NSU kararı Neo-Nazileri büyütecek
Münih'teki NSU dava sürecini yakından takip eden ve tutanaklarla belgeleyen NSU-Watch örgütü mahkemeye ağır suçlamalar yöneltti.
Gönüllülerden oluşan örgüt dava bitse de NSU'nun peşini bırakmamakta kararlı.
Faşist NSU örgütü sanıklarının yargılandığı Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi, kararın açıklandığı Çarşamba günü, tarihi günlerinden birini yaşadı.
Duruşmayı mahkeme salonunda izleyebilmek için geceden gelip beklemeye başlayanlar, para karşılığında başkaları için sıraya girenler, çok uzun kuyruklar oluşturdu. Oysa 6 Mayıs 2013'ten bu yana süren davanın birçok duruşmasında gazeteciler için ayrılan bölümde, Alman basını için görev yapan 10, 15 gazeteciden fazla kimse olmadı, sandalyeler boş kaldı. Duruşmaları başından sonuna eksiksiz izleyen, tutanak tutan, bunları mahkeme esnasındaki gözlemleriyle birlikte sosyal medya üzerinden dünyaya duyuran ise büyük çoğunluğu Alman gönüllülerden oluşan NSU-Watch girişimi oldu.
Karar duruşmasında hakim Manfred Götzl'ün sanıklar hakkında açıkladığı cezalar, yine NSU-Watch gönüllüleri tarafından ilk olarak kamuoyuna duyuruldu. Dava bittiğinde salondan ayrılırken bugüne kadarki çabalarından duydukları haklı gurur yüzlerinden okunan gönüllüler, pek çok kesimin teşekkürünü kabul ederken yine de üzgün ve tepkiliydi.
Büyük hayal kırıklığı
NSU-Watch'tan Caro Keller, gerçeklerin yeterince aydınlatılamamasına, birçok sanığın hafif cezalar almasına tepki gösterdi.
Mahkemeye sert eleştiriler
DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Keller, NSU mağdurlarının, müdahil avukatların taleplerinin dikkate alınmamasını eleştirdi, "Dava boyunca kurban yakınları ve mağdurlar göz ardı edildi, mahkeme onların kendilerini ifade etmelerini kısıtladı, ‘çok ayrıntılı bilgi vermeyin' dendi, müdahil avukatların terör ağını ortaya çıkartabilecek pek çok delili reddedildi, önleri kesildi” diye konuştu.
NSU hakkında çalışmalar yapan birçok uzman ve müdahil avukatlar gibi, Keller de, mahkeme kararının aksine NSU'nun sadece üç kişiden oluşan bir hücre olmadığını, daha geniş bir terör ağının cinayetlerin arkasında olduğunu düşünüyor. Keller, "Yargılama süresince bu ağın ortaya çıkartılması çabalarının önü kesildi, devletin bu cinayetlerdeki sorumluluğunun üzerine odaklanılmadı. Pek çok soru yanıtsız kaldı. Dava sona ermiş olsa da bu sorulara yanıt verilmek zorunda” şeklinde konuştu.
Neonazilerin özgüveni
Davayı baştan sona takip eden NSU-Watch gönüllüleri, bu süre boyunca en çok rahatsızlık duydukları bir başka konunun, davayı izlemeye gelen Neonazilerin tavrı olduğunu söylüyorlar.
Keller, "Hep çok özgüvenliler, rahatça sanıklara el sallayıp tezahürat edebiliyorlar. Mahkemede kendilerini bu özgüven ve rahatlıkla ifade etmeleri, meydan okuyabilmeleri son derece rahatsızlık vericiydi” diyerek tepkisini dile getirdi. Neonaziler tarafından tehdit edilip edilmedikleri sorusunu ise Keller şöyle yanıtladı:
"Neonaziler bizzat tehdit zaten. Gayet tabii ki yaptığımız çalışma onların hoşuna gitmiyor ve bu tavrı açıkça bize karşı sergiliyorlar.”