ABD'den mesaj: 'Sözünü tutsun'
ABD Dışişleri Bakanlığı’na atandıktan sonra ilk kez Birleşmiş Milletler’e gelen Mike Pompeo, burada bir dizi temaslarda bulundu.
Bakan Pompeo, Güney Kore BM Daimi Temsilciliği'nde yapılan özel bir toplantıya katılırken, Güney Kore Dışişleri Bakanı Kang Kyung-wha ile bir araya geldi.
Pompeo, ayrıca Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından kabul edildi. İkilinin, Kuzey Kore, Suriye ve Eylül'de yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısında BM yapısında gerçekleştirilmesi planlanan reformlar konusunda görüştükleri bildirildi.
Ardından BM Güvenlik Konseyi toplantısına katılan Pompeo, konsey üyelerine Kuzey Kore'de gerçekleştirdiği temaslar ve yürütülen müzakerelerle ilgili bilgi verdi. Güvenlik Konseyi üyelerin temsilcileri de Kuzey Kore'ye uygulanan yaptırımlarla ilgili görüşlerini aktardı.
Güvenlik Konseyi'nde, Kuzey Kore'ye yönelik yaptırımların sürmesi konusunda görüş birliği olduğu kaydedildi.
Pompeo, kapalı oturumun ardından ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Nikki Haley'le basın toplantısı düzenleyerek soruları yanıtladı.
Pompeo, Kuzey Kore'ye yaptırımların devam etmesini talep ettiklerini belirterek konsey üyelerinin bu konuda bütünüyle uzlaştığını belirterek, “Kuzey Kore'ye yaptırım uygulanması sadece bizim fikrimiz değil. Bütün dünya böyle düşünüyor. Kuzey Kore Başkanı Kim, nükleer silahsızlanma kararını aldıklarını kendisi söyledi. Kim'in dünyaya verdiği sözü tutmasını görmemiz gerekir. Yapılan ikili görüşmede Başkan Trump'a bu konuda söz verdi. Kim'in sözünü tutmasını bekliyoruz. Yaptırımlar Kuzey Kore somut adımlar atana kadar sürecek. Bu konuda Güvenlik Konseyi birlik içerinde” diye konuştu.
Pompeo, “Kuzey Kore'yi korsan değil bir dost ülke olarak görmek istiyoruz” dedi.
Dışişleri Bakanı Pompeo, Başkan Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Washington'da, sonbaharda yapılacak görüşmenin “çok umutlu” olduğunu söyledi.
İki güçlü ülkenin liderlerinin bir araya gelmesinin önemini vurgulayan Pompeo, iki liderin dünyanın her yerindeki derin zorlu anlaşmazlıkları ve sorunları çözmek için diyalog yolunu seçmesinin son derece değerli ve anlamlı olduğunu ifade etti.
