İsrail’in ‘Demir Kubbe’si tartışılıyor
İsrail’in “Demir Kubbe” hava savunma sistemini yeniden gündeme geldi. Savunma politikaları uzmanı Arda Mevlütoğlu, “Demir Kubbe”nin yüksek oranda etkili olmasına karşın bazı roketlerin sistemi aştığına dikkat çekti.
Önceki savaş ve çatışmalarda da İsrail’e yönelik roket atışlarına karşın son çatışmada aynı anda yüzlerce roketin fırlatılması ve bunların Tel Aviv gibi Gazze’den uzak noktalara ulaşmasıyla gözler İsrail’in “Demir Kubbe” adı verilen alçak irtifa hava savunma sisteminde.
Cumhuriyet'ten Hüseyin Hayatsever'in haberine göre, İsrail, Demir Kubbe’nin Gazze’den atılan roketleri önlediği anlara ilişkin paylaştığı videolarla sistemin başarısını öne çıkartırken, bu sistemin önleyemediği roketlerin bazıları da İsrail’deki yerleşim yerlerine düşerek can kayıplarına yol açtı.
İsrail’in “Demir Kubbe” sistemi, 2006’daki Lübnan Savaşı’ndan sonra ABD’nin de finansman desteğiyle geliştirilmeye başlandı ve 2011’de kullanıma alındı. Sistemin radarı, atılan roketleri ve yörüngesini tespit ediyor, roketin düşeceği yerde korunması gereken bir sivil yerleşim yeri ya da önemli bir altyapı tesisi varsa füze, bataryadan otomatik olarak ateşleniyor ve roket havada imha ediliyor. Roketin düşeceği yerin boş arazi olması durumunda sistem roketi imha etmiyor ve roketin düşmesi bekleniyor. İsrail, sistemin başarısının yüzde 90’ın üzerinde olduğunu açıklamıştı.
‘YÜKSEK MALİYETLİ’
Son gelişmeleri Cumhuriyet’e değerlendiren savunma politikaları uzmanı Arda Mevlütoğlu, Demir Kubbe’nin özellikle maliyetiyle ilgili tartışmalara dikkat çekti. “Füze lançeri, komuta kontrol sistemi ve radarından oluşan bir bataryasının maliyeti 40-50 milyon dolar civarında. Bu sistemde kullanılan Tamir füzelerinin bir tanesinin maliyetinin 2011’de 80 bin dolar olduğu söyleniyordu, son dönemde maliyeti düşürülmüş olabilir. 30 bin ile 50 bin dolar arası bir maliyeti olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla bu, pahalı bir teknoloji. İsrail’e tanesi yaklaşık 300-500 dolar maliyeti olan roketler atılıyor ve bunlardan aynı anda yüzlerce atılabildiğini görüyoruz; burada ciddi bir asimetri var. O nedenle bu işin finansmanı ve sürdürülebilirliği bir sorun haline geliyor. İsrail, ABD’den ciddi finansal destek alıyor” diye konuştu.
Demir Kubbe’nin roket saldırılarını önlemede etkili bir sistem olduğunu ancak son çatışmada görüldüğü gibi yoğun roket saldırılarında “yorulabildiğini” belirten Mevlütoğlu şu görüşlerini dile getirdi: “Demir Kubbe, son derece etkili bir sistem. Fakat hava savunması, bir istatistik savaşıdır. 100 roketten 95’ini önlemesi etkileyici bir performans, fakat o kaçan 5 roket ciddi can ve mal kaybına neden olabiliyor. O zaman iş şuna geliyor: Hava savunmada yüzde 100 başarı sağlamak neredeyse imkânsız. Bu durumda kimse yüzde 95’lik önleme başarısına bakmaz, o yüzde 5’in yarattığı travma ortaya çıkar.”
İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukaya karşın Hamas’ın başını çektiği Filistinli grupların yoğun roket kullanımını da değerlendiren Mevlütoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze Şeridi ve Batı Şeria İsrail’in havadan, karadan, denizden ve uzaydan 24 saat gözetlediği yerler. Ama buna rağmen özellikle Gazze Şeridi’nde Hamas ve diğer grupların bu roketlerin bir şekilde üretiminin sürdürebildiği anlaşılıyor. Burada da İsrail açısından ciddi bir istihbarat zafiyeti var.”
‘HEPSİ GAZZE DIŞINDAN GELMİYOR’
Mevlütoğlu, Gazze’den atılan roketlerin etkinliğinin arttığına da dikkat çekti. “Eskisi kadar kaba, iptidai roketlerden bahsetmiyoruz, isabet hassasiyetinde ve menzilde ciddi artışlar görüldü. Bu roket kabiliyetindeki artışlarla Demir Kubbe’nin üzerindeki yük de artmış durumda” dedi. Gazze’den atılan roketlerin bir bölümünün dışarıdan gelmiş olabileceğini ancak kaydadeğer bir bölümünün de Gazze içinde üretildiğinin anlaşıldığını kaydetti. “Bu roketlerin tamamının Gazze dışından geliyor olduğunu söyleyemeyiz. Roketlerin imalatında kullanılacak hammaddeler; yakıt, patlayıcı, gövde parçası, bunların ne kadarı Gazze dışından geliyor, ona dair elimizde bir veri yok. Fakat şu kesin: Gazze’de artık bir yeraltı roket endüstrisi oluşmuş ve çalışıyor” değerlendirmesini yaptı.