Deniz hukuku uzmanı Çağlar Coşkunsu: Arama yasadışı
Deniz hukuku uzmanı Çağlar Coşkunsu "Ben aramanın yasadışı olduğunu ve bundan kaynaklanan zararlar varsa, gerekli diplomatik kanallardan bunun yöneltilmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Yunan bir komutan tarafından sevk ve idaresi gerçekleştirilen İrini Harekatı'nda görevli bir Alman firkateyni, Türkiye'den Libya'ya muhtelif maddeler taşıyan Türk bandıralı Roseline A gemisini Doğu Akdeniz'de durdurarak, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde saatlerce aradı.
Demirören Haber Ajansı(DHA)'na değerlendirmelerde bulunan deniz ve sigorta hukuku uzmanı Avukat Çağlar Coşkunsu, "Gemi kalkarken Libya'ya gittiğini beyan etmiş olabilir fakat sadece Libya'ya gitmek, gemi üzerinde arama yapılması için makul şüphe ya da makul bir neden vermemektedir. Bu sebeple ben aramanın yasadışı olduğunu ve bundan kaynaklanan zararlar varsa, gerekli diplomatik kanallardan bunun yöneltilmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.
"ARAMA YAPILMASI İÇİN MAKUL ŞÜPHENİN OLMASI BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR"
"Öncelikle bu aramanın hangi kapsamda yapıldığını ya da yapılmak istendiğini belirtmek isterim" diyen Coşkunsu, "Avrupa Birliği (AB), Geçtiğimiz Mart ayında bir operasyon başlattı ve o operasyonun ismini de İrini olarak koydular. Bu operasyon çerçevesinde, aslında BM'nin 2011 yılında aldığı Libya'ya yönelik bir silah ambargosunun uygulanmasına yönelik olduğu söyleniyor. Tabii ki 2011 yılında silah ambargosu Güvenlik Konseyi kararınca Libya'ya uygulandıktan sonra, BM daha sonraki yıllarda bunu yineleyen bir takım kararlar aldı. En son 5 Haziran 2020'de, Libya'ya karşı silah ambargosunun uygulanması, bunların denetlenmesi ve hatta açık denizde gemilerde arama yapılmasına fakat makul bir şüphe var ise yapılmasına yönelik yeni bir karar aldı. Burada yasallık ve yasadışılık noktasına baktığımızda, makul şüphenin varlığı çok büyük önem arz etmekte. Elbette bazen gerektiren hallerde açık denizde müdahalenin bir takım sınırları vardır fakat makul şüphenin olması, öncelikli şart olarak önümüzde duruyor" diye konuştu.
"AÇIK DENİZLERİN SERBESTLİĞİ İLKESİNE AYKIRI HAREKET EDİLDİ"
Daha önce Fransız savaş gemisinin de yine başka bir Türk gemisine ya da Türk menfaatlerinin olduğu bir gemiye yönelik teşebbüsü olduğunu ifade eden Coşkunsu, "O zaman gemiye refakat eden bir Türk donanma gemisi olduğu için, bu çaba sonuçsuz kalmıştı. Dolayısıyla o gemide inceleme yapılamamıştı fakat maalesef şimdi Roseline A gemisi özelinde baktığımızda, gemiye askerlerin indiğini ve 'Açık Denizlerin Serbestliği' ilkesine aykırı bir davranışta bulunduğu ve benim gördüğüm kadarıyla makul bir şüphenin olmadan bu aramanın yapıldığı anlaşılıyor" ifadesini kullandı.
"GEMİNİN VARIŞ LİMANININ LİBYA OLMASI MAKUL ŞÜPHE DEĞİLDİR"
Bir geminin bir limandan kalkması ve varış limanının Libya olmasının, makul şüphenin olduğu anlamına gelmediğinin altını çizen Çağlar Coşkunsu, "Gemi kalkarken Libya'ya gittiğini beyan etmiş olabilir fakat sadece Libya'ya gitmek, gemi üzerinde arama yapılması için makul şüphe ya da makul bir neden vermemektedir. Bu sebeple ben aramanın yasadışı olduğunu ve bundan kaynaklanan zararlar varsa, gerekli diplomatik kanallardan bunun yöneltilmesi gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'YE KARŞI SÜREKLİ TEŞEBBÜSLER VAR"
AB'de bu konuda bir konsensüs olmadığını da kaydeden Coşkunsu, "Mesela Malta'yı, deniz hukukunu bilmeyenler küçük bir ülke olarak görebilir ama Malta gemi sicili dünyanın en büyük gemi sicillerinden biridir. Malta bayraklı birçok gemi dünya denizlerinde seferde bulunmaktadır. Ve Malta özellikle bu operasyona karşı çıktı. Hatta bu operasyonun bütçesine karşı veto oyunu kullanmak istediğini beyan etti. Dolayısıyla AB'de de bir konsensüs olduğunu söyleyemeyiz. Şimdi birazcık ironi olacak ama 'İrini' Yunanca 'Barış' demek. Ama gördüğüm kadarıyla pek barışa yardımcı olan bir operasyon değil. Çünkü genel algı sanki bunun Libya'ya ambargoyu denetleyen genel bir operasyon değil de Türkiye'ye karşı, Türk menfaatlerine karşı sürekli bir takım teşebbüsler olduğunu gösteren emareler var. Bu endişe verici" dedi. (DHA)