin yanındadır. Akdeniz konusunda da Azerbaycan görüşlerini bildirdi. Yunanistan bundan hiç memnun olmadık. Hatta Yunanistan Büyükelçisini Azerbaycan'dan geri çekiyormuş. Bu tabii ki onların kararı. Burada kardeş Özbekistan'ın desteğini zikretmeliyim. Kardeş Türk Cumhuriyetleri'nin desteklerini bekliyoruz tabii ki...
Teşekkür ediyorum. Stüdyodaki kardeşlerime teşekkür ediyorum. Çok güzel sorular sordunuz. Habertürk'e özellikle teşekkür ediyorum. Rahmetli Haydar Aliyev'in dediği gibi 'Bir millet iki devletiz'. Allah bütün şehitlerimize rahmet eylesin.