Dünya Sağlık Örgütü’nden Türkiye röportajı açıklaması

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye ofisinden Dr. Irshad Ali Shaikh'in Türkiye’deki Covid-19 verilerinden haberdar olmadıklarını belirtmesinin ardından yaptığı "Sağlık sisteminde çöküş yaşanabilir" sözlerine ilişkin DSÖ'den açıklama geldi.

Dünya Sağlık Örgütü’nden Türkiye röportajı açıklaması

DSÖ, söz konusu röportajın bazı basın yayın organlarınca yanlış yorumlandığını bildirdi.

Deutsche Welle Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Ülke ve Avrupa Merkez İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlık Ofisi Geçici Başkanı Dr. Irshad Ali Shaikh, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Halkımızla ilk olarak paylaşmadıklarımızı DSÖ ile paylaşmıyoruz” dediğini hatırlatarak “Biz bu verilerin farkında değildik” demişti. Shaikh, tüm dünyada semptom göstermeyenlerin “sessizce virüsün yayılmasına neden olduğuna” vurgu yapmıştı.

Türkiye’deki sağlık sistemine değinen Shaikh, “Her ne kadar Türkiye’deki hastanelerde durum diğer ülkeler, Avrupa ya da Amerika’daki kadar kötü durumda olmasa da, bu şekilde devam ederse o zaman biz de, sağlık sisteminin, hastane sisteminin çöküşünü yaşayabiliriz” ifadesini kullanmıştı.

DSÖ: BAZI MEDYA KURULUŞLARI YANLIŞ YORUMLADI

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

* DSÖ Türkiye, 4 Aralık Cuma günü DW Türkçe ile dünyadaki ve Türkiye’deki son Covid-19 durumu hakkında bir röportaj yaptı ve yazı bugün DW Türkçe tarafından yayınlandı. Medyaya profesyonellikleri ve medyanın toplum farkındalığını artırmadaki savunuculuk rolü için teşekkür ederiz.


* Ancak maalesef bazı medya kuruluşlarının DW Türkçe röportajında yaptığımız bazı açıklamaları yanlış yorumladıklarını fark ettik. Açık ve tutarlı iletişim, toplumun yararına yönelik olması ve tüm paydaşlar tarafından kanıta dayalı politika geliştirme ve karar alma için son derece önemlidir. DW Türkçe ile yaptığımız röportajın bir kısmını tekrar açıklık getirmek adına paylaşıyoruz:

1. COVID-19’a ilişkin güncel durumu değerlendirebilir misiniz?

* Dünya genelinde durum, oldukça endişelendirici. Çünkü vakalar artıyor ve kışın gelmesi, insanların daha çok kapalı alanlarda vakit geçirmesiyle daha da artacak. Maske kullanımı ve diğer fiziksel mesafe tedbirleri sayesinde Türkiye’de durum, Avrupa ülkelerindeki ya da ABD’deki kadar kötü değil. Mesela dün bir alışveriş merkezine girerken kontrol yaptılar ve HES kodu olmadan kimseyi içeri almadılar.

* Aşıların gelişi yakın görünse de maske kullanmaya, sosyal mesafeyi korumaya, kişisel hijyene ve hastayken evde kalmaya devam etmemiz gerekecek. Dediğin gibi, Türkiye’de durum, Avrupa veya dünyanın geri kalanındaki gibi kötü olmasa da yayılmanın azaltılması için HEPİMİZİN sorumluluk alması gerekiyor; hem halkın hem de yetkililerin. Aksi takdirde, ABD’de olduğu gibi sağlık sistemini zora sokma ihtimalimiz var. Pandeminin kontrol altına alınması için HERKESİN üstüne düşen rolü oynaması gerekiyor.

2. Bildiğiniz gibi Türkiye’de geçen haftaya kadar COVID-19 pozitifleri, vaka ve hasta olarak ikiye ayrılıyordu. Bugün, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 6000 yeni hasta olduğunu bildirdi. Sağlık Bakanlığı günde yaklaşık 30 bin COVID-19 pozitif vakası olduğunu bildiriyor. Bu doğru bir yaklaşım mıydı sizce? Hangisi yaklaşım daha doğru?

Sayın Bakan Koca, halkla paylaşılmayan hiçbir şeyin dışarıyla da paylaşılmadığını belirtmişti. Yani, o dönemdeki sayılar bilinmiyordu. Ama, şu anki uygulama doğru olan uygulamadır. DSÖ, tüm üye devletlerden semptomatik veya asemptomatik, tüm pozitif vakaları bildirmesini istiyor.

* ABD Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi, 8 pozitif vakadan yalnızca birinin belirti gösterdiğini, diğer vakaların gözden kaçtığını ve bu yüzden enfeksiyonun sessiz sedasız yayıldığını bildirdi. Türkiye’de en azından asemptomatik vakalar da biliniyor ve izolasyona ve karantinaya alınıyor. Yani, asemptomatik vakaların da bir kısmı tespit edilerek yayılma azaltılıyor. Başka ülkelerin bunu yapmaması halinde yayılma, diğer ülkelerde devam edecek.

3. Uzmanlar, Türkiye’nin vaka sayıları konusunda şeffaf olmadığını belirtiyor. Türkiye’nin COVID-19 yönetimi konusunda sizin fikriniz nedir? DSÖ ve Türkiye arasındaki iletişim nasıl ve DSÖ, Türkiye’deki gerçek tablodan haberdar mıydı?


Türkiye, pandemiyi ilk günden beri gayet iyi bir şekilde yönetiyor. Şimdi, diğer ülkelere kıyasla iyi durumdayız. Ama azaltım tedbirlerine bağlılığımızı sürdürmeliyiz. Sağlık çalışanları, bizim kahramanlarımız. Yatak ve hastane kapasiteleri artırıldı ama insan kaynağı kapasitesinin önemli ölçüde artırılması, aylar yıllar alıyor.

* Kahraman sağlık çalışanlarımız için herkesin sorumlulukla hareket etmesi gerekiyor. Türkiye ve Sağlık Bakanlığı ile çok güçlü bir ilişkimiz var. Bölge Direktörümüzün son 6 ay içerisinde Türkiye’yi iki kere ziyaret etmiş olması, iki kurum arasındaki ikili ilişkilerin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

4. Fahrettin Koca, Türkiye’nin Çin aşısından sipariş verdiğini söyledi ama sağlık uzmanları, bu aşının güvenilirliği konusunda endişeli. DSÖ, bu güvenilirliği teyit edebiliyor mu?

DSÖ’nün bir aşıyı, tedaviyi veya tanıyı teyit etme gibi bir görevi bulunmuyor. Bizim görevimiz, kanıtları paylaşmak ve rehberlik sunmak. Her ülkenin bağımsız bir düzenleyici kuruluşu var. Aşıların onaylanması veya onaylanmaması, özellikle de acil durumlarda, bu kuruluşların takdirine kalmış.

* COVID-19 pandemisi nedeniyle birçok ülkedeki düzenleyici kuruluş, aşı, tedavi ve testlere acil kullanım izni verdi. DSÖ COVAX kapsamındaki aşı üreticileri, verileri hem DSÖ hem de başkalarıyla paylaşıyor. Çin aşısı için ikinci faz verilerini aldık ama üçüncü faz verilerini henüz almadık. Bununla birlikte, Çin aşısında uzun yıllardır kullanımda olan ve güvenilir bir yöntem olan PH inaktif virüs yönteminden yararlanılıyor.

5. Eklemek istediğiniz herhangi bir şey var mıydı?

Aşıların kullanımı yakın olsa da herkesin aşıya erişmesi, aylar sürebilir. Ayrıca, aşı tek başına hayat kurtarmaz, aşılama hayat kurtarır. Türkiye de aşı dağıtım ve tahsis planını hazırlamış ve DSÖ rehberi doğrultusunda öncelik verilecek nüfus gruplarını belirlemiştir. Ama yine de herkesin aşılanması, aylar sürecek. Maske kullanımı, sosyal mesafenin korunması, el hijyeninin sağlanması ve hastayken evde kalınması konusunda birlikte çalışmalı ve aşının nüfus genelinde kabul görmesi için gereken mesajı yaymalıyız.

Etiketler
Türkiye